1) GOGOL' UN RAHATSIZLIĞI VE BUNUN ÖLÜ CANLAR KİTABIYLA BAĞLANTISI
Gogol'un "Manik depresif psikoz" diğer adıyla "Bipolar bozukluk" adındaki bir hastalığı vardı. Bu hastalığın gerek akademik gerek sosyal hayatı ne kadar ciddi bir biçimde etkilediğini hepimiz biliriz. Gogol da bu hastalıktan çok çekti; Manik
Fakir Baykurt bu romanı ile;
1970 TRT Sanat Ödülleri (Tırpan),
1971 Türk Dil Kurumu Roman Ödülü (Tırpan), 1980 Avni Dilligil Tiyatro Ödülünü (Tırpan)
olmak üzere üç tane ödül almıştır. Komik olan ise, Fakir Baykurt bu romanını ilköğretim müfettişliği görevinden
Nikolay Vasilyeviç Gogol'ün "Ölü Canlar" isimli bu kitabı, edebiyat otoritelerince onun en önemli eseri olarak kabul edilmektedir. Gogol bu eseri üzerinde on yıldan fazla süre çalışmıştır; fakat geçirmiş olduğu psikolojik bir kriz (manik depresif psikoz) neticesinde eseri tamamlayamamıştır. 1852 yılının 11-12 Şubat tarihlerinde Gogol
Merhaba Değerli Okurlar,
Hem oyun oynamaya hem kitaplar ile ilgili kendinizi sınamaya ne dersiniz?
Geleneksel 'Bil Bakalım Hangi Kitap" oyunumuzun üçüncüsü ile sizinleyim!
Herkes bir kitabı birkaç kelime ile anlatmaya çalışsın, biz de o kitabın hangi kitap olduğunu bulmaya çalışalım. Bu kelimeler; kahramanlar, mekan, konu, renk, yayın evi gibi kelimeler olabilir.
Açılışı ben yapayım, anahtar kelimeler: Voldemort, Hogwarts, asa... Hangi kitap?
Yorumlarda yeni sorular sizden!
Merhaba Değerli Okurlar,
Bir oyun oynamış ve büyük keyif almıştık, devam etmeye ne dersiniz?
Herkes bir kitabı birkaç kelime ile anlatmaya çalışsın, biz de o kitabın hangi kitap olduğunu bulmaya çalışalım. Bu kelimeler; kahramanlar, mekan, konu, renk, yayın evi gibi kelimeler olabilir.
Açılışı ben yapayım, anahtar kelimeler: distopya, Big Brother... Hangi kitap?
Yorumlarda yeni sorular sizden!
VAROLUŞÇULUK VE BULANTI ÜZERİNE YAZILMIŞ BİRKAÇ MAKALE DERLEMESİ AYRICA BENİM BİRİCİK BULANTIM
(sonuna kadar okuyana sürpriz var)
Kısıtlı zamanım yüzünden usta yazarların(:D) yaptığı gibi ucuz metinlerarasılık numaralarından birinin yapıp kendi incelemelerimden bazı kısımları buraya da ekleyeceğim. Postmodernita bunu gerektirir çünkü. Bir çünkü
Merhaba Değerli Okurlar,
Güzel bir pazar günü olsun❗
Hem oyun oynamaya hem kitaplar ile ilgili kendinizi sınamaya ne dersiniz?
Geleneksel 'Bil Bakalım Hangi Kitap" oyunumuzun dördüncüsü ile sizinleyim!
Herkes bir kitabı birkaç kelime ile anlatmaya çalışsın, biz de o kitabın hangi kitap olduğunu bulmaya çalışalım. Bu kelimeler; kahramanlar, mekan, konu, renk, yayın evi gibi kelimeler olabilir.
Açılışı ben yapayım, anahtar kelimeler: Zeze, Brezilya, Can Yayınları... Hangi kitap?
Yorumlarda yeni sorular sizden!
Aslan Yürekli Richard Kudüs'ü almaya çalışmış fakat her seferinde Salahaddin Eyyubî'nin ordusuyla karşılaşmıştır. Hatta Salahaddin Eyyubî, Aslan Yürekli Richard'ı Kudüs'ü ziyaret etmesi için çağırdığı halde kabul etmeyerek hayattayken Kudüs'ü görme fırsatı bulamamıştır. Ey buyuk ALLAH ım..
Bugun bu zulmu yapanlara
Ebabilerini gonderme
Gokten taş
Bu eser bizlere ithaf ediliyor, İNSANA! Başımızın üzerinden büyük bir rüzgar geçiyor okurken, her sayfasında, her satırında. Ruhumuzda sıkışıp kalmış ve patlamamış yalnızlık bombasının pimini çekip çekmemek yine ruhumuzda bulunan ikiliklerin (Maneviyat ve maddiyatçılık) birbiriyle durmadan çatışmasının bir tercihi. İkisini de isteyince sonu
Henrik Ibsen listemde olan bir yazardı. Aslında okumaya niyetlendiğim ilk kitabı 'Yaban Ördeği' olmuştu lakin sanırsam onu bir yerlere not edip sonrasında unutmuşum. Okumaya niyetlendiğim ikinci kitabı ise "Hayaletler"di André Gide bu kitap için "Günlük" kitabında tekrar okuduğu zamanda da çok etkileyici bulduğunu ifade etmişti
"Kabil, dedi.
Gör kendini! Ne yaptığını bil!
Alnının bir tarafında Habil’in katili, yazılı senin. Ama diğer yanında Habil’in kardeşi. Hiçbir kalp dayanamaz buna. Ne de olsa insansın. Bakalım sen nasıl dayanacaksın?"
Ben insanlardan sevgi istiyorum, dostluk istiyorum. Sözlerime dikkat et. Apartman istemiyorum. Sevgi istiyorum. Ama sadece o değil, şunu iyice biliyorum ki, bu toplulukta yaşamam için hayvanlaşmam, budalaca zeki olmam gerekecek. Beni kimse sevmiyor. Sen bile sevmiyorsun. Arkadaşız ama belki beni sevmiyorsundur. Hem sevgi için elimde bir ölçü, bir değer de yok. Bu durumda ne yaparım ben? Dişlerim dökülür. Başım ağrır. Miğdem bulanır. Dinsiz, imansız, bir adam olurum. Oldum bile. Artık bağ tanımıyorum. Annem ölsün diye dua ediyorum. Babamın mezarına bir kere bile uğramadım. Hortlasın. Beni bu duruma sokan o'dur. Geçen gün bir tabanca aldım. Masanın üzerinde duruyor. "Kendini öldür" diye barbar bağırıyor. Ama yaşamak zorundayım. Onu sırf kendi kendimle didişmek için aldım. Bakalım yenilecek miyim ona? Yenilirsem bil ki gerçekten yaşamaya hakkı olmayan bir insanım. Tabanca karşımda duruyor..."