Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bennur Karakaş

72 syf.
·
Puan vermedi
·
12 saatte okudu
Stefan Zweig okuyup da beğenmedim bunu diyebildiğim bir kitap yok. Olsa olsa dinsel terimleri çok harmanladığı algılamanın kolay olmadığı bir novellasını okumuşumdur. Gelelim Sahaf Mendel’e.. Zweig belki de hayatına bir tık ilgili olduğum birisi olduğu için belki de umutsuzluğa düştüğümde bir inanca ihtiyacım olduğunda koştuğum bir yazar. Mesela
Sahaf Mendel
Sahaf MendelStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20228,3bin okunma
Reklam
282 syf.
·
Puan vermedi
Popüler edebiyatın kucağında olduğumuz bir an. Bu kitap neden seviliyor artık çok iyi biliyorum. Çünkü kim ne derse desin ‘Tüh be şunu şöyle yapsaydım, keşke oraya gitseydim, onu hiç tanımasaydım, şundan vazgeçmeyip ısrarcı olsaydım, o işi kovalasaydım, şu okula gitseydim….. ‍ ‘ diye bir çok alternatifi hayal ettik hepimiz. Keşkelere hapsolduk, sıkışmış bireyler olduk. Kimi yoluna baktı kimi bakamadı. İşte bu kitapla karşılaşan kendinde o “yapabilirim ,ee doğru bu” alt metnini yakaladı. Kitabı yaşadık yani. Felsefeye ilgi duyduk Thoreau’ya meraklandık sonsuz seçeneğin sonunda ait olduğumuz yere KENDİMİZE döndük. Duymak istediğimizi aslında yüksek sesle söylense kabullenceğimiz şeyleri okuyarak kazanmamızı sağladı yazar. Kendi benliğimize yolculuk yaptırdı, gerçekleri serpti önümüze.. Bu kitap psikolojik bir sorgulatma, hangi bunalımdayım ben ya da kendime ne iyi gelir kitabı değil kesinlikle. İçinize uzaktan fosforlu bir bayrak sallayıp dikkat çeken bir kitap🫣 Çerezlik bir kitap aslında.. (Başka hayatta beni kesinlikle tanıyorsunuz o renkli kıpır kıpır ve gülüşü eksik olmayan kadın benim) İyi okumalar..
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig · Domingo Yayınevi · 202155,2bin okunma
80 syf.
·
Puan vermedi
Kısa klasiklerden bir tanesiyle geldim. Hızlanamayan okuma rutinime güzel bi kitapla başlamış olmanın haklı gururunu yaşıyorum.. Turgenyev’in daha önce Babalar ve Oğullar’ını okumuştum. Olayları işleyiş biçimi o kitabı da hızla bitirmemi sağlamıştı. Öyle bir kalemi var. Sadece karakterlerinin yaptıkları yanlış sırasında yanında olup onları
Klara Miliç
Klara MiliçIvan Turgenyev · Can Yayınları · 20202,621 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
160 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Öncelikle bu incelemeyi kitabın çevirisini yapan, aynı zamanda işini aşırı kaliteli yapan Levent Cinemre’nin kitabın sonunda yer alan açıklamalar ve paylaşımlar kısmından hareketle yazdığımı belirtmek isterim. Jack London, evrime oldukça ilgili, bu konunun döneminde sıkı savunucusu olan bilim insanı ve yazarlarının takipçisi ve kuvvetli
Adem'den Önce
Adem'den ÖnceJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201918,7bin okunma
626 syf.
·
Puan vermedi
Çok nahif bir kitap. İlk olarak bu roman için söyleyebileceğim en büyük cümle. Jane naif bir çocukken nasıl cesur olgun ve istediğinin peşinden koşabilecek kadar özgürlükçü bir kadına dönüşüyor ona şahit oluyoruz. Yazar romana kendi hayatından dokunuşlar yaptığı için, bunu birkaç yerde net bir şekilde anlıyoruz, bazı yerlerde ufak çaplı burun sızlaması yaşamış olabilirim. Belki de benimde nahif bir anımdır. Kitabı lise yıllarımda okusaydım aşk romanı yaftasını yapıştırabilirdim. İnceliğine, detaylarına, savunmaya çalıştığı ideolojiye bakmadan.. Ancak şimdi içerisindeki kadın hakları, dinin oldukça sert ve katı bir şekilde yüceltilmesi, soylu tabaka ve alt tabaka insan ilişkileri, bu ilişkilerin saygınlıkla doğrudan ilişkisini görmezden gelmek olmaz. Bir kitaba asla geç kalınmaz ve bilinçli okumanın zamanı vardır. Kendimi bu şekilde avuttuğumu bilin istedim. Çok beğenilen mini dizisi ve filmleri de var.( O kadar çok uyarlanmış ki) Hoşçakal Jane. Not: Nahif ve naif farklı kökenlerden gelme dolayısıyla farklı kelimelerdir. Nahif: Arapça kökenli olup dilimizde “ince duygulu, hassas, kibar “ anlamlarında kullanılmaktadır. Naif: Fransızca kökenli olup dilimizde “saf, deneyimsiz, sade, doğal” anlamlarında kullanılmaktadır.
Jane Eyre
Jane EyreCharlotte Brontë · Can Yayınları · 202031,3bin okunma
Reklam
80 syf.
·
Puan vermedi
Kitabı okumamış olanların arama motoruna Verlaine yazdıktan sonra bulabileceğinden fazlası buraya dahil edilmemiştir! Verlaine nasıl bir Fransız, Rimbaud’la neler yaşamış nasıl tutkulu bir aşkmış beni ilgilendirmez. Rimbaud’a dair bir şey okumadığımdan Verlaine tarafından bakacak olursam bu aşkın ızdırabını onun çektiğini düşünüyorum. Çünkü Rimbaud’un peşinde oldukça sürüklemiş kendini.. Hassas bir şekilde büyütülürken babası yatılı okula gönderme kararı verir Verlaine’ı. Hayatındaki en büyük dönüm noktalarından ilki bu aslında. Yazmaya başladığında Victor Hugo dahil birçok önemli isimden onure edici mektuplar alır. Ancak bunları kulak arkası eder Verlaine. Çünkü ne kendisine gelen iyi fırsatları değerlendirebilecek cesarette ne de bunları değerlendirebilecek kabiliyettedir. Şöyle diyor Zweig: “Kaderini anlatan kehaneti keskin kulaklarıyla duymuştu ancak her şey gerçekleşene kadar kulaklarına fısıldanan meçhul sesi nasıl yorumlayacağımı bilememişti.” Yükselen bir şairlik değil onunkisi, tamamen çakılmışta değil. Ta ki absende düşene kadar.. Peşine de Rimbaud derken.. Bir ayrılıp bir barışmalar, şiddetli kavgalar, Rimbaud’u vurması - neyse ki ölüm sebebi bu değil - hapse girmesi iyice savruklaşan bir hayat.. Son zamanlarında gençler tarafından eski yazılarıyla ekol olsa da yine de ilerleyen zamanda başarılı ürünler ortaya koyamaz. “Verlaine’ın etkisi derindir ama muazzam değildir. Muazzam olabilmesi için Verlaine’ın hükmedemediği kaderini yenmesi ve iradesini saran binlerce küçük kusur ve tutkularından kurtulması gerekir.”
Dürüst Aptal Efsanesi Verlaine
Dürüst Aptal Efsanesi VerlaineStefan Zweig · Zeplin Yayınları · 2017395 okunma
480 syf.
·
Puan vermedi
Jane Austen’la genç yaşta tanışmama rağmen diğer kitaplarına ilgi göstermemiştim. Gurur ve Önyargı benim için yeterliydi. Kötü bir baskısını okudum maalesef ama çok güzel okudum. İçime sine sine.. Filmini de izleyince henüz başka bir baskıda kitabı ikinciye okuyamıyorum. Bunun üzerine diğer kitaplarına yöneldim. Önce İkna’yı okudum. Peşine
Emma
EmmaJane Austen · Can Yayınları · 202010,2bin okunma
101 syf.
·
Puan vermedi
Bu incelemeyi John Steinbeck’in Fareler ve İnsanlar’ı ile İnci’si için yapacağım. (Henüz spoiler vermeden kendi notlarımı aktaramıyorum buraya. Malum bir de yılın ortasında uygulamaya gelince mayısa kadar okuduklarımın notları hep bana kadar. ) İki eser hakkında kısaca bilgi vermek istiyorum.. Hayata nispeten kötü şartlarda gelip ama yine de severek sevilerek yaşamayı becerebilen tüm insanlara... “Anlamak güç. Ta beşikten mezara dolandırıldığımızı biliyoruz.” İnci, s.64 Kabuklarında yaşadığın hayatta umut etmen en doğal en yalın çırpınışın sanırım. İki kitapta da J.S. kahramanlarına imkanlar yaratıp umut etmelerini sağlar. Umutlarına tutunup peşi sıra mücadeleye girişirler. Hayatla ve insanlarla.. Sonuç ikisinde de aynı. Ama sonuca giderken yaşananlar hep insanca. İkisinde de keşke şöyle olsaymış tüh diyemiyorsunuz belki siz de öyle yapabileceğiniz için belki de başka bir çarenizin olmamasından. Şunu net bir şekilde ili kitap içinde doğru buluyorum: “Bir şeyi çok fazla istemek doğru değildir. Bazen şans ters dönebilir yoksa. Ayarında istemeyi bilmeli kişi Tanrı ya da tanrılarla iyi geçinmenin yolunu bulmalı.” İnci, s.28
İnci
İnciJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 202337,7bin okunma
68 syf.
·
Puan vermedi
Tanınmış bir yazar olan Bay R, seyahatten dönünce evinde onu bekleyen mektuplarını okumaya başlar. Ve hikaye de kapıyı tıklatmıştır çoktan... “Sana, beni asla tanımamış olan sana” Mektubun giriş cümlesi bile imkansızlığın o acı, buruk tadını taa içinizde hissetmenize neden oluyor. (Belki de beni fazlasıyla etkiledi bilemeyeceğim.) Olayların gelişimini anlatmayacağım. Çünkü büyüsü bozulur.. O kadar ki kitapta kadının adı bile geçmiyor. Nitekim mektupta da.. Tahmin edilen bir olgu olmakla birlikte öncesi sonrası da yok çünkü tamamen mektubu okuyoruz. Kız çocuğu iken başlayan, büyüyen ve küllenen bir aşk.. Bilinmeyen bir aşk. Yiten bir aşk..
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022224,9bin okunma
520 syf.
·
Puan vermedi
Nasıl pes etmez insan? Elinde avucunda hiçbir şey kalmamışken..Biz mi korkuyoruz yaşamaktan, konfor alanı dışına çıkmamız bu kadar mı zor? Yoksa inanç denen soyutluk o kadar güçlü ki pes bile ettirmedi mi Martin’i? Sen nasıl başardın Martin? Sahi güvendiğin liman sadece kendin miydin?
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202391,1bin okunma