İlginç bir kitabı bitirmiş bulunuyorum. Hannibal dizisini, birkaç sene önce çok severek izlemiştim. Sonrasında kitap serisini de almıştım ancak daha yeni okuyabildim. Diziyi hayal meyal hatırlıyorum. Serisinden beklentim de Hannibal Lecter karakterine odaklı olmasıydı. Kızıl Ejder ise bu beklentimi karşılamadı. Hannibal, arka planda kalmıştı. İki ailenin öldürülmesi üzerine, Will Graham FBI tarafından göreve çağrılıyor ve biz de bundan sonrasını okuyoruz. Cinayetlerin çözülmesi süreci de biraz hayal kırıklığı yaşattı. Bunun nedeni ise, biz katili çok önceden öğrenmiş oluyoruz ve dedektiflerin öğrenmesini bekliyoruz. Katile o kadar yer verilmiş ki çocukluk yılları da görmüş oluyoruz. O yılları okuyunca, neden katil olduğunu anlıyorsunuz ve ben bir miktar da üzüldüm açıkçası. Doğduğun ev kaderindir sözü bir kez daha durumu açıklamaya yetiyor. Bir süre sonra, katilin aşık olması ve yaşadığı ruhsal bunalımları görüyoruz. Sonu ise beni bir miktar şaşırttı, spoiler olmaması için yazmıyorum buraya. Bunun dışında, yazarın dilinde mi bir sıkıntı vardı yoksa çeviride mi bilmiyorum. Çünkü kitabın dili çok yavandı, hiç akıcı gelmedi bana. Katili bildiğiniz için de merak içinde okutmuyor zaten. Bunlardan dolayı da biraz hayal kırıklığı oldu. Ama elimde devam kitapları olduğu için okumaya devam edeceğim :).
Nazan Bekiroğlu , bu kitabıyla çok fazla beklentimi karşılamadı açıkçası . Yinede Habil ve Kabil hikayesini şiirsel bir dille okumak isteyen tüm okurlara tavsiye edilir .
“ Zaman her şeyi uğurlar, yola koyar. Her yolun sonu, her cümlenin sonu var. “ ( syf. 382 )
Işılsu Gültekin 
Sonat