Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.7
Asude
Asude
@benasu
Bibliyofil.
Sevdiğim alıntıları paylaştığım not defterim
31 Mayıs 2006
83 okur puanı
Ocak 2023 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Kitap bu zamana kadar okuduğum en güzel kitap olmuş olabilir. Yazarın kalemine sağlık. Kitabın içinde iki kitap var: Biri "Bozkurtlar" diğeri "Bozkurtlar Diriliyor". Kitap konu olarak Göktürk devletinin işleyişinden bahsediyor. Birinci kitap Göktürk devletinin Çin himayesine girmesini ve Kür Şad İhtilalini anlatıyor. İkinci kitap ise Göktürkler'in tekrardan bağımsızlığını kazanmasını ve Ötüken'deki hakimiyetini anlatıyor. Kitap akış olarak asla sıkıcı değildi. Yaşanmış olaylar kurgulanarak aktarılmış ve gerçekten tarihin o sahnesinde olan subaylardan biriymişsiniz gibi bir anlatım hakim. Milli bilinç için mutlaka okunması gereken kitaplardan biri.
Yiğit ölür, şan kalır.
Herkese merhaba,
İlk önce bu kitapla tanışma hikayemi anlatmak istiyorum. Bu kitabı kitap fuarında gördüm ve adımın geçtiğini gördüğüm gibi içeriğine fazla bakmadan aldım. İçimde hep bir şüphe vardı. Sebepsizce adımın geçtiği kitabın güzel olmasını istiyor ve beni tatmin etmesini bekliyordum. Aldıktan sonra kitaba başlayacağım sırada kitabı incelemek kafama dank etti ve hem yazarı hem de kitabı araştırdım. Aldığım kitabın serinin 2. Kitabı olduğunu öğrendim. Tekrar kitap fuarına gidip ilk kitabını aldım. Çünkü devam kitabı olduğu için ilk kitabı okumadan taşlar yerine oturmuyordu. Velhasıl kelam ilk kitabı da bugün bitirdim ve incelemesini de yazdım. İlk kitap benim beklentimin birazcık altında kalmıştı. Ama Asude Bahçe için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. Aksine beni daha çok kendine çekti ve hem kendimden daha fazla parçalar buldum hem de her yönüyle 2. Kitap daha önde olurdu.
Yukarıda da belirttiğim gibi bu kitap serinin 2. Kitabı ve benim gerçekten çok hoşuma gitti. Kitabın konusu birazcık kıskançlık krizleri, insanların davranışlarının çoğunun nedeninin geçmişte yaşadıkları olduğu ve bir yandan da Hüma ve Yusuf'un hikayesi
<3
Bu kitapta en çok beğendiğim kısım Hüma'nın yaşadıklarının çok iyi aktarılması. Hüma ile beraber ağladım. Bazı olaylarda onunla beraber şok oldum. Ve Hüma'yı tanıyınca ilk kitabın başlarındaki o hallerini anlamış oldum. Gerçekten çok beğendim ve sanırım 3. Kitabını isteyerek ve büyük bir zevkle okuyacağım. Şimdilik benden bu kadar. Kitapla ve sağlıcakla kalın! ^^
Herkese merhaba,
Kitabın konusu aşırı klişe geldi. Patron ve çalışan aşkı. İlk başta okurken kesin dedim yaz dizisi formatında bir kitap olacak. Fakat karakterlerin iç dünyasını o kadar güzel ele almış ki herkes kendinden bir parça bir şey bulabilir.
Kitap, karakterlerin ağzından anlatılmış ve geriye dönüş tekniği kullanılmış. Bu hem kurguyu hem de duyguyu anlayabilmek için faydalı olmuş. Kitaplarda bazı cümleler tekrar tekrar kalın puntolu ve büyük yazılmış. Bunu gereksiz buldum. Biraz dikkat dağıtıcıydı.
Derviş Dede karakteri, okuyan herkesi muhakkak düşündürmüştür. Kitaba ayrı bir hava katan karakterdi.
Onun dışında kitap güzeldi. Gelin-kaynana çatışması olan bir ailenin durumunu anlatıyor genel olarak. Benim diyeceklerim bu kadar. Kitapla ve sağlıcakla kalın ! ^^
Okur Takip Önerileri
Herkese merhaba,
Kitabı bitirir bitirmez incelemesini yazmak istedim. Kitap genel olarak çok akıcı ve başladığınız zaman ara vermeden devam edebiliyorsunuz. Kitabı baş karakterimiz Scout'un ağzından okuyoruz. Kitap genel olarak siyah- beyaz çatışması ve çocukların düşünce yapısı üzerinde duruyor. Atticus'un düşünce yapısı, adaleti ve özgürlükçü bakış açısı gerçekten kendine hayran bıraktı. Özellikle Tom Robinson'un davasındaki avukatlığı en güzel kısımdı. Spoiler vermemek için kısa tutuyorum. O dönem Amerika'sını anlatan beyazların üstün görülmesini, önyargıları anlatan iki çocuğun büyüme hikayesini ele alan bir roman. Okumanızı tavsiye ederim. Kitapla ve sağlıcakla kalın! ^^
Herkese merhaba ^^
Bu kitabı okumak gerçekten her yiğidin harcı değil. 1062 sayfa az değil. Fazlasıyla sabır gerektiriyor. Ben genelde dizi izleyen biri olmadığım için kitabı bir dizi izlermiş gibi okudum. Aynı zamanda felsefenin de etkisi görülüyor. Kitap ilahi bakış açısı ile yazıldığı için karakterlerin duygu ve yaşantılarını gayet iyi anlıyoruz. Kitapta fark ettiğim detaylardan biri de erkek karakterlerin daha ön planda ve özgür oluşu. Kitabın yazıldığı döneme bakarsak evet o dönemi yansıtıyor. Stepan ve Anna iki kardeşe asla ısınamadım. Özellikle Anna Karenina'nın nankör ve kıskançlıkları aşırı fazlaydı ve sevmemek için oldukça neden vardı. Anna'nın kocasını tebrik ettim gerçekten. Başka biri olsa bu kadar alttan alamazdı yüksek ihtimalle. Sadakatsizliğin hiçbir açıklaması olamaz bence.
Levin ve kiti aşkı ise kitabı severek okumamı sağlayan etkenlerden biri. Aslında hayatta çoğumuz Kiti gibiyiz. İlk başta başka insanlardan hoşlanmış gibi olsak da doğru kişiyi elbet buluruz ya da bulanlardan olabilmek için çabalayanlardanız.
Karakterlerin bazı toplumlara olan özentisi kitapta fazlasıyla olan Fransızca alıntılardan belli. Herkese keyifli okumalar ^^
Herkese merhaba!!
Baştan uyarayım spoiler içerir.
Bugün başlayıp hemencecik okuyup biraz önce de bitirdiğim kitabın incelemesini yazmak istedim. Bruno 9 yaşında bir çocuk ama büyümüş de küçülmüş dediklerimizden. Ablası Gratel 12 yaşında bir genç kız. Babası Ralf ise yeni terfi almış bir komutan. Annesi Elsa ise masumiyeti savunan ama bir nevi kocasının boyunduruğundan çıkmayan bir kadın. Ralf'in terfi alması ile görev yeri değişir ve Nazi toplama kampları ile ilgilenen bir komutan haline gelir. Gerçek hayatta da böyle olayların yaşanması gerçekten acı. Nazi toplama kamplarındaki Yahudileri insan vasfına koymayıp köle olarak kullanıyorlar ve her türlü şiddete maruz kalıyorlar. En sonunda ise insanlar canlı canlı yakılıyor. Hikaye gerçekten etkileyiciydi. Mutlaka filmini de izleyin. İyi okumalar ^^
Herkese merhaba !!
Kitabı bitirdikten sonra hemen incelemesini yazmak istedim.
Ana karakterimiz Dorian Gray, ressam Basil Hallward'ın mankenliğini yapıyor. Yaptığı tabloları gören Lord Henry ise ressama bu derece güzellik sunan o gençle tanışmak istiyor.
Ardından da olaylar gelişmeye başlıyor. Dorian Gray mavi gözlü, sarışın, kıvırcık, 20li yaşlarında bir genç. Herkesi büyüleyen bir güzelliğe sahip. Lord Henry de bu düşünce yapısı daha tam oturmamış gencin aklına giren şeytan gibi ortalığı karıştıran bir mikser. Hani derler ya 3 kişilik arkadaş gruplarında bir kişi dışlanır diye. Aynı o şekilde oluyor bir nevi. Lord Henry ve Dorian Gray daha sıkı bir arkadaş olurken Dorian Gray ve Basil Hallward'ın arkadaşlık ilişkisi zayıflıyor. Lord Henry ile sürekli takılan Dorian Gray bir süre sonra onun gibi düşünmeye başladığını, onun düşüncelerine benzer şekilde tercihler yaptığını fark ediyor. "İyi bir insan" olmaya çalışırken yaşadığı olaylar ve bir vicdan yansıması bizleri bekliyor devamında. Spoiler vermemek için kısa kesiyorum. Keyifli okumalar ^^
Herkese merhaba!! ^^
Kitap biter bitmez hemen incelemesini yazmak istedim. Öncelikle kitabımız polisiye ve gerilim kitabı. Kitabı 3 kişinin ağzından okuyoruz: katil, kadın (Anna Andrews), adam (Jack Harper).
Konusuna gelecek olursak Blackdown kasabasında bir cinayet işleniyor ve bu haberi yapmak için görevli olan spiker Anna Andrews ise istemese de bu görevde buluyor kendini. Başmüfettiş dedektif Jack Harper ise eski eşi Anna Andrews'in bu cinayetle bir ilişkisi olduğunu düşünüyor. Bu yüzden bu meseleye biraz daha önem veriyor. Ta ki kendisi de şüpheli durumuna düşene kadar. Katilin kim olduğunu son dakikaya kadar tahmin etmek çok zor. Başta herkesten tek tek şüphelenirken katilin en son çıkar dediğim kişi çıkması ikinci bir şok dalgası yaşattı. Yaşanan olaylar her sayfada "yok artık, bu kadar da değildir." dedirtiyor. Sevdiğim bir kitap oldu. Beni etkiledi ama kötü anlamda değil. Yine de reşit olan bireylerin okuması daha sağlıklı olur. Polisiyeye ilgim olduğu için bu kitap da ilgimi çekti. Polisiye severler şans verebilirler. Keyifli okumalar!! ^^
Dip not: Bence Cat'e haksızlık yapıldı. Bu hikayede en masum kişi oydu. Geri kalanlar ise kötülüklerinin bedellerini ödediler.
Bu kitabı ilk annem okumuş gençlik yıllarında. Şimdi de ben gençlik yıllarımda okuyorum. Bu durum beni gerçekten mesut ediyor. Benim okuduğum baskı baya eski basımdı. Bu yüzden yeni basım arasında belki farklılıklar vardır.
Kitabın ilk 70 sayfasını okuyunca kitaba daha konu kalmadığını hissettim ve açıkçası devam etmez diye düşündüm hatta yarım bırakmayı bile düşündüm ama sonrası aşırı ilgi çekici geldi. Devamını merak ederek okudum ve sonunda şok oldum.
Burdan sonrası birazcık spoiler içerebilir :))
Kitabın konusuna gelecek olursak bir baba var ve 4 çocuğu var. Kitabın başlarında baba bir oğlunu kaybediyor. Peşinden de eşini kaybediyor. İki üzüntüyü birden yaşıyor ve aynı zamanda diğer evlatlarının da evlenmesiyle kendini yalnız hissetmeye başlıyor ve yeni bir evlilik yapıyor. Maalesef ki yaptığı evlilik beklediği gibi olmuyor ve hüsrana uğruyor. Zaman zaman evlatlarında kalarak hayatını devam ettirmeye çalışıyor ama evlatlarının da aile hayatını bozduğunu hissettiği zaman kendi isteğiyle huzur evine gidiyor.
Oğullarından İslâmiyet'e en çok uyan Erkam'ın da hayat hikayesi anlatılıyor kitapta. Erkam kendi yaşantı tarzında olmayan biriyle evlilik yaşıyor ve onun da yaşadığı olaylar sonucu bu evlilik de bozuluyor. Bu hikayede yanan ise benim üzümlü kekim Bahar oluyor. :') Bence bu kadarı yeterli diğer türlü spoiler olur :))
Elimde yazarın diğer eserleri var, onlarla devam edeceğim.
Herkese merhaba!
Son zamanlarda popüler olan klasiklerden biri. Abartıldığı kadar var mı tartışılır. Kitap genel olarak Werther'in mektuplarından oluşuyor. Ben bu kitabı arkadaşımda görmüştüm. Her yeni kitap gördüğümde yaptığım şeyi yaptım yine. Kitaptan rastgele bir sayfa seçip rastgele bir cümlesini okumak. Birkaç sefer üst üste yapınca o
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021121,1bin okunma
Açıkçası benim bu kitap hakkında beklentilerim daha yüksekti. Maalesef ki beklediğimi bulamadım. Romantizm ağırlıklı bir kitap olsa da pek ilgimi çekmedi bu eser. Bu yüzden de kitabı yarım bıraktım. Belki başka bir zaman tekrar okumaya çalışırım.
Kitabı beğendim. 1. kitaba bakarak daha heyecan ve gerilim içeriyordu. Yeşil'in Drew'in yanındaki hâlleri ise çok tatlıydı. Drew Bruce Marshall'ın herkese aslan, Yeşil'e kedi olması ise kitabı sırıtarak okumama neden olan etkenlerden biriydi. Kitap nasıl devam edecek denen bir yerde bitti. Genç kurgu okumayı sevenler için şans verilebilecek bir kitap. İyi okumalar. :)
Ötanazi Okulu
Kitap gerçekten güzeldi. Konusundan kısaca bahsetmem gerekirse Yeşil ana kız karakterimiz. Yeşil, yaşadığı travmatik olaylar sonucu konuşamayan, gündüzleri dışarı çıkamayan, astım, asansör fobisi gibi birçok rahatsızlığa sahip aynı zamanda aşık olması, koşması, stres ve aşırı heyecandan da uzak durması gereken genç bir kız. Bu kızı değerli yapan ise taşıdığı kalp. Aslında bir nevi kızın hayatını cehenneme çeviren unsur da bu kalp. Kalp nakli olmazsa yakında ölecek olan bir kız... Yaşadığı zorlukların üstüne bir de kalbini ondan almak isteyen insanlarla uğraşıyor. Bunlardan biri de kod adı Gölge olan Drew Bruce Marshall. Kızın kalbini almak için çıktığı bu yolda kendi kalbini vermeyi düşünen bir seri katil...
Bu seri katil başlarda ölüm meleği gibi görünse de kitabın ilerleyen kısımlarında Ötanazi Okulunda Yeşil'in koruyucu meleği olacak. Ötanazi Okulu ise içinde birçok mahkumu bulunduran, okul demeye bin şahit arayan bir kurum. Yeşil ise buradaki tek masum. Bu okulda kime güveneceğinizi bilemezsiniz. Herkes yalan söylüyor olabilir ama biri hariç. Bakalım bu okulda daha neler yaşanacak?
Kitabın konusu genel hatlarıyla Bosna Savaşı esnasında ve sonrasında insanların yaşamış olduğu zorlukları ve zulümleri anlatıyor. Masum insanların katledilmesi ve acımadan çocukların ailelerden alınması, insanların sevdiklerinden uzaklaşması ve daha nicesi...
Tarihini bilmeyen milletler yok olmaya mahkumdur. Bu yüzden tarihî bilinç kazanmak için okunması gereken kitaplardan biridir.
Öncelikle kişilerin kafasındaki tesettür ile ilgili soru işaretlerini kaldıran bir kitap. Ayrıca kitabın içinde yer alan Allah'ın isimleriyle de bilgi sahibi oluyoruz. Tesettürün amacını ve sadece kadın ya da sadece erkek için olmadığını her ikisinin de tesettür karşısında eşit olduğunu açıklayan bir kitaptı.
