Şu var ki, her sır açılıp ifşa edilmez, her hakikat açığa çıkarılıp ortaya serilmez. Aksine hür insanların göğsü sırlar kabristanıdır. Hatta bazı arifler ulûhiyet sırlarını açıklamanın küfür olduğunu söylemişlerdir.
Sayfa 32Kitabı okudu
Ve yine onlar bilirler ki, bu zayıfların şaşması, karıncanın şaşması gibidir. Kağıt üzerinde yürüyen karınca, kâğıdı karalayan kalemin ucunu görür. Ne parmakları, ne de elin sâhibini görür. Beyaz kağıdı karartanın kalem olduğunu sanır. Göz çukurlarındaki kusurundan ötürü daha ilerisini göremez.
Göğsü Allahu Teâlâ'nın nûru ile İslâmiyet için genişlemeyenin hâli de böyledir. Yer ve göklerin cebbârını mülâhaza ve her şeyi O'nun kahrettiğini müşâhededen âciz kalır. Yolda yalnız kâtibe kadar yükselir ve orada kalır ki, bu, sırf cehâlettir. Bilgi ve basîret sahiplerine gelince; Allahu Teâlâ onlar hakkında yer ve göklerde olan her zerreyi kendi kudreti ile konuşturdu. Onlar bu zerrelerin Allah'ı tesbîhlerini ve fasîh bir dil ile kendi acziyetlerine şehâdet ettiklerini duydular. Bu zerreler, harf ve sessiz konuştukları için, bu kulaktan mahrum olanlar, onları duyamaz oldular. Şüphesiz, kulak derken, merkepte de bulunan baştaki kulağı kasdetmiyoruz. Biz, harfsiz, sessiz söylenenleri duyan kulağı kasdediyoruz.
Sayfa 760Kitabı okudu
savrulma
benden bir öykü...
1-
Gece saat 00:37. Yarı uyur yarı uyanık
mayışma durumundayken hiçbir şey
düşünmemeyi başardığımda, beynimdeki zonklama katsayısından
dolayı delirmeye ‘’beş kala, delirmeye
"Hepiniz aslan yavruları olun. Yeryüzünde gece gündüz kartal gibi uçun ve Anadolu'yu fethedin." Ardında da ekledi: "Anadolu'da fethedeceğiniz yerler sizin, sizden sonra da çocuklarınızındır."
