Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"En acı verici şey: başkasını çok sevdiğin için kendini kaybetmek ve özel olduğunu unutmaktır." ~Ernest Hemingway.
"Geleceğini sev..." dediğin­ de, bu düşünceyi beğeniyoruz. Çünkü kendimizle ilgilenme­mizi engelleyici bir anlam taşıyor. Ama tümceye devam edecek olursak: "Geleceğini sev, kendini sevdiğin gibi!" Eklenen bu son bölüm ilgimizi pek çekmiyor, çünkü insanın kendi kendini sevmesinde bir bencillik yatıyor. İnsanın kendisini sevmesi! Bunu eski insanlara öğütlememin gereği yok, çünkü kendilik­ lerinden uyguluyorlardı. Ya bugün? Davranışlarımıza biraz "senin gibi" anlayışı egemen bugün. Kendimi sevmiyorsam bir başkasını nasıl severim? Kişi kendisine kötü davranırsa, başka­ sına nasıl iyi davranabilir? Eğer kişiliğimize gereğince ilgi gös­ terirsek, kendimizi seversek, buluşlardan yeni buluşlara atla­rız, ne olduğumuzu anlar, kendimizi sevmenin önemini anla­rız. Bunun, canavarın ağzına ayağımızı sokmaktan farkı yok­tur. Sevgiden yoksun olan kişi, hiçbir şeyi değiştirmez ve her şey olduğu gibi yoluna devam eder.
Sayfa 277Kitabı okudu
Reklam
İçimdeki bu şey, bacaklarımda bedenimi taşıyabilecek bir güç bırakmıyor. Kollarımda seni sarıp sarmalayacak derman yok. Tüm olmazlara inat sana gelmek istiyorum ama yine yolumu o olmaz kesiyor, durduruyor beni. Dur, diyor… Bu dünyada sevdiğin ama sevenin o değil. Onun gözleri başkasını görüyor, kalbi bir onu duyuyor. Bakmadı bakmaz, sevmedi sevmez…
Pukka YayınlarıKitabı okudu
Sevgi bir başkasını, bir dükkanda gördüğün bir nesneye sahip olmayı istediğin şekilde istemek değildir, bu sadece arzudur. Onu almak, eve götürmek ve dairenin bir yerinde bir lamba gibi koymak istersin. Sevgi; yanan bir evden çocuklarını kurtaran, onları dışarı çıkartıp kendi ölen bir baba gibidir. Sevdiğin zaman kendin için yaşamayı bırakırsın; bir başkası için yaşarsın.
Ve aşık olduğunda, bir başkasını sevdiğin kadar seversin kendini.
_Yaşam, ufacık şeylerden, küçük mutluluklardan oluşuyor. Hiçbir şey büyük ve kutsal değil. O yüzden sözde büyük olan şeylere ilgi duyarsan yaşamı ıskalarsın. Yaşam bir bardak çayı yudumlamak, bir dostla sohbet etmek, sabah yürüyüşe çıkmaktır, ama illa belli bir yere doğru değil, amaçsız, son belirlemeden hareket etmektir. Böylece herhangi bir
Reklam
Ernest Hemingway
"En acı verici şey; başkasını çok sevdiğin için kendini kaybetmek ve özel olduğunu unutmaktır."
Kimdir şu sevdiğin insan? Anladık fakir, kimsesiz, bahtsız... Ama kim? Kim olacak? Sensin. Kendi kendinsin. Evet, bu şehirde herkes dönüp dolaşıp kendisinde karar kılacak. Başkasını seven tek adam bulamazsın. Olmasına da imkân yoktur. Hani bazı insanlar vardır, iyilik edersin. Bir edersin, iki edersin, üç edersin. Sonra edemeyecek hale gelirsin de elinden bir şey yapmak gelmez. O zaman bir de bakarsın ki, karşındaki sana düşman kesilmiştir. Hepimiz öyleyiz işte. Bütün iyilikleri, bütün dostlukları, tulumba gibi emeriz. Sonra dostluklar, iyilikler de kuyular misali kurur. İşte o zaman başlar pandomina, kocaman dedikodu.
Sayfa 118Kitabı okudu
İçimdeki bu şey, bacaklarımda bedenimi taşıyabilecek bir güç bırakmıyor. Kollarımda seni sarıp sarmalayacak derman yok. Tüm olmazlara inat sana gelmek istiyorum ama yine yolumu o olmaz kesiyor, durduruyor beni. Dur, diyor.. Bu dünyada sevdiğin o ama sevenin o değil. Onun gözleri başkasını görüyor, kalbi bir onu duyuyor. Bakmadı bakmaz, sevmedi sevmez.
Sayfa 109Kitabı okudu
İçimdeki bu şey, bacaklarımda bedenimi taşıyabilecek bir güç bırakmıyor. Kollarımda seni sarıp sarmalayacak derman yok. Tüm olmazlara inat sana gelmek istiyorum ama yine yolumu o olmazlar kesiyor, durduruyor beni. Dur, diyor…Bu dünyada sevdiğin o ama sevenin o değil. Onun gözleri başkasını görüyor, kalbi bir onu duyuyor. Bakmadı bakmaz, sevmedi sevmez…
Sayfa 109Kitabı okudu
Reklam
El hamdu lillâhi rabbil âlemîn:4 “Hamd (övme ve övülme) âlemlerin rabbi olan Allah içindir.” Övme ve övülme âlemlerin rabbi olan Allah’a aittir. Övgüye layık olan da övmeye hakkı olan da odur. Allah kimi övdüyse o kişi övgüye layıktır, övmediği ise övgüye layık değildir. Allah’ın övdüğünü övenler Allah’a itaat etmiş, Allah’ın vahyine ve resulüne
“Düşün ki çok sevdiğin biri var ve sen onu tüm sıfatlarıyla seviyorsun.Onu kimseyle paylaşamıyorsun, çünkü en güzel anılarının sahibi olmuş.Sana koşmayı, düştüğünde ayağa kalkmayı, satranç oynamayı, topa daha iyi vurmayı, uçurtma uçurmayı öğretmiş.Birlikte yıllarınız geçmiş… Sonra araya yollar girmiş.Bu sefer de hasretiyle sınanmışsın.Hiç kimse onun gibi olamamış, başkalarının gülümsemeleri bile onun sana dümdüz bakması kadar sahici hissettirmemiş.Sen de yıllarca geçmişin hatıralarına tutunarak beklemişsin onu.Ama o geri döndüğünde sana bir yabancı olmuş.Bir zamanlar seni koyduğu yere bir başkasını koymuş.”
Sayfa 256Kitabı okudu
<Ben fukarayı severim> dersin kendi kendine, yalandır. Kendin de inanmazsın. Hangi fukarayı, nasıl fukarayı? Bu canavar gibi dilenci kadını mı? Bu arsız, edepsiz, huysuz çocuğu mu?.. Kimdir şu sevdiğin insan? Anladık fakir, kimsesiz, bahtsız…Ama kim? Kim olacak? Sensin. Kendi kendinsin. Evet, bu şehirde herkes dönüp dolaşıp, kendisinde karar kılacak. Başkasını seven tek adam bulamazsın. Olmasına da imkan yoktur.Hani bazı insanlar vardır, iyilik edersin. Bir edersin, iki edersin, üç edersin. Sonra edemeyecek hale gelirsin de elinden bir şey yapmak gelmez. Hepimiz öyleyiz işte. Bütün iyilikleri,bütün dostlukları tulumba gibi emeriz. Sonra dostluklar,iyilikler de kuyular misali kurur.
221 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.