Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Biliyorsun kafam samanla dolu, işte bu yüzden Oz'dan beyin istemeye gidiyorum." "Ah, anlıyorum," dedi Teneke Adam. "Ama neticede beyin dünyadaki en iyi şey değil." "Sen de var mı?" diye sordu Korkuluk. "Hayır, benim kafam bomboş," diye yanıtladı Teneke Adam. "Ama bir zamanlar beynim de vardı, kalbim de... İkisini de denemiş biri olarak, daha çok bir kalbim olmasını tercih ederim."
Sayfa 26 - Türkiye İş Bankası Yayınları
Yorgunluğu beyin yaratıyor. Sabahtan itibaren yorgun olduğun fikrini taşıyorsun. Tabii bu yüzden giderek daha çok yoruluyorsun. Her şeyden , her türlü girişimden korkuyorsun. Zaten yorgunsun, bir de bunu yapacak olursan iyice yorulacaksın. Böylece çevrende bir nevroz yaratıyorsun.
Reklam
1925 senesinde sınıfta yapılan bir iğne şakası ve sürgün edilen öğrenciler
Gazetelerde geniş yer bulan ve vatandaşların büyük ilgiyle takip ettiği olay, İstanbul Erkek Lisesi’nde yaşanmıştı. Öğrenciler tarafından güya şaka yapılmış ve öğretmen Salih beyin sandalyesine iğne yerleştirilmişti. Tam oturacağı sırada iğneyi fark eden Salih bey, büyük alınganlık göstermiş, “bu muameleye layık değilim, sizlere çok teessüf ederim” diyerek, sınıftan çıkıp gitmiş ve öğretmenlikten istifa etmişti! Bu şok istifa üzerine, okul yönetimi disiplin soruşturması başlatmış, sınıfın bütün dersleri iptal edilmiş, öğrenciler tek tek sorguya alınmış, ama bu işi kimin yaptığı bulunamamıştı. Sınıftaki 43 öğrencinin tamamı sürgün edildi! Hepsi, Bursa Erkek Lisesi’ne gönderildi. Ekstra hazin tarafı, iğneyi o öğrencilerden hiçbiri koymamıştı. Aradan yıllar geçtikten sonra, hepsi mezun olduktan sonra, iğneyi aslında başka sınıftan bir öğrencinin yerleştirdiği ortaya çıktı. Suçsuz yere sürgün edilenler arasında kimler vardı? Sait Faik Abasıyanık. Gazeteci Hikmet Feridun Es. Dışişleri bakanı İhsan Sabri Çağlayangil. Turizm, ticaret, sanayi bakanı Sırrı Yırcalı vardı.
Zamanı yüz kez geriye alsak, vereceğiniz kararlar da hep aynı mı olur?
Ben kalp değil beyin istemeliyim; çünkü aptal biri kalbi olsa bile onunla ne yapacağını bilemez.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları Mart 2022Kitabı okudu
Reklam
İster karga ol ister insan, beyin bu dünyada sahip olmaya değen tek şey.
Sayfa 20 - Türkiye İş Bankası Yayınları Mart 2022Kitabı okudu
Eğitim.
Bu ülkenin sorunlan ne sizce? Terör. Gelir dagilimi eşitsizliği. Trafik kazalari. İşsizlik. Siddet. Kadina siddet. Hukuka inancin kalmamasi. Torpil. Darbeler. Betonlasma. Tarih boyunca bitmeyen yolsuzluklar. Beyin göçü. Cari açık, dis borç. Aşırı kalabalık nüfus. Bedavadan kazanma aliskanligi. Siyasi kamplaşma.. Bunlar gibi onlarcasini sayabilirsiniz. Oysa bunların hiçbiri bu güzel ülkenin sorunu degil. Tek bir sorunu var bu ülkenin; çağın gerisinde ve her dönem siyasetin etkisinde kalmis, ruhunu kaybetmis, verimsiz bir eğitim sistemi. O yukaridaki maddeler sorun degil, sadece sonuç.
Sayfa 2 - Elma yayıneviKitabı okuyor
Şüphe yok ki vücudumuzun en havalı organı beyindir. Zira kendi adını koyabilen tek organdır beyin. Hatta bu mantıkla hareket ettiğimizde diğer organların isim babasının da kim olduğu hemen ortaya çıkacaktır. Kendisi ile ilgili olarak kitabın ilerleyen bölümlerinde bol bol konuşacağız zaten. Ama göğüs ve karın boşluğu içerisindeki organlara hızla bir göz attığımızda, şüphesiz ilk dikkatimizi çeken, beyin kadar ünlü olan kalp olacaktır. Kalbin her iki tarafında ise popülerlik açısından olmasa da fizyolojik açıdan oldukça havalı olan akciğerlerimiz vardır. Kendisini ve hemen hemen etrafındaki tüm organları sindirebilecek güce sahip olan, ilginç ve J şeklinde bir organdır mide. Kendisi, pH seviyesi 2'ye kadar ulaşabilen, oldukça kuvvetli asit içeriğiyle gövdenizin üst-orta kısmında durur. Midemize yemek geldiğinde usta bir dansçının koreografisini andıran hareketlerle besini sindirmeye başlar
Bir akşam, yemekten sonra, Bolu’ya girmiş olan Ethem’den bir telgraf aldık. Mustafa Kemal Paşa’dan, kendisinin idama mahkûm ettiği kimselerin listesine imzasını koymasını istiyordu. Ne yazık ki, listede Binbaşı Hüsrev’le Osman beyleri kurtaran Sefer ve arkadaşlarının isimleri de vardı. Ankara onları affettiğini bildirmiş olduğu için, bizler
Reklam
Örneğin bu kitabı ilk elinize aldığınızdaki beyin yapınız ile bu cümleyi okuyan beyin yapınız aynı değildir artık. Zira buraya kadar okumuş olduğunuz 872 kelime, beyninizdeki sinir hücreleri arasında yeni bağlantılar oluşturdu ve artık yapısal olarak farklı bir beyine sahipsiniz. Bazılarınız şu an ilk sayfaya dönüp gerçekten de 872 kelime var mı diye kontrol etmeyi aklından geçirirken, bazı okuyucularımızın beyninde Nirvana'nın Come As You Are şarkısı çoktan çalmaya başlamıştır ve muhtemelen kitabı bir yana bırakıp YouTube'dan bir Nirvana parçası dinlemeye gidecektir. Kimisi ise kitabın şu ana kadarki bölümünün kötü bir giriş olduğunu düşünerek "keşke bunun yerine yandaki sarı kapaklı kitabı alsaydım" diye içinden geçirecektir.
Sadece sizde var..." Beyin "
Gerçekten de duyguların iletilmesinde olan şey tam olarak budur. Tıpkı müzikte olduğu gibi, bu kitapta okuduklarınız da her birinizin beyninde, yaşadıklarınız doğrultusunda farklı bir şekilde yorumlanacaktır. Çünkü beyinlerimiz de tıpkı parmak izlerimiz gibi bize özgüdür. Artık bu habere sevinir misiniz yoksa üzülür müsünüz bilemem ama sahip olduğunuz beyin yapısının bir benzeri yeryüzünde başka hiçbir canlıda yok sevgili insanoğlu. Sadece sizde var.
Yakışıklı diye linçten kurtulan Kuvayı Milliyeci
Binbaşı Hüsrev, yanındaki yirmi atlıyla Gerede’ye gitmişti. Köprünün başında, öbür taraftan bir alay insanın kendisine bayrak ve el salladığını görmüştü. Bunu barış ve dostluk belirtisi telâkki ederek köprüden geçmişti. Geçer geçmez, halk onu attan indirerek taşlamaya ve dövmeye başlamış. Garip olarak canını kurtaran şey, sırf çok yakışıklı bir adam olmasıydı. Kalabalık arasından ihtiyar bir kişi Binbaşı Hüsrev’in üstüne kapanarak: — Bu kadar cesur ve güzel adamı nasıl öldürebilirsiniz? Ben ömrümün sonuna geldim, Allah ve Peygamber aşkına öldürmeyin, diye feryat etmiş. Garip olarak bir an için kalabalık durmuş, Binbaşı Hüsrev ile Osman Bey’in boyunlarına ve ellerine zincirler takılarak, bir taraftan taşlanarak, bir taraftan da yüzlerine tükürülerek hapishaneye götürülmüşlerdi. O günlerde kasaba hapishaneleri demir parmaklıklı bir kapı arkasında ufak bir yerdi. Halk demir parmaklığın arkasından, ellerindeki kamaları sallayarak kapıyı taşlamış ve onları tehdit etmişlerdi. Hilâfetçilerin arasında, Sefer adını taşıyan bir Çerkes şef sayesinde canlarını kurtarmışlardı. Bu adam, her nasılsa Millî Mücadele’nin kazanması ihtimalini dikkate alarak onları kurtarmıştı. Biz onların İstanbul’a götürülerek idam edilecekleri haberini alınca, aramıza bomba düşmüş gibi şaşkına döndük.
Korkuluk; "kalp değil beyin istemeliyim, çünkü aptal biri kalbi olsa bile onunla ne yapacağını bilemez." "Ben kalp almalıyım," dedi Teneke Adam, "çünkü beyin sana mutluluk vermez oysa mutluluk dünyadaki en güzel şeydir."
Bütün bunlar, insan beyninin kafatasın içinde olduğunu düşündüğümüzden kaynaklanıyor olabilir, ama değil işte. İşin aslı, beyin Hazar Denizi'nden buraya rüzgârın esintisiyle geliyor.
Sayfa 30
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.