Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Habertürk gazetesinde Muhsin KIZILKAYA tarafından kaleme alınan”Bir aşk, iki intihar,üç ölüm!” Yazısını okurken tanıştım Emile Ajar’la (Romian Gray). Onca yoksulluk varken yazarın en ses getiren eseriydi. Okuyup bitirdikten sonra bir şeyler yazmak için biraz bekledim. Kitap bende biraz karmaşık hisler bıraktı. Zaman zaman momo’nun hikayesi Şeker
Rapsodi serisi
Rapsodi serimizin son kitabı novellayla bitmiştir. Ama ben seriyi beğenemedin insta da o kadar beğenilen, yıldızlar verilen bir seriyi merak etmiştim ama bence seride duygu eksikti, olaylar yavaştı, tek bir kurgu üzerine kurulmuş ve çok dolaylı yollara sapamamış ve ve en önemlisi bu kitaba nasıl fantastik diyebildik?
Kanat ve sivri kulaklar, ölümsüzler,melekler ve periler olunca olmuyormuş...
Kitap da kişiler anlatılmamış neler yaşamışlarda bu durumlar meydana gelmiş? Savaş var ama neden? Tamam sırlar saklanmak içindir ama biz okuyucuyuz o kadar da hayal dünyamıza bırakmamak gerek. Novellada duyguyu ve olayları biraz daha çıkarmış ama kitap yarıda bırakılmış... Benim için özetle eksik eksik eksik
İhsan Oktay Anar 21 Kasım 1960 doğumlu Türk roman ve hikâye yazarıdır.
Lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimini Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümünde tamamladıktan sonra, aynı bölümden 2011 yılında öğretim üyesi olarak emekli oldu.
İhsan Oktay Anar, 1960 yılında İstanbullu bir ailenin en küçük çocuğu olarak Yozgat'ta
Suat Derviş okuma serüvenim Bir Haremağasının Hatıraları ile devam ediyor.
Suat Derviş'in babası Doktor İsmail Derviş'e kanser teşhisi konur.1931 yılında, tedavi amacıyla, babası İsmail Derviş, annesi Hesna Hanım ve erkek kardeşi, Suat Derviş'in yanına Berlin'e gelirler.O sıralar ablası Hamiyet de Suat Derviş'le
Kitap son dönemin popüler kitaplarından. Her kitapçıda ön raflarda, her booktuberin ayila bayıla anlattığı, göklere çıkardığı, yılın bile en beğenilen kitapları arasına girdirilen,42 dile çevrilmiş bir kitap.
Haliyle bu kadar reklamı yapılıp, insanın gözüne sokulurcasina karşısına her mecrada çıkınca, insan merak etmiyor da değil.Bende bu reklamlara kanıp okumaya başladım diyebilirim .Bu kadar abartılacak bir kitap değil öncelikle bunu belirteyim.Her şey çok net,yüksek biçimli anlatım tekniğinden uzak ben bu tarz anlatım tarzından pek hoşlanmıyorum ben kurgunun,cümlelerin varsa mesajların üstü kapalı durmasını isterim.Ben örtüleri kendim kaldırmak, her şeyi bu yolla keşfetmek isterim.
Malesef bu kitapta bu duruma hiç rastlamiyorsunuz belki de bu yüzden kitabı pek beğenmedim.
Kitaba gelecek olursam Nora yaşantısından memnun olmayan, bir çok pişmanlığı bulunan bir karakterdir. İntihar edip de tam ölüyorken zaman durur ve bazı olaylar gerçekleşmeye başlar. Nora kendini bir anda gece yarısı kütüphanesinde bulur ve pişmanlıkları ile dolu pişmanlıklar kitabından farklı hayatlar seçerek yaşamaya başlar.
Gerçek mutluluğu, yani yaşamak istediği hayatı bulmaya çalışan Nora, bir çok hayatı deneyimler ve en sonunda güzel bir sonuca ulaşır.
Kitap bolca keşkeleri olanlara dersler vermeyi amaçlıyor.Güzel alıntıları var.Okuyacak olanlar büyük beklentilere girmeyin,keyifli okumalar.
Bir günde okuduğum bir kitap oldu. Zamanında her okuduğu ve beğenilen kitabı beğenmek zorunda hisseden birinin önerisiyle alıp okuduğum bir kitap. Beğenmedim diyemem aksine çok akıcı ama konu olarak bana hitap etmedi.
