320 syf.
8/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Quirkology, orijinal olma bilimi yada garip olma bilimi olarak çevrilebilir belki türkçeye. Kişisel gelişim kitaplarını sevmem, zaten bu bir kişisel gelişim kitabı da değil. Gerçi hemen hemen bütün kişisel gelişim kitaplarını yorumlarken insanların benzer laflar kullandığını görürsünüz. Son yıllarda bu kitaplara duyulan tepkiden olsa gerek. Ama
Quirkoloji
QuirkolojiRichard Wiseman · Pegasus Yayınları · 201238 okunma
Duyarsızların anlamayacağı türden bir hikaye...(mehmet reşad)
9-10 yaşlarındayken evimizin yanındaki parkta, bi duvar kenarında yatıp kalkan, orada yaşayan bi adam vardı. 30'lu yaşlarında, siyah beresi, krem, kirlenmiş kazağı, yırtık kadife pantolonu ve artık dikkatli bakınca yırtıklarından ayakları görünen ayakkabılarıyla çocukları izlerdi. o adamı oradan gidene kadar ben bi daha hiç doyasıya mutlu olup
Reklam
264 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Uzun zamandir kitapligimda bekleyen ama bir turlu siranin kendisine gelemedigi bir kitapti. Filmini cok zaman evvel izlemis olmam ve hikayeye az bucuk hakim olmam sebebiyle onceliklendirmedigimi itiraf etmem gerek. Cunku bildigim bir hikayeyi yeniden okumaktansa hic bilmedigim seyleri okumayi tercih etmistim. Ki ne buyuk bir hata etmisim! Film (belki oyleydi, belki de ben izledigimde pek detayini anlayacak olgunlukta degildim) gerilim filmiydi. Daha cok cinayetlere odaklanmisti. Kitap ise muhtesem bir psikolojik roman bence, ya da psikolojik sorunlari olan birinin romani... Daha dogumundan itibaren istenmemis dislanmis, farkli bir insan bas kahramanimiz. Ancak inatla yasama tutunmus, farkli, algisi yuksek biri. Kokulara karsi oldukca hassas olmasi, onu cok farkli degerlendirmesini saglamis. Daha evvel yazarin sadece Guvercin kitabini okudum ve kisitli bilgimle belki bu yorumum cok da dogru olmayacak ama bence yazmasi cok zor bir roman. Kitabin ilk sayfalarinda bir bebek kokusu tasfiri yapilmis ki, o konusmayi dehsetle okudum. Biri bana bebek kokusunu sorsa soyleyecek iki kelimeden fazla sey bulamam ancak yazar tam iki sayfa bunu anlatabilmis. BU sadece tek bir ornek ve bunun gibi pek cok ornek daha var. Kitabi okurken kitap sadece gozlerime ve beynimi degil ayni zamanda burnumu da besledi. Tasvirleri okurken, o kokular kitaptan burnuma dogru akiyordu sanki. Belki filmden oturu beklentim cok dusuktu, bilemiyorum ama kitap kesinlikle beni inanilmaz sasirtti.
Koku
KokuPatrick Süskind · Can Yayınları · 201822,1bin okunma
Yeniden sustu. Gırtlağını tıkayan kocaman bir şey vardı. Ardından sesi iyice alçaldı, fısıldayarak, "O kadın... o kadın benim karım," dedi. Şaşkınlıktan havaya sıçramış olmalıyım, çünkü adam özür dilemek istercesine aceleyle sürdürdü sözlerini: "Yani... karımdı... beş... dört yıl önce... memleketim Hessen, Geratzheim'da... onun hakkında kötü şeyler düşünmenizi istemem, bayım... Onun böyle olması benim suçum belki. Eskiden böyle biri değildi... Ben... azap çektirdim ona. Çok yoksul olmasına karşın aldım onu, sırtında elbisesi bile yoktu, hiçbir şeyi, hiçbir şeyi yoktu... bense zenginim... yani varlıklı... zengin değil... ya da eskiden öyleydim... hem biliyor musunuz, bayım... ben belki de , - o haklı - tutumluydum... ama eskiden öyleydim, bayım, o felaketten önce, şimdi buna lanet ediyorum... ama babam da annem de öyleydi, herkes öyleydi... ve ben her kuruş uğruna çok çalıştım... o rahat biriydi, güzel şeylere sahip olmayı severdi... ama yoksuldu, bunu yüzüne her fırsatta vurdum... Yapmamalıydım oysa, şimdi biliyorum bunu, bayım, çünkü gururludur o, çok gururludur... Onun kendini gösterdiği gibi biri olduğuna inanmayın sakın... yalan bu ve böyle yaparak kendi canını acıtıyor... sırf... sırf canımı yakmak, bana azap çektirmek için... bir de... bir de utandığı için... Belki de kötü biri olmuştur, ama ben... ben inanmıyorum... çünkü bayım, çok iyiydi o, çok iyi..."
Sayfa 13 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
68 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Belki de en acısıydı aşkların. Ya da en güzeli. Ya da en bilinmeyeni. Kadına göre en güzeli, erkeğe göre en bilinmeyeniydi, en sıradan olandı belkide. Olsun ne önemi vardı ki tanımanın tanınmanın, sonuçta tanınmadan da sevebilmişti delicesine. Okuduğum en özel aşk kitabıydı belki de. Belkide değil öyleydi. Nasıl sever ki bir insan bu kadar hem de adını bile sormayan birini. Bende bu sorunun cevabı yok ama Stefan Zweig'de var.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022226,8bin okunma
Bir Yudum Kitap
Şu asırda her şey olur. Hayal kurmanın adı ahmaklık, yalnızlığın adı kalabalık, iyiliğin adı saçmalık, katlanmanın adı alışkanlık olur. Ahmet Ümit, "İnsan her şeye alışır diyorlar ya, öyle değil aslında. Başka çaren olmadığı için katlanıyorsun ama alışmıyorsun." der. Bazı durumlar elbet güçtür, katlanmak mecburi görünür fakat, hiçbir
Reklam
376 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.