Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
_Kadın olsam hayat kadını olurdum. _Bir çiçeğe konan kelebek olmaktansa, bir boka konan sinek olmayı tercih ederim. _Kelebeklerin ve arıların arzuladığı bir çiçek olmak varken, sinekleri cezbeden bir bok parçasıydım. _Beni soğuk, kibirli, ukala falan bulduysanız sizi sevmemişimdir. Sevdiğime kedi gibi olurum ben. _Yeterince dürüstsen, fazlasıyla
Espriler - Otobiyografi
_Nükte’yi anlamak oldukça güç. _Nükte, benzemezin içindeki gizli benzerleri açığa çıkarma yeteneğidir. _Nükte, zeka ürünü olarak haz üretmeye yarayan bir etkinliktir. Esprilerin malzemesi, yasaklanmış arzulardır. _Bazı Nükte formülleri: Şaşırtma, aydınlatma, karşıtlıklar, anlamsızlıktaki anlam. _Kraeplin: Karşıt iki kavramın birleşimi ve
Reklam
Son on yıllarda İslami yeniden doğuş gittikçe daha fazla zikredilmeye başladıktan sonra artık salt bilimsel bir tespitten fazla bir şey olmaya başladı ve mücadeleci formül anlam kazanıp Müslümanların, sadece manevi ve şahsi değil aynı ölçüde toplumsal ve siyasi sorunları­ nın çözümünü İslam' da (yabancı ideolojilerde değil)aramalarını
Sayfa 64 - Fide YayınlarıKitabı okudu
Anladım ki ben eğer hayatı ve anlamı kavramak istiyorsam ve bir asalak hayatı sürmek istemiyor, sahici hayatı istiyorsam, gerçek insanlığın ona verdiği anlamı kabul ettikten sonra bu anlamı yaşayarak tecrübe etmek zorundayım.
Ne zaman ''Gerçekten özel miyim?'' diye sorsam, onların hiç değişmeyen cevabını duyabileyim:''Evet, çok özelsin. Bu dünyada bir eşin daha yok!'' Sürekli aynı soruyu sormaktan ve aynı cevabı duymaktan kesinlikle bıkmıyordum. Deniz suyu içen birinin susuzluğunun artması gibi, duyduğum övgüler de bende sadece daha fazlasını duyma ihtiyacı uyandırıyordu. Daha kötüsü, Başkalarının onay ve takdirlerini kaybetmemek için sürekli onların beklentilerine cevap vermek zorunda kalıyordum. Ben artık ben olmaktan çıkıp Başkalarının istediği ben olma yolunda hızla ilerliyordum. Bir Başkası olma yolunda. Ama bir süre sonra, düşlediğimi değil de, Başkalarının benim adıma seçtiği hayatı yaşayarak mutlu olamayacağımı anladım. Bu gerçeği anlamamı sağlayan, yine, sesi her geçen gün daha az duyulur hale gelen kalbim oldu. Kalbimin, ''Mutsuzsun, Mary!'' diye haykırışını ince bir fısıltı olarak duymuştum. Haklıydı kalbim. En büyük düşümü terk ettiğim, seni aramaktan vaz geçtiğim için kendime o kadar kırgındım ki, artık ne Başkalarının beğenisinden, ne de onların her yanımı kuşatan ilgisinden haz alabiliyordum. Ama ne ilginçtir ki, sonunda mutsuzluğum, dibe vuruşum, bana seni aramayı sürdürebilmek için ihtiyaç duyduğum gücü geri verdi...
Sayfa 49 - timaş yayınları