Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Psikolojik savaş: Batılılar, psikolojik savaş istatistiklerini de kullanarak adete güç gösterisi yapmaktadırlar. Onlarla başa çıkabilmek için güçlü bir iman, sabır ve takvaya sahip olmamız gereklidir. Yüce Allah:" Size bir iyilik dokunursa,bu onları üzer. Başınıza bir kötülük gelse, ona sevinirler. Eğer siz sabırlı olur,Allah'a karşı gelmekten sakınırsanız onların hileleri size hiçbir zarar vermez. Çünkü Allah onların işlediklerini kuşatmıştır. (Âl-i İmran,3/120) buyurmuştur.
Sayfa 49 - Müslümanlardaki Yenilgi PsikolojisiKitabı okudu
Gerçekte batılılar, insanlık değeri açısından değil fakat teknoloji ve makineleşme açısından ilerlemişlerdir. Grafiklere bakıldığında, makineleşme ve teknolojinin batılılarda yüksek seviyelerde olduğu görülebilir. Onlar çok çeşitli makineler icat etmektedirler. Fakat insanlık, davranış, ahlâk ve toplumsal yaşantılarını düzeltip sağlamlaştırdığı zaman, makineleşmiş batılıların çöküşünü görebilir. Onların ilerleyişi teknoloji açısından olup insanı değerler açısından her hangi bir ilerleme sağlayamamışlardır. Dinimize bağlı olursak, insani değerlerimizi de geliştirebiliriz. Teknoloji ve makineleri de Allah yolunda kullanmak için onlardan alabiliriz.
Sayfa 20 - Müslümanlardaki Yenilgi PsikolojisiKitabı okudu
Reklam
Orduyu Batılılar gibi eğitip silahlandırmak yenilgiden kurtulmak için yeterli değildir.
Batılılar, yüreklerinin en gizli köşelerinde hâlâ duran "Ortadoğu korkusu"nu atamamışlardır. Nedir bu korku? Ortadoğuluların, İslam uygarlığının yeniden gün yüzüne çıkarmaları olasılığıdır. Kuşkusuz görünürde böyle bir korkuları yoktur, içleri de çok rahattır. Ne var ki bir bilinçaltı bulunuyor insanda; işte bu duygu var Batılıların bilinçaltında. Ya bir gün Ortadoğulular, inançların gösterdiği birlik çizgisinde el ele verip "Biz, bütün Ortadoğu uluslararası, bir ülkeyiz bundan böyle" derlerse, Batılılar kimleri sömürebileceklerdir? Afrikayı mı? Afrika'nın gözünü açan ve İslamı seçmiş olan ulusları da bu birliğe katılmak için acele edeceklerdir. Asyayı mı? Gittikçe yükselecek bir duvar orası.
yazık
Osmanlı Devleti zayıfladıkça, Batılılar içimize girmiş, İslâm’a olan inanç ve güvenimizi yıkmışlardır. Bu güven ve inanç çözüldükçe biz de bütün kurtuluşu batılılaşmakta görmeye başlamışız. Böylece, artan, kökleşen bir kültür emperyalizminin, otokolonizasyonun kurbanı olmuşuz. Yeni yetişen kadro, tam anlamıyla batıya adapte olmuş bir kadrodur…. Bu nesiller öyle yetişmiş ve yetiştirilmiştir ki, batılılardan çok kendi kültürümüze karşı koymakta, direnmekte, savaş açmaktadırlar. Bunlar için, islâm ideali ve kültürü bir alternatif bile değildir.
Türkler; “Efendim, Batılılar bizi sevmiyor, sebep Hıristiyanlık-Müslümanlık meselesidir” dediğinde, bu yetersiz ve hatta çok yanlış bir hükümdür. Laik oluruz. Bu konuda fikir ve tutumumuzu takip ederiz, fakat fazla bir şey değişmez. Batı’da klasik tarih eğitiminin belirgin noktalarından biri antitürklüktür, antimüslümanlık demiyorum. Yani Batı kültürü ve Batı insanı için İranlı her zaman egzotik bir adamdır. Arap demek 1001 gecedir, bir masaldır, şairdir, Ebu Nuvas’tır, çevirisini bulursa okur. Fakat, Türk demek, bunların ötesindedir. O bir militandır. Türk, Roma mirası üzerine oturan asker bir kavimdir ve dolayısıyla bir tehlikedir. Kilise uzun zaman böyle öğretti ve bu nedenle Batı’da Türklere karşı ebedî bir şüphecilik vardır.
Reklam
İngilizlerin Kurduğu Krallık
Amman Batılılar tarafından Âlem-i İslam'ı bölüp parçalara ayırmak için uygulanan ulusçu projelerin doğurduğu bir şehirdir. Ulusçu zihinler ancak Amman gibi şehirler kurabilirler. Ümmetçi zihinler ve kalpler ise Saraybosna, İstanbul, Şam-ı Şerif ve Kudüs gibi şehirler...
Bütün batılılar, hain oldukları için mi bu kadar çiğ gerçekçiydiler, yoksa bu kadar çiğ gerçekçi olduklarından mı bir yerde ister istemez hain, kaba, bencildiler?
Biz ve Batılılar için tek çıkar yol İslam’laşmaktır.
Bu itibarla ilim, bu devrin ilmi, Müslümanlar tarafından getirilmiş olan ilimdir. Bizim karşımıza geçip de Batı’da şu vardır, bu vardır diye kimse konuşmasın. Biz ve Batılılar için tek çıkar yol İslâmlaşmaktır.
Reklam
"Kadınlar sosyal hayatta erkeklerle beraber yürüyecektir ve daima birbirinin yardımcısı, yol göstericisi olacaktır. Acaba bizim milletimiz de böyle değil midir? Ve bizim milletimizin de böyle olmaması için ne engel vardır? Daima öne sürülen bir şey vardır ki o da din engellemesidir. Bilhassa, Batılılar, bilhassa bu milleti yok etmek isteyen o koyu düşmanlar bizi, daima her işimizi din etkisi altında tutmuşlardır."
Kadercilik mi, kontrolcülük mü?
Bu anlayış farkının kökeninde ne vardır? Batı kültürü daha çok kontrolcü, Doğu kültürü daha çok kadercidir. Hayatını kontrol etme güdüsüyle yetiştirilen bir Batılı, bunu ideal yaşam durumu olarak kabullenir ve bir gün hayatı üzerindeki kontrolünü kaybettiğinde, hemen denetimi eline almak için yoğun bir çaba içine girer. Çok sayıda denemeden sonra
Asya'da Moğollar tarafından yapılan iç değişiklikler yoluyla Hıristiyanlığın toleransları silinip ticaret yolları kuşatılınca, ticarette öncülük yapan Portekizliler Uzakdoğu'ya gitmek için deniz yolunu seçtiler, ticaret merkezleri kurdular ve kendilerinin de içinde bulunduğu Batılılar için kıtanın zenginliklerini açtılar. Böylece yüzyıllarca devam eden sömürgeciliğe başladılar. Neticede bütün Avrupalı güçler askerî imkânları vasıtasıyla kendi paylarını emniyete aldılar..
Sayfa 27 - Kronik KitapKitabı okudu
Yurtsuz kaldıklarını ve esir düştüklerini zannettikleri bir anda, yepyeni bir felsefeyle, küllerinden yeniden doğmuştu Türkler. Bir mucize gerçekleştirmişlerdi. Kendileri için çizdikleri sınırların içinde kalan toprağa, inatla sahip çıkmışlardı. Üstelik ülkelerini işgal eden Batı devletlerinden hiç de geride olmadıklarını ispat için, devrimler gerçekleştiriyorlardı. Biliyorlardı ki, Batı ile başa çıkmak için, Batılılar gibi olmak hatta onları aşmak gerekiyordu.
Sayfa 133Kitabı okudu
Bediüzzaman said Nursi mektubat kitabında hilâfet hakkında:
"İslâm'da net bir yönetim biçimi yotur. İslâm'ın üç ana delili ve üç ana kaynağı olan Kur'an, Sünnet ve icma açısından bakıldığında, yönetim şekli hakkında sadece bazı esaslar tavsiye edilmiştir. Bu esaslar ise şûra, meşveret, hesap verebilirlik gibi değerlerdir. Bunun dışında 'yönetim şu şekilde olsun' diye net bir
Köklü değişim yayıncılıkKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.