Ahmet Muhip Dranas ile Atsız'ın polemiği
HADDİNİ BİL Hâkimiyeti Milliye’nin 21.XI.1933 tarihli 4434. sayısında A. Muhip imzasıyla Orhun’dan bahseden bir yazı çıktı. Tarihten de, felsefeden de salâhiyetle dem vuran ve benim “Türk Tarihi Üzerinde Toplamalar” adlı eserimin başlangıcını tenkit eden bu yazı aynen şudur: Orhon (1) Edirne de bu namda bir mecmua intişar etmeye başladı.
Konya Halk Evi Mecmuası
MÜHİM BİR DERGİ Türkiye’nin birçok şehirlerinde çıkarılmakta olan türlü türlü dergiler arasında memlekete faydalı olanları, başlarında ciddi birer ilim adamı bulunanlardır. Kâğıt israfından, değersiz yazılar neşrinden başka bir şeye yaramayan, dergiler yanında, hakikî ilim tevazuu ile çalışarak ortaya pek ciddi neticeler koyan bu dergiler,
Reklam
ABİDİN NESİMİ 1911’de Bingöl'ün Kiğı ilçesinde doğdu. İlkokulu Mercan Sultanisinde, Orta ve Liseyi İstanbul Erkek Lisesinde okudu, Yüksek Öğrenimini İTÜ’nün (o zamanki adıyla Yüksek Mühendis Mektebi) Su Şubesinde yaptı. 1937-1949 yıllarında serbest çalıştı, 1949‘da Bayındırlık Bakanlığı hizmetine giren Abidin Nesimi evli ve 3 çocuk
KAFKASYA ve KAFKAS DAĞLARI Çocukluğumuzda ninelerimizin bize anlattıkları masallar arasında bir Kafdağı ve bu dağın arkasında büyük bir sarayda periler padişahı yaşardı. Periler, cinler, altından saraylar... Dünyada ne kadar meraklı ve cazip şey varsa hepsi orada idi. Böylece, bu masallar ülkesi uzun zaman çocuk muhayyilemizde yaşadı durdu.
M.Sait Hatiboğlu ve Goldziher
Hatipoğlu’nu değerlendirmey düşunuyorum. Goldziher’in değerlendirilecek bir tarafı yok. Hadis tarihini siyasî, fıkhî ve kelamî çatışmaların bir sened eklenerek hadis formunda Peygamber’e isnadı olarak görüyor. Bunun nesini değerlendireceksin?! Ebu Yusuf uydurmacı, İmam Muhammed yalancı, Buharî sahtekar olunca bunun değerlendirmeye alınacak bir
Biliyor musunuz?
Fuat Hoca, zor olanı başardı. İslam Bilimler Tarihi kitabını yazabilmek için 60 ülkenin kütüphanesini gezdi. Bir kuyumcu titizliğiyle hazine arar gibi eserler aradı. Bu yüksek amaç için yaklaşık 400.000 yazma kitabı inceledi. Önemli Not: Benim kendim için aldığım ve siz değerli okuyucularıma da ısrarla tavsiye edebileceğim bir sır var burada. Eğer futa Sezgin Hocamız, bu ilk adını atmasaydı, yani yazdığı bu eserin ilk cildini çıkarabilme cesaretini ve azmini kendinde bulmasaydı; bir de kendini aşan bir hedef belirleyip 8-10 yıl sabırla, canla başla ve büyük bir aşkla çalışmasaydı bu eseri yazamazdı. Eser yazılmasaydı kendisine yeni kapılar açılmazdı. Çünkü bu kitapla tanındı, konferanslar verdi ve ardından müze için sponsor buldu. Kısaca bu yoldaki çalışmaları ile müze açma fikri de kalbine doğmuş oldu. Bize burada düşen en önemli hisse, kendimizi aşan hedefler belirlemeli, zorluklar ne kadar büyük olsa da bir yol bulup dağları aşmalı ve ortaya güzel bir ürün veya bir sonuç koymalıyız. Emin olun ki yaptığınız bir güzel iş ve ya elinizdeki işi en güzeliyle yapmanız, sizlere tahmin edemeyeceğiz nice kapıların açılmasını da sağlayacaktır. Çünkü bir işi güzel bitiren, daha güzel bir işi kapısında hazır bulacaktır.
Sayfa 65 - Ensar YayınlarıKitabı okudu
Reklam
43 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.