Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Beyza

Beyza
@beyzaaygul
7 okur puanı
Mayıs 2016 tarihinde katıldı
(…) İnsanların en zayıf tarafları, sormadan, araştırmadan, düşünmeden, kafalarını patlatmadan inanmak hususundaki hayret verici temayülleridir. (…)
Sayfa 200 - Yapı Kredi Yayınları
Reklam
(…) Çocukluğundan beri etrafında duyduğu sözler, gördüğü insanlar onda neşe ve saadetten korkmak, bunların şemaet getirici bir şey olduğuna inanmak itiyadını yaratmıştı. “Çok gülmenin arkası ağlamaktır!” gibi sözler sarsılmaz kanaatler halinde ruhuna yerleşmişti. Herhangi memnun edici bir hadise, ilk sevinç ihtizazları geçer geçmez, sebepsiz bir korku ve hüzün yaratıyor ve Ömer ancak birtakım gülünç hilelerle bundan kurtulmaya çabalıyordu.
Sayfa 75 - Yapı Kredi Yayınları
Demek hayat böyle iki adım ilerisi bile görülmeyen sisli ve yalpalı bir denizdi. Tesadüflerin oyuncağı olacak olduktan sonra ne diye bir irademiz vardı? Kullanamadıktan sonra göğsümüzü dolduran hisler ve kafamızda kımıldayan düşünceler neye yarardı? Yaşayışımıza ve etrafımıza şekil vermek arzusuyla dünyaya gelmekten ise hayatın ve muhitin verdiği şekli kolayca alacak kadar boş ve yumuşak olmak daha rahat, daha makul değil miydi?
Sayfa 41 - Yapı Kredi Yayınları

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Çünkü hadiselerle beraber biz de değişiriz; ve biz değişince mazimizi de yeni baştan kurarız.” İnsan kafası böyleydi. Zaman, onda daima yeniden teşekkül ederdi. Hâl, bu bıçak sırtı, hem mazinin yükünü taşır, hem de onu çizgi çizgi değiştirirdi”.
Sayfa 366 - Dergah Yayınevi
“Talihimizin en hazin tarafı neresidir, biliyor musun Mümtaz? İnsanın yalnız insanla meşgul olması. Bütün bina onun üzerinde kuruluyor; dışarıda ve içerde. Farkında olsun olmasın, insan insanı malzeme gibi kullanıyor. Kinimiz, garazımız, büyüklük arzumuz, aşkımız, yeisimiz, ümidimiz hep onunla. Dilenciyi ve fakiri çıkar, merhamet ve gufran kalmaz, birdenbire fakirleşiriz. Hayır, insan insanla meşgul. İnsanoğlu insana yüklenerek yaşıyor.(…)”
Sayfa 362 - Dergah Yayınevi
Reklam
Ona göre insan ruhunun en az tahammül edebildiği şey,-belki daha ötesi olmadığı, kendimize mühlet vermeden yaşamağa mecbur olduğumuz için olacak-saadettir. Istırabın içinden geçeriz. Tıpkı çalılık, taşlık bir yolda yürür, bir bataklıktan kurtulmağa çalışır gibi ondan sıyrılmağa çalışırız. Fakat saadeti bir yük gibi taşırız ve bir gün farkında olmadan yolun bir ucunda, bir köşeye bırakıveririz.
Sayfa 222 - Dergah Yayınevi
Haftada iki gün, sabahları kendileri için buluşuyorlardı. Nuran, Emirgân’daki evi pek severdi. “Yokuşu duymuyorum artık. O kadar alıştım. Bu, sana doğru gelmek olduğu için beni yormuyor.”
Sayfa 174 - Dergah Yayınevi
Mümtaz şüphe içindeydi: -Yolun büyüğü, küçüğü yoktur. Bizim yürüyüşümüz ve adımlarımız vardır. Fatih, yirmi bir yaşında İstanbul’u fethetmiş. Descartes da yirmi dört yaşında felsefesini yapar. İstanbul bir kere fethedilir. Usul Üzerine Konuşma da bir kere yazılır. Fakat dünyada milyonlarca yirmi bir, yirmi dört yaşında insan vardır. Fatih veya Descartes değillerdir diye, ölsünler mi? Kesif yaşasınlar yeter. Yani büyük yollar dediğiniz şeyin büyüklüğü bizim içimizdedir.
Sayfa 133 - Dergah Yayınevi
Aylardır ki Mümtaz’ın dış âlemle teması böyle oluyordu. Ona her şey Nuran’la aralarındaki dargınlığın içinden geçerek, onun tarafından havası, rengi, mahiyeti bozularak geliyordu. Uzviyetinde bir gizli zehirlenme vardı; onun değişikliklerine göre etrafla konuşuyordu.
Sayfa 63 - Dergah Yayınevi
415 syf.
·
Puan vermedi
Huzur
HuzurAhmet Hamdi Tanpınar
8.3/10 · 16,4bin okunma
Reklam
-insanlar kaçınılmaz olarak unutur çünkü-
Sayfa 37 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Beyza tekrar paylaştı.
Bütün trenleri kaçırdın. Acıklı bir roman gibisin şimdi.
Sayfa 206Kitabı okudu
65 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.