Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
1 Van Allen kuşağı gibi sev beni Vay canına desin herkes Biz böyle aşk görmedik desinler 2 Alamut Kalesi’nden yola çıkmış gibi sev Bütün kızlar korkup kaçsın esas kız gibi sev Hüzünlü bakmak için poz veren şair fotoğrafına değil Cüzdanında sakladığın fotoğrafıma bakar gibi sev Bırak gözleri buğulu kızlar onları sevsin Sen en buğulu gözlerinle
Onlar her şeyleriyle vaatkâr ve çekicidir; bakışlarıyla, kokularıyla, duruşlarıyla, “Sev beni” derler, “sev beni, kimse benim gibi sevişemez, benim gibi öpüşemez kimse, kimin dudaklarında böyle karadut tadı var, kim bu kadar güzel kokuyor; ay ışığında çırılçıplak dolaşırım, yağmurlarda gülerim; dokun saçlarıma, hiç bu kadar parlağını gördün mü, seni öyle çok severim ki kimse benim gibi sevemez.” Kleopatra’dır onlar, Mara Hari’d,r, Messelina’dır, Hürrem Sultan’dır. Muse’ler gibi her yolcuyu şarkılarıyla sarhoş eder, yolundan döndürürler; her gemi onların sesini dinleyebilmek için felaketlere uğramaya razı olur. Her yerdedirler, her yanda; başınızı çevirdiğinizde bir ışık bulutunun içinden çıkıverirler. Onlar göründüğü andan itibaren bütün duygular, bilinen ne kadar duygu varsa hepsi, saklandıkları köşelerden kuytulardan çıkarak size doğru çılgın bir koşu tutturur; hepsini tadarsınız, en yakıcı olanları, en baharatlıları, en lezzetlileri. Ve onlar gözyaşı demektir. Acı çektirir ve acı çekerler…
Reklam
-Yani,şimdi sen hayallerinde mi yaşıyorsun ? - ..... -Heyy sana diyorum,cevap versene ! -Yaa pardon ya,yine dalmışım.. -Eee,cevap bekliyorum hâlâ ! -Sana az önce dalmışım dedim ya,işte onu ben yanlış söyledim.Aslında şu an daldım,gittim.Neden mi ? Çünkü;hayallerim,benim hayatım da ondan.Yani yaşamak benim hayalim değil,hayallerim benim yaşamım.Hayaller diyorum..Düşünsene biraz:Herkes senin dediğini yapıyor,dünya senin dünyan,karışanın edenin yok.İstersen karışanın da olur sevenin de.Hem de senin istediğin kişi seni seviyor.Önce ayaklarına kapanıyor senin ve yalvarıyor sana,ne olur beni sev diye...Peki şimdi ben sana soruyorum:Böyle bir hayatın içine girsen içinden çıkmak ister miydin ? Veya soruyu şöyle düzeltelim:İçinden çıkarılmak ister miydin ? Ve aslında hayat dediğimiz hayattan isteklerimiz bizim hayallerimiz değil miydi ? O zaman hayal deyip geçme ve hayatını bazen tek harfle 'hayal'e de dönüştürebileceğini unutma ! (Hayallerim,hayatım benim.Sen olmasan ne yapardım ben ? Hangi dal bana uzanırdı ve ben hangisini tutabilirdim ?) (Musab Hamza Özel)
Güven
Bizi en çok güvendiğimiz insanlar incitti. Çünkü onlar milyonlarca insanın içinden güvenmeyi seçtiklerimizdi, en çok inandıklarımız, en çok sevdiklerimizdi. Ve yine en iyi onlar öğretti. Hiçkimseye sonsuz güvenilmeyeceğini… Sağolsunlar…
284 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Nazım Hikmet'ten okuduğum ikinci kitapla karşınızdayım. Bu seferki yolculuğum 1930-1940 yıllarına oldu. O dönemdeki ezen-ezilen, zengin-fakir, çatışmalarını iç içe harmanlamış Nazım Hikmet. Marksizm etkisiyle şiirlerdeki müzikli ahenki okurken hemen tanıyorsunuz. Makinelerin sesini... Bu eserin ilk bölümü "Benerci Kendini Niçin
Benerci Kendini Niçin Öldürdü?
Benerci Kendini Niçin Öldürdü?Nazım Hikmet Ran · Yapı Kredi Yayınları · 20091,876 okunma
Milyarlarca insanın yaşadığı bu dünyada birbirini tanımayan iki insanin iki şekilde karşılaşması mümkündür sevgilim.. Hayatımın en berbat, hayatımın en içinden çıkılmaz, hayatımın birine en çok ihtiyacım olduğu bir zamanda karşıma çıkman tesadüf olamaz. Sen benim bütün samimiyetimin, bütün iyi niyetimin, bütün iyi dualarımın karşılığı olarak gonderildin bana. Önce Allah istedi seni tanımamı, sonra karşılaşmamız için bütün doğa iş birliği yaptı. Ve sonra sen çıktın karşıma...
Reklam
Bizi en çok güvendiğimiz insanlar incitti... Çünkü onlar milyonlarca insanın içinden güvenmeyi seçtiklerimizdi, en çok inandıklarımız, en çok sevdiklerimizdi... Ve yine en iyi onlar öğretti... Hiçkimseye sonsuz güvenilmeyeceğini… Sağolsunlar…
BİLİYOR MUSUN?
Ne istiyorum biliyor musun? Herhangi bir semtin, herhangi bir kaldırımında, yanından geçen biri benim parfümümü sıkmış olsun. Sen de o parfümü, gözlerin dola dola korkarak ciğerlerinin en arkasına kadar çekmiş ol. Sonra kaldırıma otur sessizce, saatlerce ağla. Sadece hatırla. Başka bir gün, aşık olduğunu sandığın her insana sarılırken karşındakinin ten kokusuyla benimkini karşılaştırırken bul kendini. İçinden; ‘’Ne yapıyorum ben?’’ derken, pılını pırtını toplayıp ‘’Eve gitmem gerekiyor’’ bahanesiyle, her neredeysen çık ordan. Yolda yürürken, yanlışlarını gör. Hatalarını gör, beni gör. Televizyonda bir diziyi izlerken ya da film hiç fark etmez, o diziyi benim izleyip izlemediğimi bilip bilmediğimi merak et. Öyle merak et ki, arayıp sormak gelsin içinden, ama arama. Arayamayacak kadar yüzsüz şekilde, aşık kal bana. Herhangi bir gazetede burç yorumuna rastladığında, benim burcumu da okumaya devam et. Yeni aldığın her kitabı almadan önce, ‘’o bunu önerir miydi acaba?’’ diye düşünürken aslında hayatta bazı şeylerin ne kadar imkansız olduğunu öğren. Günün bitiminde, gece yastığa başını koyduğunda benim sana öğrettiklerimi kimle, nasıl, ne uğruna kullandığını tart kafanda. Kendinden nefret et, ailenden nefret et, beraber olduğun her insandan nefret et. ‘’Beni sev’’ demiyorum. Ama şu şarkıyı dinlediğinde, herhangi bir nakaratında, göğsünün olduğu yerde bir yerlerin biraz acısın, nolur. Biraz acısın be. Biraz. ARDA EREL
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.