mesela o kadını sevdiğin gibi sevmedin beni sana verdiğim sevgiyi başkasında arama zahmetine girip hep üzüldün her seferinde bana dönmeni kabul edişimden nefret ediyorum seni göğsümde saklamak kadar yorucu bir şey bilmiyorum bir başkası için her ağladığında ellerim titreye titreye saçlarını okşayıp öpüşümden nefret ettim. kalbini bende toplayıp başkasını sevmenden nefret ettim ben senden nefret etmedim, edemem. kalbimde sana ayırdığım yerde duvarlarım var her gelişinde duvarlarım sarmaşık çiceklerle doluyor güneş bana gülümsüyor yüzümde tebessümler gülüşler eksik olmuyor, sonra yine gidiyorsun bir başkasına çiçeklerim soluyor güneşin yerini fırtınalar alıyor boynumu her seferinde büküşünü unutamıyorum affedemiyorum ama çok seviyorum, kabul edemiyorum ama uzak kalamıyorum, nefret etmiyorum ama öfkemi kusuyorum. yüzünde gülümseme varsa ben yorulmaya hazırım yaptığın her şey kabulüm der susarım şikayet etmez izlerim mutlu oluşunu içindeki çoçuğun kime nasıl güneş olduğunu her seferinde daha çok sırıtışını izlerim o sırıtışların göğsümde nasıl filizlendiğini bilemezsin sadece..
Sonra alışıyorsun işte...
Kıpır kıpır olan o kalbin eskisi gibi atmıyor artık.
Uyumadan önce”arasam mı” diye düşünüyorsun.
Ya da uyanır uyanmaz, bir şey yazdımı diye telefona sarılıyorsun. Ne denir bilmiyorum ama soğuyorsun!
Dünyalar kadar sevdiğin gidiyor hayatından. Yaşayamam dedikçe ömrün uzuyor sanki!
Nihayet alışıyorsun birinin yokluğuna ama,
"o biri.."
Senin sevgiye olan inancını kırıyor.
"Bir daha kimseye.."
"ona baktığın gibi bakamıyorsun.."
"ona güldüğün gibi gülemiyorsun.."
ona dokunduğun gibi dokunamıyorsun.."
"Kısacası..."
" Bir daha sevmeyeceksin bir başkasını.
"TOZA SOR"
Öncelikle birlikte bitiremesek de bana eşliği için
Samet Hızır'a sevgilerimle :))
Ahhh, Arturo Bandini'cim kitap boyunca kişiliğinin derin sularında yüzdüğümü hissettim biliyor musun? Yaşadığım bu duygunun asıl sebebi pdr okuduğum ve artık insanlara çok daha farklı bir gözle baktığım (derinlemesine görmek