Hayat yokmuş gibi yaşayın, varmış gibi çabalayın
Ne zaman öleceğini bilmiyorsun,bilmiyorum evet o yüzden sadece iki günüm kalmış gibi yaşayacağım hayatı. Bu kitap bir şeyler kattı ve benden bir şeyler aldı.
Okuyucular tarafından abartıldığını düşündüm ama şimdi bence az abartılmış.
Bu kitabı okuduktan sonra hayat metodum şu oldu;
{İki günün kalmış gibi yaşa, yılların varmış gibi çabala}
Dün iki günüm kalmış gibi yaşadım bu gün de bir günüm kaldı bu gün ne yapmalıyım o zaman??
Yapmaktan korkmayın ve utanmayın,yoksa onu hiç yapamazsın.
Belki yaparsın bir zaman sonra ama asıl önemli olan yerinde ve zamanında yapmak.
Hayatım sevdim resmen bunu okunduktan sonra teşekürler 
Paulo Coelho bu kitabı yazdığın için okuyan herkese bir şey katmıştır (◠‿・).
İyi okumalarrrrr( ˘ ³˘)
UNUTMAYIN İKİ GÜNÜNÜZ VAR!!! YAŞAYIN , YAŞATIN.
Türkiye'nin Geleceği
Türkiye’nin Geleceği, Mustafa Kemal Atatürk’ün 2 Şubat 1923 tarihinde İzmir’de yaptığı, 6 saat süren halk konuşmasının sadeleştirilmiş halidir. Atatürk burada konuşma değil, söyleşi yapıyor. Adeta halkın nabzını yokluyor, tek tek sorularını dinliyor ve büyük bir hevesle o soruları cevaplıyor. Okurken duygudan duyguya geçtim ve sanki o gün orada canlı kanlı dinliyor gibiydim.
Söyleşide soruları almadan önce Atatürk şöyle söylemektedir: “Benden ne öğrenmek istiyorsanız, ne sormak istiyorsanız çok istirham ederim, tam cesaret ve özgürlükle sorunuz. Ben de kudretim olduğu kadar sizi doyurmaya çalışacağım.” Daha bu cümlesini okurken duygulanmaya başladım. Günümüzde ne kadar da ihtiyaç duyduğumuz bir cümle öyle değil mi ?
İzmir’in kurtuluşundan 5 ay sonra, Cumhuriyet’in ilanından 9 ay önce yapılan bu konuşma, zannımca halka ilaç gibi gelmiştir. O dönemdeki insanların haklı endişelerinden doğan soruları; Atatürk’ün kendinden emin, kararlı ve tutarlı cevapları kuşkusuz böyle hissettirmektedir. Ayrıca cevaplarındaki engin tarih bilgisini ve çok okumuşluğun verdiği duruşu da hissediyorsunuz. Atatürk’ü anlamak için okunması gereken harika bir çalışma olmuş. Emeği geçen herkese çok teşekkür ederim.
Böylesine önemli bir günde özellikle paylaşmak istedim. 19 Mayıs’ın önemi yadsınamaz.
19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramımızı kutlarım. 
Mustafa Kemal Atatürk
Ya Hep olurum, Ya da Hiç olurum !
Bizler en büyük doğrularımıza ne zaman kavuşuruz biliyor musunuz? -En büyük yanlıştan dönene kadar!
Birinin hayatında bir seçenek olmayı hiçbir kadın istemez!
Seçenek olduğunu ilk başlarda bilse de,
O seçenekler arasından çıkan bir kadının hikayesi,
Erkekleri aynı kefeye koymak istemem ama gerçekten böyle hayatında biri varken aslında başka birileriyle de Gönül eğlendiren o iğrenç Nefisli erkeklerden midem bulanıyor,
Hem hayatındaki kadına ihanet ediyor, Hemde diğer Kadına, Her ikisinin de hayallerini başına yıkıyor,
Benim bir hayat felsefem vardır, hep derim;
"Birinin hayatında Ya hep var olurum, Ya da Hiç olurum."
*Hayatında Bir seçenek olduğumu öğrendiğim vakit,
o seçeneklerinin arasında ilk tekmeyi sana ben atarım! (;
Neyse kitaba dönelim , Bir ayrılık sürecin olur ve bu süreçte kim senin yanında olup seni dinliyorsa en iyi seven dost o'dur
Bukre'nin dertleştiği derdini anlattığı en iyi arkadaşı Selim vardı, ve Selim her kararında onun yanında olup her acısında destek olan Bir arkadaş, Bukre ayrıldıktan sonra Cem diye biriyle tanışıyor ve ona şans veriyor fakat Cem Kaset çıkarmasına yardım eden Bukre'yi işi bittikten sonra yüzüstü bırakıyor , Şan, Şöhret bir insanın gerçek yüzünü ortaya çıkarır , Bukre çok şanssız bir kızdı fakat hikayenin sonunda
Dertleştiği En iyi arkadaşının ona Aşık olduğunu öğreniyoruz :)
-Benden bu kadar fragman Yeter bence,
-Devamını Kitabın sonunda göreceksiniz zaten.
** Sevgili 
Kahraman Tazeoğlu 'nun Harika kitaplarından biri. Kitap Harika... Kitab'ın içeriği ondan daha harika,
Herkese tavsiye ederim, Mutlaka okunması gereken kitaplardan. İyi Okumalar dilerim...
10/10
Mükemmel bir kitap okudum.Tek kelime ile bayıldım.Yazarın 
Older kitabını okuduktan sonra diğer kitaplarını da listeme almıştım.Konusu çok ilgimi çekmişti ama bu kadarını cidden beklemiyordum.Bir günde nefes almadan okudum deyim yerindeyse.
Cora ve Dean liseden tanışan ve birbirlerinden tam anlamıyla nefret eden ve sürekli kavga eden iki yetişkin.Dean Coranın ablası ile 15 yıldır birlikte ve evlilik arifesindekiler.Bir akşam bar çıkışı Deani aramak zorunda kalıyor ve ikisi de bir seri katilin peşinde olduklarını fark edemiyorlar.Gözlerini bir evin bodrumunda açan ikili 20 gün boyunca çok ciddi travmalara maruz kalıyorlar.Spoiler vermek istemiyorum o yüzden burada duruyorum .Ama çok çok kötü şeyler yaşıyorlar bu kadar söyleyebilirim.
Neyse kurtulduktan sonra bu travmatize olayın onları ne kadar kırdığını,birbirlerine ne kadar yaklaştırdığını ve ortak acılarının duygularını aşka çevirdiğini okuyoruz.Yazar anlatımda mükemmel bir iş çıkarmış.Kalemi enfes.
Son zamanlarda okuduğım en gerilim dolu ve duygusal kitaptı.Bazı yerlerde o kadar üzüldüm ki anlatamam.Fazlaca tetikleyici unsur ve içerik barındırıyor.Beni çok sarstı ve zorladı.Smut sahnede var ama aşırı bulmadım.Dozundaydı.Birkaç eleştirdiğim husus vardı ama o kadar sevdim ki puan kırmaya gönlüm razı gelmedi.Benden 10 puan aldı.Kesinlikle tavsiye ediyorum.Şans verilmeli.İyi okumalar
