"Doğu böyledir Hamid'im,Batıda bir yaprak düşse o yaprağı düşüren rüzgarı Doğuda arar Batılılar ve o rüzgarı cezalandırmak için Doğunun tüm göğünü ateşe verirler."
ermeni meselesine ne gerçekçi yaklaşımdır sabırla okumanız dileğ ile yazının tamamı nı şu linkten okuyabilirsiniz 2016.kurtuluspartisi.org/ermeni-sorunu
Ermeni Soykırımı Emperyalizmin yalanıdır..
Türklerle Ermeniler, On Birinci Yüzyılın başlarında, Çağrı Bey’in İran Yaylalarından bu yana geçerek Anadolu’ya yaptığı ilk keşif
''Türklerin arasında şunu farkettim. Onlar maske takmasını bilmiyorlar. Bunu gerçek anlamda söylemiyorum. Onlar
duygularını saklayamıyorlar. İçleri neyse dışları da o. Bir Türkün size kızdığını da, sizi sevdiğini de yüz
ifadesinden rahatlıkla anlayabiliyorsunuz. Belki de bu yüzden biz Venediklilerin diğer milletlerle kurduğumuz
ilişkileri onlar güçlükle yapıyorlar. Diplomasi onların en zayıf olduğu alan. Ben bunu en çok Bizans tekfurlarının
onlar için yaptıkları planlarda fark ettim. Batılılar Türklerin yüzlerine gülüp arkalarından her türlü hesabı
yapıyor, Moğollarla ittifaka girişiyor, kendi aralarında Anadolu topraklarını paylaşıyorlar. Oysa Türkler dostluklarını
da düşmanlıklarınıda açık açık gösteriyor.''
Modern Batılılar, ırk hiyerarşisi fikriyle dalga geçmek üzere eğitilirler. Siyahilerin beyazların mahallesinde yaşamasını, beyazların okullarında okumasını veya beyazların hastanelerinde tedavi görmesini engelleyen yasalar onları şoke eder. Ancak zenginlerin diğerlerinden ayrı ve daha lüks mahallelerde yaşamalarını, yine ayrı ve daha prestijli okullarda okumalarını ve diğerlerinden farklı olarak daha iyi donatılmış hastanelerde tedavi görmelerini öngören zengin-fakir arasındaki hiyerarşiyse pek çok Amerikalı ve Avrupalıya gayet normal gelmektedir. Oysa pek çok zengin insanın zengin bir ailede doğduğu için zengin olduğu ve pek çok fakirin de fakir bir ailede doğduğu için hayatları boyunca fakir kalacağı kanıtlanmış bir olgudur.
"...Sevr antlaşması tarihte örneği olmayan trajik bir antlaşmadır. Yalnız kabul edenler için değil, böyle bir antlaşmayı hazırlayan Batılılar için de bir utanç belgesidir..."
Modern batililar, irk hiyerarşisi fikriyle dalga geçmek için eğitirler. Siyahilerin beyazlarin mahallesinde yaşamasini, beyazlarin okullarinda okumasini veya beyazlarin hastanelerinde tedavi görmesini engelleyen yasalar onlari şoke eder. Ancak, zenginlerin digerlerinden ayri ve daha lüks mahallelerde yaşamalarini, yine ayri ve daha prestijli okullarda okumalarini ve digerlerinden farkli olarak daha iyi donatilmiş hastanelerde tedavi görmesini öngören zengin fakiri arasindaki hiyerarşiyse onlara çok normal gelmektedir . Oysa pek çok zengin insanin zengin bir ailede doğduğu için zengin ve pek çok fakirinde fakir bir ailede doğduğu için hayatlari boyunca fakir kalacaği kanitlanmiş bir olgudur..
Sevr Antlaşması tarihte örneği olmayan trajik bir antlaşmadır. Yalnız kabul edenler için değil, böyle bir antlaşmayı hazırlayan Batılılar için de bir utanç belgesidir.
Bu antlaşma ile Osmanlı Devleti, İngiltere'nin isteği doğrultusunda, 'bir daha Batıya kafa tutamayacak kadar küçük ve güçsüz bir devlet' haline getirilmekte, Çatalca'ya kadar Doğu Trakya Yunanlılara verilmekte, Anadolu Türkler, Yunanlılar, Ermeniler, Kürtler ve Fransız mandası altındaki Suriye arasında bölüştürülmekte, kapitülasyonlar daha ağırlaştırılıp genişletilmekte, devletin her etkinliği denetim altına alınmakta, Marmara denizi ile Boğazların idaresi ayrı bayrağı olan milletlerarası bir kurula bırakılmaktadır. Ayrıca, Üçlü Anlaşma'yla Anadolu, iyice sömürülmek üzere, İngiliz, Fransız ve İtalyan çıkar bölgelerine ayrılmaktadır.
Abanoz
Polonyalı Gazeteci Yazar Ryszard Kapuscinski’nin 1950 Li yıllardan 1980 li yıllara kadar Afrika’ya yaptığı gazetecilik ve gezi amaçlı yaptığı seyahatler de gözlemlediği gezi notları.
Afrika dediğimizde ilk aklımıza gelen, vahşi yaban hayatının anlatıldığı belgesellerden bildiğimiz yerlerdir. Bazen de TV ler de haber değeri fazla önem