Aşksızlıktan cılızdır düşlerim. Gece gündüz birbirine bitişiyor. Bir liseyi tüketmektir gidiyor. Beklemenin kurgusu. Umut. Uçsuz gerilimi beklemenin. Fakat bu bahar çok orospu. Gece çökmese artık, herkesler yatmasa. Ellerim sigaramı bir isli yalnızlığa yakmasa. Yalnızlığı duymasa kulaklarım. Köpekler ulumasa. Bir yıkasam şu belleğimi, bu düşünmek olmasa.
Yatınca uyuyabilsem, tavanlar konuşmasa... Vay orospu bahar vay, bunları da mı yapıcaktın bana?
Ben tezelden aşık olsam iyi olacak! içimde bir sever küf ve penisilin gibi. Günlerden pazartesi, Çarşambadayız. Çarşambanın ortasından bil bakalım ne akar? Dananın kuyruğuna işkence var gönlümde. Açılıp açılıp yeniden okunan mektuplar gibiyim. Derim bana dar geliyor. Çarşambanın baharı meger ne yangin bir türkü.
Tanrılara inanmıyorsun demek, babacık? Orada dur bakalım. Seni heyecanlandıran ne varsa, gelecekte onunla ilgili, sana özel tasarlanmış bir tanrı olduğunu bil önce
"Kendilerine ne ad verdiklerini, kabilenin adının ne olduğunu öğrenmeye çalıştım. Bil bakalım ne: KENDİLERİNİ TANIMLAMAK İÇİN BİR ADLARI YOK! !! Dillerinin de bir adı yok. Çok şaşırtıcı değil mi! ! İnanılmaz derecede olgun bir şey. Milliyetçiliği pencereden atmak gibi bir şey."
-Hey, tulumba, tulumba, müjdem var sana.
-Neymiş müjden, Dirmit kız?
-Köye öğretmen geldi.
-Geldiyse sana geldi.
-Bil bakalım öyleyse, bana ne dedi.
-Ne dedi, ne dedi?
-Sen hiç köylüye benzemiyorsun, dedi.
-Sevindin mi?
-Sevindim.