Neden?
Madem bahar geldi,bunca ayaz neden?
Neden çiçekler keyfince açmıyor?
Kuşlar ötmüyor neden?
Madem akıl diye birşey var insan oğlunda neden düşünmüyor?
Madem en ileri teknolojiye sahip artık insanoğlu neden hastalıklar iyileşmiyor?
Neden?
Madem bütün çalan kapılar açılmak için, kapımı çalanlar kaçıyorlar neden?
Neden adım adım yaklaşıp koşarak uzaklaşmalar?
Madem her insan bir yürek taşıyor,kimse sevgi yükünü neden taşımıyor?
Neden ulan neden?
Uysalca gelişler arsızca gidişlere dönüşüyor?
Herkes iç güzelliğe önem verirken, içi güzel insanları kimse sevmiyor neden?
Hayatı dengelemişken duygusuz kara bir zindanda,ışığı gösterip kaçmaların sebebi neden?
Neden bu acılar,yaşamak?
Ve nerede beklenen huzur,ölüm son?
Demek aşk gidilen ya da kalıp beklenen bir şey değildi. Aşk yolda olmaktır.
Sayfa 90 - iletişim YayınlarıKitabı okudu
Demek aşk gidilen ya da kalıp beklenen bir şey değildi. “Aşk yolda olmaktır” demişti Meral Hoca. İnsan bazen ne yapsa günün sonunda kendiyle kalıyor.
Sayfa 82 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
Yıllar yılı hep beklenen ama ulaşılmayan... Bahar içinde baharlar, huzur içinde hazlar solukluyor Hatice.
Demek aşk gidilen ya da kalıp beklenen bir şey değildi. "Aşk yolda olmaktır," demişti.
Sayfa 82Kitabı okudu
Demek aşk gidilen ya da kalıp beklenen bir şey değildi. “Aşk yolda olmaktır,” demişti Meral Hoca.
Sayfa 82Kitabı okudu
Bu hayata ilişkin şeylerin hep aynı durumda kalacaklarını düşünmek yersizdir; aksine her şey sanki devirler halinde dönüp durur: ilkbaharı bahar izler, baharı yaz, yazı sonbahar, sonbaharı kış; zaman bu sü rekli çarkla birlikte tekrar tekrar döner. Sadece insan hayatı, bitimine doğru zamandan daha hızlı koşar; ancak öbür dünyada, sınırsız hayatta yenilenme umudu vardır; çünkü şimdiki hayatın kısalığını ve geçiciliğini, beklenen sonsuz hayatın kalıcılığını, inancın ışığıyla değil, tabii aydınlanmayla anlamış olan birçok kişi vardır.
Sayfa 765 - YKYKitabı okudu
Girip çarha kuzular gibi aşk-ı Şems’e kurbân ol Bahâr-ı ma’rifet Gâlib bu menzilden zuhûr eyler
[Kuzuların mezbahada, kesilmek üzere bıçağa doğru sessizce gittikleri gibi sen de can vermekten çekinmeden, Şems-i Tebrizî Hazretlerinin yaptığı gibi aşkın yoluna baş koy. Beklenen marifet baharı ancak böyle bir yolculuğun sonunda el geçebilir.]
