Pasivize olmuş bir insanın fişe takılı beyin ölümü gerçekleşmiş hastadan farkı yoktur. İnsanı bir takım değer yargıları insan yapar. Bunlara sahip olmayanın tarlaya sürülmüş bir öküz den farkı yoktur. Dinlerin genel amacı biat kültürüne bağlı itaatkar toplumlar yaratmaktır. Onlar beyin ölümü gerçekleşmiş sürü toplumu istiyor. Doğruyu ve yanlışı ayırt edemeyen, soru sormayı aklının ucuna bile getirmeyen toplumlar, yok olmaya mahkumdur. Kendinize şunu sorun, doğduğum günden bu yana bana dayatılan hangi kavramı sorgulayarak kabul ettim. Sürüye uyan niteliksiz pasif bir kişilik miyim, yoksa aklını kullanan, kendine dayatılan her şeyi akıl süzgecinden geçiren bir kişilik miyim. Neden Dünya da pasivize edilemeyen nadir insanlar, Bilim çevrelerinden çıkıyor. Bunları sormaktan ve kavramların üzerine gitmekten çekinmeyin, yoksa pasif şekilde hayatnızı hiç uğruna sonlandırmış olursunuz. İnsanlara dayatılan 2500 küsür inanç sistemi var, hepsi de senin gibi pasif bir şekilde, hayatını dayatılana göre yönlendiriyor. Bu şekilde yaşayıp aklını biat kültürlerine teslim edenlerin, sıradan bir pirimattan farkı yoktur. Kaldı ki sıradan pirimatlar senin kadar pasif değil, doğa da özgürce yaşamını yönlendirme imkanına sahipler. Seni değer yargılarından kopartan şey, kabuğunu kıramadığın tabularından başkası değildir. Ya önüne verilene razı olan vasıfsız bir pasif olacaksın, ya da çağın ruhunu yakalayıp insanlık değerlerini kavrayacaksın.
Her şey geçicidir, her şey tükenicidir, her şey un gibi dağılıp gidecektir birgün. Ne kalacaktır? Bitimsiz olan, sürekli olan nedir? İslam Öğretisi'nin temel doğruları, temel ilkeleri, bu ilkelerin muştuladığı o sonsuz dünya kalacaktır sonunda kala kala.
Sayfa 118Kitabı okudu
Ey nefs yeter sehv ü zülel
İnsâfa gel insâfa gel
Terkeyleyüp tûl-i emel
İnsâfa gel insâfa gel
Bu âdet ü bid’at nedir?
Bu şöhret ü ziynet nedir?
Bu kuru keremiyyet nedir?
İnsâfa gel insâfa gel
Bir gün eser bâd-ı ecel
Ten bâğına verir halel
İhlâsile eyle amel
İnsâfa gel insâfa gel
İfsâdı ko ey nefs-i dûn
“Kad dalle kavmun muktedûn”
Tâlibleri etme zebûn
İnsâfa gel insâfa gel
Etme Hüdâyî’ye inâd
Fermâna eyle inkıyâd
Etmez misin Mevlâ’yı yâd
İnsâfa gel insâfa gel
..
Aziz Mahmud Hüdâyî
YANKI III
Karanlığı dağıtmak için, ezilenleri kurtarmak için, 'bir'in başkalarını sömürmesini durdurmak için, sorumluluğu herkese yeniden duyurmak için, tüm gericiliği yok etmek için, herkese seçim özgürlüğü vermek için, düşünceye yapılmakta olan baskıları kaldırmak için yapılmıştır Uhud, Huneyn, Taif, Bedir, Hendek, Tebük savaşları.
Sayfa 27
*GÜZEL AMEL NEDİR?*
Yüce Allah şöyle buyurur: "Hanginizin DAHA GÜZEL AMEL işlediğini sınamak için ölümü ve hayatı yaratan O'dur." [Mülk, 2]
Yüce Allah bu âyette "daha çok amel" dememiştir. Bilakis "daha GÜZEL amel" demiştir.
Amelin güzel olması; amelin ihlâs üzere ve sünnete muvâfık olması demektir.
Bu da şu demektir ki; kişinin ameli istediği kadar çok olsun, eğer güzel amel değilse (yani; ihlas ve ittibâ üzere değilse) amelin çok olmasının Allah indinde bir kıymeti ve değeri yoktur.
Çünkü amel İHLÂS üzere değilse RİYÂ üzeredir.
Yine amel SÜNNET üzere değilse BİDAT üzeredir.
Riya ve bidatin ise güzel amelde bulunması mümkün değildir.
Hatice bint Huveylid
radıyallahu anha
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki;
“(Geçmiştekilerin) en hayırlı kadını Meryem Bintu İmran’dır.
(Asrımın) en hayırlı kadını Hatice Bintu Huveylid’dir.”
Enes radıyallahu anh isnadıyla rivayet
ediyor; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki;
“Dünya kadınlardan İmran’ın kızı Meryem, Huveylid’in kızı Hatice, Muhammed’in
