Tanrı, güneşi her gün doğurarak, bizi mutsuz kılan her şeyi değiştirmemiz için zaman tanıyor bize.
Kendini tehlikeye atmaktan korkan kişiye ne yazık!
Çünkü o kişi belki de hiç düş kırıklığına uğramayacak ve peşinden koşacak bir düşü olanlar kadar acı çekmeyecek. Ama dönüp de arkaya baktığında (çünkü her zaman dönüp de arkamıza bakarız), yüreğinden şu sözlerin döküldüğünü duyacak: “Tanrının yaşadığın her güne ektiği mucize tohumlarını ne yaptın? Yaradanın sana bağışladığı yetenekleri ne yaptın? Hepsini bir çukura gömdün, çünkü onları yitirmekten korkuyordun. İşte, şimdi elinde kalan:Yaşamını yitirmiş olmanın kesinliği.”
“Her akıllı insan hayatını güzel bir şey olduğunu, amacının da mutlu olmak olduğunu bilir,“ dedi babam üç güzel kızı seyrederken. “Ama sonra yalnızca aptallar mutlu olur. Nasıl izah edeceğiz bunu?“