Tesadüfi olaylar fikrini gizli güçler fikri kadar uzaklaştırmaya çalışırız, çünkü bize şeytanı, iblisi, kötülüğü hatırlatırlar. Bizim özenli hesaplarımızın en tehlikeli düşmanlarıdırlar ve bizim garantilerimizi sürekli tehdit ederler. Mantığa kesinlikle karşıt oldukları için küçümsenmeyi hak ederler, ama yine de onlara karşı adil olmamız gerekir. Araplar onlara bizden daha fazla saygı gösterirler. Mektuplarının üzerine Insha-allah, "Allah isterse" diye yazarlar, çünkü mektup ancak o zaman ulaşabilir.
Hidrojen bombaları başımıza düşmeye başladığı zaman veya Devlet mutlakiyetinin ruhsal ve ahlaki karanlığı tüm Avrupa'yı sardığı zaman, uygarlığımızın ve insanın başına neler gelecektir?
Zira mantıklı ve eleştirel düşünme yeteneği insanoğlunun en belirgin özellikleri arasında değildir. Olsa bile, kararsız ve değişken niteliklidir ve kural olarak; politik gruplar ne kadar büyük olursa, o kadar kararsız ve değişken olurlar.
Kitleler, tek tek bireylerde varolması mümkün olan içgörü ve düşünme yeteneğini ezip geçerler. Ve bu da anayasal Devlet, bir zayıflığa düştüğü zaman, doktriner ve otoriter despotluğa yol açar ...
İnsanlar kendilerini tanıma derecelerini çevrelerindeki ortalama bir insanın kendisini tanıma oranı ile değerlendirirler, büyük ölçüde kendilerinden gizlenmiş olan asıl ruhsal gerçeklerle değerlendirmezler.
Eğer bir bireyi anlamak istiyorsam, ortalama insan hakkındaki tüm biimsel bilgileri bir yana atıp, tüm teorileri gözardı ederek tümüyle yeni ve önyargısız bir tavır benimsemek zorundayım.