Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Geleceği, sanki yalnızca önümüze sunulan çok çeşitli seçeneklerden biriymiş gibi bugüne ekledik. Seçme şansımız artıyor; yasam biçimleri, geziler, cinsel roller ve kimliklerle ilgili her turlu isteğin, her turlu olabilirliğin anında doyurulduğu, bebeksi bir dünyada yaşıyoruz."
Her türlü isteğin anında doyurulduğu bebeksi bir dünyada yaşıyoruz.
Erol Göka
Erol Göka
Reklam
Gelecegi, sanki yalnizca onumuze sunulan cok cesitli seceneklerden biriymis gibi bugune ekledik. Secme sansimiz artiyor; yasam bicimleri, geziler, cinsel roller ve kimliklerle ilgili her turlu istegin, her turlu olabilirligin aninda doyuruldugu, bebeksi bir dunyada yasiyoruz.
Sayfa 5 - Sel YayınlarıKitabı okudu
Geçmiş, bugün ve gelecekle ilgili kavramlarımız gün geçtikçe kendini yenilemeye zorlanıyor. Tıpkı geçmişin, toplumsal ve ruhsal anlamda, Hiroşima’ya ve nükleer çağa yenik düştüğü gibi, gelecek de doymak bilmeyen bugün tarafından yutularak yok oluyor. Geleceği, sanki yalnızca önümüze sunulan çok çeşitli seçeneklerden biriymiş gibi bugüne ekledik. Seçme şansımız artıyor; yaşam biçimleri, geziler, cinsel roller ve kimliklerle ilgili her türlü isteğin, her türlü olabilirliğin anında doyurulduğu,bebeksi bir dünyada yaşıyoruz.
20. yüzyılı egemenliği altına alan kâbusun akılla evliliğinden her za­mankinden daha belirsiz bir dünya doğdu. Yaşamımız 20. yüzyılın o büyük, ikiz ana temasının egemenliği altındadır artık: Seks ve Paranoya. Geleceği, sanki önümüze sunulan çok çeşitli seçeneklerden biriymiş gibi bugüne ekledik. Seçme şansımız artıyor; yaşam biçimleri, geziler, cinsel roller ve kimliklerle ilgili her türlü isteğin anında doyurulduğu, bebeksi bir dünyada yaşıyoruz. Yaşadığımız dünyayı pazarlamacılık, reklamcılık ve reklamcılığın bir kolu olarak görülen politika yönetiyor. Bizler koca­man bir romanın içinde yaşıyoruz artık; eskiden ise nedenli karmaşık ya da belirsiz olursa olsun, dış dünyanın, gerçekliği temsil ettiğini, arzu­larınsa düşlem ve imgelem âlemini temsil ettiğini varsayardık. Şimdi bu roller değişmiş gibi görünüyor. Günümüzde yaşadığımız dünyayı ele almanın en akıllıca ve en etkili yolu, onun bütünüyle kurgudan oluştu­ğunu varsaymaktır. Freud’un düşlerdeki gizliyle açık, görünürle gerçek arasındaki o alışılmış ayrımının artık gerçeklik olarak adlandırılan dış dünyaya uyarlanması gerekmektedir
Çarpışma” yazarı J. G. Ballard (2004), kitabın giriş bölümünde günümüzü tarif derken şunları söylüyor: “20. yüzyılı egemenliği altına alan kabusun akılla evliliğinden her zamankinden daha belirsiz bir dünya doğdu…Yaşamımız 20. yüzyılın o büyük, ikiz ana temasının egemenliği altında: seks ve paranoya…. Geleceği, sanki önümüze sunulan çok
Reklam
Bebeksi bir dünyada yaşıyoruz
Geçmiş, bugün ve gelecekle ilgili kavramlarımız gün geçtikçe kendini yenilemeye zorlanıyor. Tıpkı geçmişin, toplumsal ve ruhsal anlamda, Hiroşima’ya ve nükleer çağa yenik düştüğü gibi, gelecek de doymak bilmeyen bugün tarafından yutularak yok oluyor. Geleceği, sanki yalnızca önümüze sunulan çok çeşitli seçeneklerden biriymiş gibi bugüne ekledik. Seçme şansımız artıyor; yaşam biçimleri, geziler, cinsel roller ve kimliklerle ilgili her türlü isteğin, her türlü olabilirliğin anında doyurulduğu,bebeksi bir dünyada yaşıyoruz.
Sayfa 8 - AyrıntıKitabı okuyor
bebeksi bir dünyada yaşıyoruz. Bunun yanında, kurguyla gerçek arasındaki dengenin son on yirmi yıldır önemli ölçüde değiştiğine inanıyorum. Bu ikisinin rolleri gün geçtikçe tersine dönüyor. Yaşadığımız dünyayı, pazarlamacılık, reklamcılık, reklamcılığın bir kolu olarak görülen politika, özgün tepkinin yerini televizyon ekranı aracılığıyla deneyimin alması gibi çok çeşitli kurgu türleri yönetiyor. Bizler kocaman bir romanın içinde yaşıyoruz. Özellikle yazar, romanına kurgusal bir içerik bulmaya gitgide daha az gereksinim duyuyor. Kurgu zaten önünde. Yazarın görevi gerçeği icat etmek.