Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir Gecelik Tutuklanma: 14 Mart 1973 tarihli Cumhuriyet gazetesinde Atsız'ın tutuklandığına dair bir haber vardır: "Yazar Nihal Adsız, hakkında kesinleşmiş bulunan bir yıl iki ay hapis cezası için çıkarılan yakalama müzekkeresi uyarınca Emniyet Müdürlüğü İnfaz Bürosu tarafından dün tutuklanmıştır." (Akgöz 2016: 232'den). 12/13
" Geldik Adliyeye. Adliyede bekliyoruz. 5'i geçmiş olduğu için infaz savcısı Hulusi Bey yok. Nöbetçi savcıya gittik. Nöbetçi savcının yetkisi olmadığı için, dedik 'Hiç olmazsa bu akşam evimize gidelim, yarın gelelim, bu iş düzelir.' Haklı olarak 'Ben nöbetçi savcıyım, bu hususta bir yetki sahibi değilim. Onun için bu gece
Reklam
Bir zamanlar...
"Böyle sabahleyin erken kalkıp da şu keyfi yetiştirmek! "Hoşunuza mı gitti Madam?” "Vallah pek âlâ! Ben hemen diyebilirim ki, müddet-i ömr, sabahtan evvel kalkmamışımdır. Ne hoş, biz biliyoruz ki, şimdi bir saat sonra sabah açılacak ve biz de onu göreceğiz. Öyle değil mi?” "Hem de deniz üzerinde göreceğiz.” "Üşümez miyiz ya?” "Kürkler var,ihramlar var, şallar var, paltolar var. Ne üşüyeceğiz! Bahusus ki,r om dahi var.” "Vallahi pek hoşuma gidiyor. Râkım sana doğrusunu söyleyeyim mi? Türklerin her hâli, Avrupa'nın her hâlinden iyi.” "Yok Madam, pek de öyle değil a! Vâkıâ bizde kış mevsiminde her sabah böyle bir zevk etmek olur ama Avrupa'nın da zevkleri fena mıdır ya?” "Yalan söylemiyorum Râkım, vallah ciddi söylüyorum. Vâkıâ Avrupa'nın dahi eğlencesi çoktur ama "monoton” daima bir siyak üzeredir. Bir kere kış geceleri uzun olduğu zaman alafranga saat on ikiden yani gece yarısından evvel yatılmaz. Hele saat ikiye kadar da oturulduğu olur Ya! Bu hâlde uyandığımız zaman yine ortalığı gündüz olmuş buluruz. Yani demek isterim ki, biz tabiatın yalnız bir akşam letafetinden Sabahı, o sabah ki tabiatın uykudan uyanması demektir, o güzel sabahı temaşadan hemen dâimî suretle mahrum kalırız.”
Sayfa 157Kitabı okudu
174 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
İki Köy Bir Şehir
Herkese Merhaba Bugün sizlere
Berna Nalbantlar
Berna Nalbantlar
kaleminden
İki Köy Bir Şehir
İki Köy Bir Şehir
kitabının yorumu ile geldim Mayıs ayının ilk kitabı ile giriş yapmış bulunuyorum. 2024 yılı basımlı 173 sayfalık gerçek olaylardan esinlenerek yazılmış bir roman. 𔘓Kimsenin çocukluğu uzun sürmezdi köy yerinde. Köy çocukları büyüklerin elinden gelen birçok şeyi büyümeden yapabilecek
İki Köy Bir Şehir
İki Köy Bir ŞehirBerna Nalbantlar · Dorlion Yayınları · 202414 okunma
daha önemli işlerimiz vardı bizim
"her şeyi yaptım, her şeyi verdim, kabul ettim her şeyi ama o bir gün bırakıp gitti beni." biz kadınlar çoğunlukla buna yatkınız, neye? sunmaya, vermeye, iyileştirmeye, fedakarlık etmeye. neden? yeterki o mutlu olsun, ne olursa olsun, diye. oysa, dedi;
Tülay Kök
Tülay Kök
sen kendine ait parçaları tek tek terk edip feda ettiğinde ortada sen diye bir
Ben çocukların değil, büyüklerin aşkına bile inanmıyorum.
Sayfa 178 - Ötüken YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Eğer nedenleri sonuçlarından ayırabilirseniz, eğer Paine, Marx, Jefferson, Lenin'in nedenler değil, sonuçlar olduğunu anlarsanız, yaşamanızı sürdürebilirsiniz. Ama siz, bunu anlayamazsınız . Çünkü mülkiyet sizi sonsuzluğa kadar "ben" olarak dondurmuş ve sonsuzluğa kadar sizi "biz" den ayırmıştır.
56 syf.
8/10 puan verdi
Ötekilerin Hikayesi
Kitapla ilgili fazla bir bilgim olmadan okumaya başladım. Sayfa sayısı çok az olmasına rağmen içeriği çok dolu dolu geldi. Bir baba hesaplaşması kitabı olarak düşünmüştüm ama tam olarak böyle değil. Yine bir parça var gibi de ama ben çocukluğunun babasını nefretle anan bir yetişkin görmedim tam olarak. Ötekileştirilmenin, dışlanmışlığın hiddeti diyebilirim bu kitaba. Diğer siyasi partiye yakın hissedenlerin, eşcinsellerin, işçi olanların, patron olamayanların, siyasete atılıp ahkam kesemeyenlerin öfkesini anlatan bir kitap bence. Bazı şeyler geldi başımıza, bunların da büyük bir kısmı bizim hatamız gibi gösterildi fakat tarihe düşülsün ki gerçek suçluları işaret ediyorum diyor yazar. "Hollande, Valls, El Khomri, Hirsch, Sarkozy, Macron, Bertrand, Chirac. Acının tarihinde isimler yazılı. Senin yaşamının tarihi, seni yok etmek için birbirinin yerine geçen bu insanların tarihidir. Senin bedeninin tarihi,onu yok etmek için birbirinin yerine geçen bu isimlerintarihidir. Bedeninin tarihi, siyasi tarihi suçluyor."
Babamı Kim Öldürdü
Babamı Kim ÖldürdüÉdouard Louis · Can Yayınları · 20201,344 okunma
Aylık Türkçü Dergi: Ötüken 15 Ocak 1964'te Ötüken dergisinin ilk sayısı çıktı. Ötüken başlığı altında "Her Ayın On beşinde Çıkar, Fikir ve Ülkü Dergisi" ibaresi bulunuyordu. Derginin sahibi Atsız, sorumlu yazı işleri müdürü Mustafa Kayabek'ti. Ötüken doğrudan doğruya Atsız'ın sahipliğinde çıkan son dergiydi. Ölüm tarihi
1966: Yazılar-Kitaplar-Olaylar: Atsız, Nejdet Sançar ve Türkçüler CKMP'yi destekliyorlardı ama Ötüken'in Kasım 1965 sayısından itibaren CKMP ve Türkeş hakkında bir suskunluk vardı. CKMP hakkındaki son haber, seçimlerden hemen sonraki 20 Ekim 1965 tarihli nüshada çıktı. Diğer partilerin farklı kesimlerden oy aldığı, "Türkeş'in
Reklam
Atsız Yeniden Mahkemede: “Konuşmalar” yazısına karşı tepkiler resmî makamlar üzerinde de tesirini göstermiş ve Atsız ile derginin sorumlu yazı işleri müdürü Mustafa Kayabek hakkında dava açılmıştır. Bunun üzerine Atsız, yazının üçüncü bölümünde şunları yazar: "Memleketi parçalamak isteyen, Kürt devleti kurmak için Kürtçülük yapmak isteyenlere
Ayaklı Kütüphane Çalıştığım yerde çok değerli bir arkadaşım bir gün benim için ayaklı kütüphane diyerek bir başka arkadaşına anlatırken söylemiş. Sonra bunu banada söyledi. Ayaklı kütüphane nasıl oldum.
Çok güzel bir niyaz
Göklerde bir gün yer ve dağlara teklif ettiğine emanetini zahirde Ben yüklendim Rabbim. Ama bu hakikatte senin iradenle oldu. Şimdi bu yüzün altında izliyorsam, kendi nefsime cahil ve zalimsem, hatalarım, günahlarım, zaaflarım çoğalmışsa ne olacak benim halim? Kimse kimsenin yükünü yakını da olsa taşıyamacak diyorsun Rabbim. Bana senden daha yakın olan mı var? Biz insana şah damarından daha yakınız buyuran sen değil misin? Öyleyse cümlede ancak Sen kaldırırsın...
128 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 saatte okudu
Destek Yayınları’nın felsefe serisinden çıkan bu kitap Özlem Küskü’nün Jung’un eserlerine yönelik bir biyografi ve düşünce derlemesinden oluşmaktadır. İlk bölümde aslında Jung’un anlayışına ufak bir giriş yaparız. Hep dışardan yakınırız ama biz kimiz? Neyiz? Kendimizi bilmeden nasıl başkalarını bilebiliriz? Önce kendimize bakmamızı
Dışa Bakan Rüya Görür, İçe Bakan Uyanır
Dışa Bakan Rüya Görür, İçe Bakan UyanırÖzlem Küskü · Destek Yayınları · 20202,388 okunma
Aslında insan düşünürse ne fazla örnek var dünyada... 6666 ayete baktığınızda sadece "Biz" demesi bile o kadar anlamlı ki .. Biz yaptık, bize döndürüleceksin .. Veya Biz yeri göğü direksiz tutturduk.. Düşününce insanın ne kadar garip olduğunu anlıyorum. Oysa ne çok şeye "Ben" diyerek başlıyoruz. Ne çok şey için "Ben" diyoruz.. Ne çok şeye anlam yüklüyoruz saçma şekilde.. Uyanın Allah herşeye gücü yeten Allah cc "Biz" diyor.. Bu çok büyük ve anlamlı değil mi ..
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.