Kitabın adını duyduğumda bir şeyler yıkacağımızı biliyordum ve şaşırmadım da. Yıkılması gereken o putları tek tek devirmek için çabalıyor yazar. Bildiğimiz ve inandığımız çok fazla şey vardır değil mi? Uyumak, yemek yemek, kıyafet hatta su içmek. Neden belli normlara göre hareket ediyor, neden "millet ne der" düşüncesinden çıkamıyoruz? Sadece bu değil aslında. Fiziksel ve duygusal olan konular da var ve ben birçok konudan dertliydim. Şaşırmaya devam ediyorum. Yazar da şaşırtmaya...
Goethe ve Dostoyevski övgüleri ise beni şaşırttı. Yazar gelen geçeni karşısına alıyordu çünkü. Goethe konusunda çok fazla okumam ve araştırmam olmadığı için biliyor gibi konuşmak olmaz ama Dosto Amcam öyle mi? 13 tane kitabını okudum ve bulabilsem gene okurum. Muhteşem sözler, muhteşem tespitler. Niçe bile hayran olmuş yani o bile!
Benim tek derdim kendim olmak! Karşımdaki insandan da bunu bekliyorum ama olmayınca da olmuyor. Teknikler, taktikler yani gereksiz ne varsa görüyorum. Bilmiyorum ama bu durumdan da bu durumu yapanlardan da bu duruma getirenlerden de nefret ediyorum. Sanırım kimse bana yapılsın demez. Umarım bunu yapan rezil insanlar yerine kendi gibi olan, içinden geldiği gibi davranan, kısaca neyse o olan insanlar hepimize denk gelir. Neredeyse hiçbirinizi tanımıyorum ama her daim sevgiyle, iyilikle, mutlulukla olmanız için hepinize dua ediyorum. Siz de benden esirgemeyin.
Esen kalın, keyifle kalın. İyi okumalar dilerim..