Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yusuf Suresi
66-“Babalarının emrettiği yerden girdiler, (elbette) bu onlardan hiçbir şeyi uzaklaştıracak değildi, ancak bu, Yakub'un içindeki bir isteği açıklamasıydı. O bizim öğretmemiz dolayısıyla ilim sahibiydi, fakat insanların çoğu bilmezler.” Babalarının emrettiği yerden girdiler: Farklı kapılardan girdiler. Söylendiğine göre burası el-Ferma şehriydi ve dört kapısı vardı. Onun bu kapılarından girdiler. **(elbette) Bu onlardan hiçbir şeyi uzaklaştıracak değildi:** Allah Yakub'un (aleyhisselâm) sözünün doğru oldugunu ifade etmiştir. Ancak bu, Yakub'un içindeki bir isteği açıklamasıydı: Babalarının duyduğu bir şefkatle onlara şefkat duymuş,bu yüzden böyle yapmamalarını istemiştir. O: Yakub bizim öğretmemiz dolayısıyla ilim sahibiydi: Yaptığı şeyler ilme dayalı şeylerdi, cahilce yapmıyordu. "O ilmiyle amel ederdi" denilmiştir. Süfyan şöyle der: "Bildiğiyle amel etmeyen âlim sayılmaz." "Ona öğrettiğimizi korurdu" anlamında olduğu da söylenmiştir. **Fakat insanların çoğu bilmezler.** Yakub'un (aleyhisselâm) bildiklerini bilmezler, çünkü onlar ilmi elde etmeye yönelmezler.
Sayfa 24 - Yusuf suresi,4.CiltKitabı okuyor
Bu dünya bulunur bir şey değil; lakin becerebilsek! Davûd (Aleyhisselâm) Hazret-i Allah'a: "Ya Rabbi! Kulları- nın sevap ve günahlarının tartılacağı teraziyi bana göster" diye yalvardı. Mevla Teâlâ da gösterdi. Baktı ki eni meşrık ile mağrip arası kadar, uzunluğu da derinliği de ona göre çok büyük. Heybetine dayanamadı bayıldı. Kendisine geldiğinde taaccüple "Ya Rabbi! Bunu hangi kulun, ne ile doldurabilir ki?" dedi. Bunun üzerine Mevla Teâlâ: "Ey Davud! Ben bir kulumu sevdim mi o kulum bir kere "Sübhanallah" derse terazi dolar" buyurdu. (Begavi tefsiri, Enbiya Süresi, 47. ayet-i kerime)
Reklam
Bu gece;
*MİRAÇ GECESİ SAAT 3 CİVARLARINDA SÜT İÇİLİCEKTİR* 🥛🥛🥛🥛🥛 *Ağzı geniş bir sürahinin veya bardağın içine süt koyup* *1 TANE YASİN SURESİ*
Te'vil, âyetin, taşıdığı anlamlardan birine döndürülmesidir? Te'vil; ister zahirine uygun düşsün ister düşmesin, bir sözün tefsir ve beyanıdır. Bu tarife göre te'vil, tıpkı tefsir gibidir ki, doğru yapıldığında benimsenir, bâtıl olduğunda ise, benimsenmez ve zemmedilir. Başta İbn Cerir et-Taberi rahimehullah olmak üzere birçok müfessir, eserlerinde te'vil kelimesini tefsir anlamında kullanmışlardır. El-Begavi rahimehullah şöyle demiştir: "Te'vil: Ayet-i Kerime'yi öncesi ve sonrasına uygun olan muhtemel mânâsına; Kitap ve Sünnet'e ters düşmeksizin, istinbat yoluyla hamletmektir. Tefsir ise: âyeti, nüzul sebepleri, diğer durumları ve kıssası itibariyle açıklamaktır.
Sayfa 5 - Üç S BasımKitabı okuyor
Kuranı Hz Muhammed mi yazdı sorusuna cevap:Abese Suresi
Deistlerin ve ateistlerin bir argümanı olan Bu soruya bir çok şekilde reddiye yapılabilir illerdeki süreçte belki bu soruya geri dönebilirim dediğim gibi bu sualin bir çok cevap ve reddiyesi var ama şuanlık bir sure ile çevap vermekle yetineceğim o ayet ise Abese Suresi ilk kez duymuş olabilirsiniz bu sureyi şuana kadar camilerde hutbede bu
Şüphesiz ki ibrahim çok yumuşak kalpliydi
114- İbrahim'in babası için olan istiğfarı, yalnızca ona verdiği bir söz sebebiyleydi. Onun Allah’ın düşman olduğu kendisi için açıklık kazanınca ondan uzaklaştı. Şüphesiz ki ibrahim çok yumuşak kalpliydi,hilm sahibiydi. “Şüphesiz ki ibrahim çok yumuşak kalpliydi,hilm sahibiydi.” Ayette geçen "evvâh" kelimesinin ne anlama geldiği hususunda farklı görüşler vardır. Bir hadiste "Evvâh olan kişi, huşu duyan ve yalvarandır" denilmiştir.(Taberi) Abdullah b. Mesud (radiyallahu anh) "Çok dua edendir" der. İbn Abbas (radiallâhu anhumâ) "Çok tevbe eden mü’mindir" demiştir. Hasan Basri ve Katâde "Allah'n kullarına merhamet edendir" derler. Mucâhid "Yakin sahibi olandır" der. Yine ikrime de "Habeş dilinde yakin sahibi demektir" der. Ka'b el-Ahbâr "Çok âh diyendir.İbrahim (aleyhisselâm) da'Âh demenin fayda vermeyeceği gün gelmeden âh Cehennem!' derdi. Bazıları da "Günahlardan dolayı çok âh çeken" olduğunu söylemişlerdir. Ukbe b. Âmir "Allah'ı çok zikreden anlamındadır" demiştir. Said ibn Cübeyr' den "Çok tesbih eden" aynica "Hayn ögreten" anlamında olduğunu söylediği rivayet edilmiştir. Nehai "İnce anlayış sahibi anlamındadır" der. Atâ "Allah'in hoşlanmadığı her şeyden dönendir" demiştir.Yine "Ateşten korkan" dediği de aktarılmıştır. Ebû Ubeyde "Tasa ve korku dolayısıyla çok âh çeken, yakin sebebiye yalvaran" diyerek yalvarmasının yakin ve taatlere bağlılık dolayısıyla olduğunu söylemiştir.
Sayfa 420 - 3.cilt,Tevbe suresiKitabı okuyor
Reklam
Savaşta Kadınların ve Çocukların Öldürülme Meselesi
İsrail'in kadınlarının durumu da böyledir; onlar savaş için eğitimli askerlerdir ve kendilerine ihtiyaç olduğunda Müslümanlarla savaşmak için hazırdırlar. Onlardan birçoğu silah taşımakta ve savaşa kışkırtmaktadır. Mümteni taifedendirler ve savaş ehlidirler, toplantılara katılırlar ve mallarıyla onları desteklerler. İşgale ve Müslümanların
Fâsıklar…
53- De ki "İster gönüllü, isterse gönülsüz olarak verin, sizden kabul edilmeyecektir, zira siz fâsıklar oldunuz. 54- Onların verdiklerinin kabul edilmemesinin sebebi, Allah’ı ve Resul’ünü inkâr etmeleri, namaza tembel tembel gelmeleri ve mallarından istemeyerek vermeleridir. 55- Onların mallar ve çocukları seni yanıltmasın. Allah bu
Sayfa 356 - 3.cilt,Tevbe Suresi.Kitabı okuyor
392 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.