Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Aşk var mı aşk, sen ondan haber ver ? Boş ver be yaşı başı! Gönlün ne kadar şık, sen ondan haber ver? Şöyle atıp koyu grileri -siyahları sabahtan, Sarı bir kaşkol atabiliyor musun boynuna, ondan haber ver? Koyma bir kenara yüreğini, aç kapılarını. Gelene geçene yol verme girsin diye içeri, ama gömme başını toprağa bir çift
Sayfa 8
"TEK ŞART Bir gün... Alacakaranlık bir İstanbul akşamı... Bakıp da karşıdan batan guruba... Masanda bir ufak rakı, mezen peynir mezen kavun tabağı. .. Bir gemi yanaşır da gözünün gözünün ucundaki limana, Dalar gidersen dumanına. .. Yalnizsan... Çok ama çok fena yalnızsan, çok susamışsan. .. Epeydir açılmamışsa gönlünün
Reklam
"İspanyolların deyişine göre iki kişilik aşk ' çılgınlık ' , üç kişilik aşk ' ticarettir '... Neyse nedir , ne değilse değildir. Çok atıp tutmaya ,büyük büyük konuşmaya ,ahkam kesmeye gelmez ...Aşk tek kişiliktir ...
GİTME! SANA AŞIK OLDUM (Alıntı) “Cadı olmak zorunda mısın?” Kız da gülerek “Biz bu kelimeleri arkadaşlarımızla beraber- ken telaffuz edecektik. Sen erken başladın.” “Hadi bakalım küçük hanım geldik” dedi Erdem arabayı park ederken. Kız etrafına bakarak “Daha ıssız bir yer yok muydu?” Adam emniyet kemerini çözerken suratında koskoca bir gülümseme vardı. “Ben yanındayken hiçbir şeyden korkmana gerek yok.” diyerek kızın yanağından bir makas aldı. “Yoksa sen!” dedi kız. “Ben ne?” “Sevcan’a beni teslim edip rahatça paralasın diye mi fazla insanın olmadığı bir yere getirdin?” Adam yüzündeki gülümsemeyi bozmadan “Çok eğlencelisin ama öyle değil. Hadi inelim ve sen de elimi tutarsan, insanların kabullenmesi kolaylaşacak” diyerek elini uzattı. Kız da “Hadi bakalım hakkımızda hayırlısı, bindik bir ala- mete gidiyoruz kıyamete” diye söylenirken, elini yanında duran bu heybetli adama teslim etmişti. Erdem “Beni farkında olmadan neşelendiriyorsun biliyor musun?” derken, bu narin elden yayılan enerji içini ısıtmıştı. Şu an tek istediği bu kızı kucağına alıp... ama şimdi yapamazdı. “Stand-up yaptığımı kimse söylememişti.” “Millet açlıktan öldü, hadi girelim.” “Daha iyi enerjileri bitmiştir. Nikah şahidin ben olacaktım diye saldıramaz.” Adam “Bak neşelenmen için sana bir fıkra anlatayım sen de gülerek içeri gir ki sebep aramalarına fırsat vermeyelim.” Kız derin bir nefes aldı “Ben hazırım” dedi. “Son kararın mı?” “Evet. Sen şimdi önden git ben arkandan sıvışmayı düşü- nüyorum.” Adam narin eli daha sıkı tutuyordu. “Birlikte giriyoruz küçük hanım” diyerek ileriye bir adım attı.
Hem evlenince ne olacak ben onu da anlamıyorum!” derken isyanın doruğundaydı genç kız. O kadar hiddetlenmişti ki yanından geçenler dönüp ona bakıyor- du. Annesi bıkkınlıkla; “Sadece senin de hayatında biri olsun istiyorum kızım, bir düzenin olsun, bak ev arkadaşın da evlendi, yalnız yaşıyorsun, evinde bir ses bir nefes olsun istiyorum”
Sanki yağmur çiselemeye başlamıştı. Yağmur zannettikleri, çimleri sulamak için parkta otomatik açılan fıskiyelerdi. Duru; “Koş koş hemen çıkmamız lazım yoksa sırılsıklam olacağız” diyerek Erdem’i de kolundan çekiştirmeye başladı. Erdem’in hiç umurunda değildi. İnadına fıskiyelerin arasında durmayı tercih ediyordu. “Sana diyorum ıslanacaksın.”
Reklam
Son diyorum Çin'in nemli havasına Hiç kanmadım tatlı söz ve çayına Son vereceğiz tutsaklığın yasına Ötüken'de benim bengü başım var
Sayfa 87 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Orhun yazıtlarında "Yukarda mavi gök, aşağıda kara yer yaratıldığında ikisinin arasında insan oğlu yaratılmış." deniyor. Burda Tanrı düşüncesi, salt maddi gökyüzü değil; ulu bir varlık. Tanrı bengü, Tanrı, her şeye egemen, her yerde o var.
Kutluğ Kağan
"Ben Gök Tengriden el almış Türk Kutluğ İlteriş Kağan. İduk yere geldim. Ötüken'de kutumu kurdum, budunumu derdim. Özüm, oğuşum, apalarım, beğlerim yiğit, alp olduğu için Çin'e karşı on yedi, Kıtan'a karşı yedi defa süngüştüm. Yendim. Kutum bengü olsun. Tanrı Türk'ü korusun..."
Sayfa 171 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
"Bengü taşlar" üzerinde dile gelen bir uluğ Türk'ün sesi,atmosferde hala yankılanır, bizi arar, durur...
Sayfa 153Kitabı okudu
Reklam
Panama
Ellerinde mavi boncukların çaresizliği, Bengü badeli masallara uzanmışsın. Bir sızılı gerçek ya anlımızdaki , susma sevdiğim. Kıskanç bakışları altında zamanın, Yine pırıl pırılsın.
Sayfa 175Kitabı okudu
YERDEYİM
Salkım salkım tan yelleri esende, Işık ışık hep aktığım yerdeyim. "Taht üstünde baht üzresin" desen de, Doludizgin yön baktığım yerdeyim. Kırbaç bilmez yağız atlar gelirdi, Yay gerenler birbirini bilirdi. Ümidime çığ düşse de erirdi, Mızrak boyu kar söktüğüm yerdeyim. Yer ve sular sahipliydi, bilirdim, Al şafaktan gün batıya
157 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.