Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.31
122 syf.
8/10 puan verdi
Tavsiye üzerine okuduğum bir kitap oldu.
Kitap hakkında inceleme yazıp içeriği hakkında bilgi vermek iyi olur diye düşündüm.
Kur'ân Allah'ın Kelâmıdır. Allah bizi muhataba aldığı için bize ayetlerle konuşmuş. Kur'ân'ı okumayan, özellikle anlamayan yahut anlamaya çalışmayan kişi hâşâ Allah'ı muhataba almıyor demektir. Bu
Bu kitabın ismi ilgimi çektiği için aldım açıkçası ve psikolojiye merakımdan dolayı. Beklentimi karşıladı mı dersiniz hayır karşılamadı. Gereksiz ayrıntı ve gereksiz bilgilere yer verilmiş yazarın ilk kitabı bu sanırsam çok amatörce ilk hikayeleri sona doğru biraz daha iyi. Eleştirdiğim çok nokta oldu bu kitapta hastaya teşhis koyuyor hastalığını buluyor iyileşme sürecine yeterince yer vermiyor ve bahsettiği hastalıklar bir kaç tane dışında öyle ilginç değil. İkinci eleştirim hastaya inanmasa bile bunu hastaya hissettirmemesi gerekir bence çünkü oraya giden hastaların inanılmaya, anlaşılmaya ihtiyacı var bunu hissetmediği an psikiyatriye gitmeyi bırakır ve öylede olmuş. Bir diğer eleştirim ise güzel sorular sorup hastanın kendindeki sorunu kendi fark etmesi daha mantıklı olur. Sevdiğim, takdir ettiğim tek yön ise alzheimer hastalığı için yeni tedavi ve erken teşhis için yöntemler geliştirmesi. Okunmaya değer mi derseniz hayır boşa vakit kaybı çok daha güzel psikoloji ile ilgili kitaplar var o yüzden tavsiye etmiyorum.
Ey büyük Atatürk
Açtığın yolda gösterdiğin hedefe hiç durmadan yürüyeceğime ant içerim dedim ve belki de uzun süredir tuttuğum, unutmadığım tek andım oldu.
Bu kitabı bana hediye eden büyük yürekli güzel insandan tekrar özür diliyorum. Kendisini azıcık terslemiştim. Bir daha terslememem için bana kitap hediye etti. Gerçi bomba düzenekli bir
Kitabı akademi camiası yüzünden bunaldığım bi dönemde kafa dağıtmak için başlamıştım ama dertlerime dert eklendi okurken. O yüzden normalde 1 güne bitireceğim kitabı 1 haftadır can çekişerek okudum. Kitabın akademi camiasının acımasızlığı, zorluğuyla da bu kadar iç içe olması diğer konulara odaklanamamamı sağladı ve beklentimi karşılamadı açıkcası. Okumak için yanlış bi zaman seçmiş olduğum için de olabilir ama bana olay örgüsü açısından da yavaş ve klişe geldi.
Almanya’da Werther faciası da denilebilir…
İşin açıkçası kitabı beğenip beğenmediğimi bilmediğim bir inceleme olacak. Çok uzun süredir okumayı aklıma koyduğum bir kitaptı. Beklentimi yüksek tutarak okumaya başlamıştım. Çünkü kitabın önsözünde dahi, Alman edebiyatında çığır açtığı ve dünya çapında bir etki bıraktığı yazıyor. Peki benim beklentimi bu kadar karşıladı mı? Hayır. Çok ortalama
Bilgi güçtür!
Kitabı ilk olarak üniversitede çok sevdiğim donanımlı bir hocamız tavsiye etmişti. Mutlaka okuyun ve hayatınızda uygulayın diye de diretmişti.
Açıkçası tavsiye eden hocamın fikirlerine fazlasıyla önem verdiğim için de kitabı okumaya karar verdim. Bilmiyorum benim mi beklentim çok yüksekti kitaptan ya da kitabı tam olarak özümseyemediğimden mi beklentimi karşılamadı.
Kitap öncelikle akademik bir eser. Öyle bir çırpıda okunup kenara bırakılacak kitaplardan değil. Her zaman el altında bulunması gereken kaynak olarak kullanılması gereken kitaplardan.
Zihin Haritaları kavramını son zamanlarda o kadar çok duyuyorum ki.. Yakın gelecekte bu yöntemin hayatımızın her alanında karşımıza çıkacağını düşünüyorum. Türkiye'de henüz o kadar bilinmese de dünyada fazlasıyla kullanılıyor.
Açıkçası kitabı ikinci kez okumayı düşünüyorum. Tam olarak özümsemek açısından. Yukarıda da belirttiğim üzere tek seferde okunup anlaşılması biraz zor gibi. En azından bende havada kaldı bazı şeyler :)
Bu arada Tony Buzan'ın birden çok kitabını aldım. Beyin, hafıza ve hızlı okuma üzerine güzel kitapları var.
Sözün özü Zihin Haritaları kavramı ilerleyen zamanlarda daha da önem kazanacak gibi gözüküyor. Değişen çağda değişen dünyada yenilikleri takip etmek de ilme, fene gönül vermiş tüm insanların görevidir.
Yaşımız kaç olursa olsun öğrenmek, öğrenmeye her daim açık olmak gerekir. Nitekim öğrenmenin yaşı yoktur. Bilgi güçtür!
Rachel her gün aynı trene binip aynı çifti izliyordu. Çiftin başına gelenleri bütün ülke duyduktan sonra,hayatlarına dahil olmaya başladı.
Aslında hepimiz polisiye, gerilim, gizem kitapları okuyoruz. Ortada bir cinayet vardır. Polis araştırmaya başlar, bütün şüphelileri sorgular ama hiç biri düşündüğümüz kişiler çıkmaz. Bazen buluruz bazen ters
Benim Olağanüstü Akıllı Arkadaşım bir süredir adını duyduğum ve yorumuna güvendiğim kişilerin de sevmesiyle listeme giren bir kitap oldu. Tüyap'ta bütün seriyi çok seveğimi düşünerek satın aldım ve okuma fırsatını yeni bulabildim. Kitabı sevdim mi? Evet. Ama beklentimi tamamen karşılamadı. Açıkçası özellikle kitabın başındaki sayfalarca övgü sonrası daha çok etkileneceğim bir kitap olacağını düşünmüştüm. Sanırım beklentim çok fazla yükseldi. Yine de okurken çok keyif aldım ve bir solukta okudum.
Kitap Lila ve Lenu adlı Napoli'nin fakir bir mahallesinde yaşayan iki kızı anlatıyor. Anlatıcımız Lenu, onun hayatına daha çok hakimiz ama Lenu'nun Lila'ya olan hayranlığı, kıskançlığı, sevgisi sebebiyle kitap onun etrafında dönüyor diyebilirim. Hiçbir sayfasında sıkmadan, hızlı zaman geçişleriyle bu ikilinin ve mahallede yaşayan diğer insanların hayatlarını okuyoruz. İlk kitap 9 seneyi kapsıyor, belki böyle söyleyince çok üstünkörü gibi görünebilir ama okurken sizde herhangi bir rahatsızlık oluşturmuyor. Özellikle sonlara doğru olan şok edici şeylerin beni kitaba daha çok bağladığını söyleyebilirim. Sonundaysa bir an önce ikiye geçmek istedim çünkü çok ortada bitti.
Kitapla alakalı söyleyebileceğim olumsuz bir şey yok. Dediğim gibi benim beklentim çok yüksek olduğu için maalesef 8/10 veriyorum ama daha düşük beklentilerle başlayacak bir okucu çok daha yüksek bir puan verecektir. İkinci kitabın ilkine göre çok daha iyi olacağından eminim onu okumak için de sabırsızlanıyorum.
592 syf.
10/10 puan verdi
Azra kohen in aeden in'den sonra açikcasi çokda karsilamadi beklentimi beklentim yüksek olarak almiştim bu romani ama karşilamadi maalesef kitapta çok sağlam alintilar ve kiymetli satirlar mevcut kohen in kalemini çok severim bunu inkar edemem iki devrin hikayesi diye yaziyor ama cokda iki devir arasinda geçen önemli olaylar yok daha çok bir aşk kitabi olmuş ve kitaptaki diğer güzel şeylerden birisi müzik önerileri çok hoşuma gitti bir diger güzel yani yazarin degindiği bilgilerin tamamini ayrintili olarak kaynak da bildirerek sunmasi ayrica güzel iyi okumalar
"Tek bir piyonun bütün oyunu değiştirme potansiyelini aklından çıkarma ♟ "
Kitty Doe adlı baş karakterimiz , ülkede 17 yaşına basan herkesin girmesi gereken bir sınava girmiştir ve okuma yazma bilmediği için sınavdan 3 rütbesi alır.
Piyon ütopyasinda halk sınıflara göre ayrılır. 7 en yüksek sınıftır ve bur Hart Ailesidir yani cumhurbaşkanı ve ailesi.
Diger sınıflar da girdiğin sınavin sonucuna göre belirlenir. 4 ve üstü daha iyi bir hayat yaşarken 3. Sinif ve altı kötü bir hayat geçirir. Başkayer adi verilen yüksek zümrenin, düşük sınıf insanları zevk uğruna öldürdüğü yere gönderilirler.
Kitty aldığı rütbeden sonra arkadaşının da çalıştığı bir gece kulübüne çalışmaya gider. Ama gittiği gece kulübü hayatını değiştirir. Ülkenin başkanı ona red edemeyeceği bir teklif sunar. Başkanın ölen yeğeni Lila 'nin yerine geçip 7 olmayı.
Bubkarar özet yeter daha fazlası spoiye girecek sanırım :)
Piyon - vezir- şah üçlemesi uzun zamandır okumayı istediğim bir kitaptı. Nihayet alıp okumaya başladım.
Serinin ilk kitabı piyon açıkçası çok büyük beklentilerde başladığım bir kitaptı ve sıradan konusuyla beklentimi pek karşılamadı. Cok fazla ihanet, casusluk, kimin kim olduğu belli olmayan ilişkiler. Dili sade akıcı ama konusu ve içerik bakimindan beklentimi cok karşılamadı. 2. Ve 3. Kitabi da okuyacağım. Bakalım belki 2 kitap daha aksiyonlu ve ilgi çekici olur.
Kitap karşıma bir çok yerde görünmeye başlamıştı. Özellikle Psikolojik-Gerilim tarzı kitaplar almaya başladığımda. Bu sebepten de beklentim epey yüksek oldu.
Wulf Dorn kitaplarından sonra gene bir Alman yazardan etkileyici bir gerilim okumak istedim.
Genel olarak beklentimi tam olarak karşılamadı. Sebebine gelecek olur isek, yüksek gerilim vaat eden kitabımız daha çok gizem dolu bir halde idi. Açıkçası hiç gerilmedim desem yeridir.
Kitabın başı çok etkileyici bir giriş yapmasına rağmen orta bölüm bana çok fazla uzatılmış geldi. Fakat final o final gerçekten enfesti. Çok güzel bir ters köşe sunulmuş. Kitap sonlara doğru epey akıcı bir hal alıyor ve ne ara bu kitap bitti diyorsunuz.
Yazara haksızlık etmemek adına ben kitaba 8 verdim ve diğer kitaplarını da okuyup öyle net bir karar vereceğim. Genel olarak anlatım dilini beğendim ama gerilim kısmında ciddi sıkıntı var.
Bu tür kitaplar seviyorsanız, okumanızı öneririm. Tabii gerilim beklentinizi benim gibi yüksek tutmayın.
Herkese iyi okumalar.
Lütfen incelemeyi sonuna kadar okuyun :)
Selamun aleykum arkadaşlar bugün biraz buruk bir inceleme yapacağım. Puanımdan fark edeceğiniz üzere kitap beklentimi karşılamadı. Hemen puanım düşük diye yargılamayın beni. gelin neden düşük verdiğimi biraz tartışalım. Bu arada sadece kitabı inceleyeceğimi söyleyeyim.Yazarı öncelikle kutlamam lazım. bu kadar bilgiyi bu kadar temiz, herkesin
Filmini de izledikten sonra incelemesini yapmalıyım diye düşündüm. Öncelikle kitap gerçekten güzeldi. Uzun zamandır bu kadar sürükleyici kitap okumamıştım. Konu bakımından da alışılmışın dışında bir kitap olmuş ve zaten 1998'de Nobel Edebiyat Ödülü almış. Kesinlikle hakedilen bir ödül.
Kitap trafikte bir adamın gözlerinin kör olmasıyla başlıyor ve daha sonra bu körlük, kör olan adamın iletişime geçtiği, temas kurduğu herkese bulaşıyor. Sağlık bakanlığı bir tedavi yöntemi bulana kadar kör olmuş kişileri eski bir deliler hastanesinde karantinaya alıyor. Her geçen gün karantinaya alınan kör sayısı artıyor ve bu artış beraberinde bir sürü olumsuzluğu getiriyor.
Kitabı sonuna kadar heyecan ve merakla okudum hatta okumak için geç kaldığımı bile düşündüm. Herkesin mutlaka okuması gereken bir kitap. Okuyacaklara şimdiden keyifli okumalar diliyorum.
( Film için de küçük bir açıklama yapmak istiyorum. Film beklentimi çok karşılamadı açıkçası. Kitapta duyduğum heyecanı filmde bulamadım, belki de konuyu bildiğim için öyle olmuştur ama yine de izlenmeyecek kadar kötü değildi tabi ki. Vaktiniz varsa bir göz atın derim.)
Hekate’nin Kızları
Başrol kızımız Erin kendisi bilmesede cadıdır. Bir gün artık bu özelliğini öğrenme vakti gelir. Ve Vhartlox Cadı Akademisi’ne yolu düşer. Artık burada eğitim görecektir ve cadı olma yolunda ilerleyecektir. Eveeett öncelikle kitap ile ilgili en başta olumlu özellikleri kısaca anlatıp daha sonra olumsuz eleştirilerimi
