Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Algı bozuklukları, duyumsal işleyişin yanlış yorumlanmalarıdır. Yanılsama (illusion) gerçek algının yanlış yorumlanmasıdır ve algılanan dışsal uyarıcının doğru anlamıyla tutarsız görünür.
Eşlerden her birini diğer bireyin olumsuz davranışlarına yönelik alternatif yorumları göz önünde tutmaya yöneltme; onlara birbirleri hakkında yaptıkları çıkarımları (yorumları ve beklentileri) reddedebilecek veriler toplamada rehberlik etme; onları, kendileri ve birbirlerinin davranışları için belirledikleri gerçekçi olmayan standardarttaki değişiklikleri göz önünde tutmaya zorlama vb. (Aile terapisi için)
Reklam
Madde kullanımının başlamasında; kalıtsal yatkınlık, hücresel uyum, ebeveynlerin ve akranların model alınması, sosyo-ekonomik faktörler, yaşıtların baskıları, maddelerin etkileri hakkında yanlış inançlar, zayıf kendilik imajı, maddeler üzerinde bireysel hakimiyet konusunda abartılı görüşler, maddelere ulaşabilmenin kolaylığı, kendi başına ilaç alarak sıkıntılardan kaçma ve diğer birçok etkenler sayılabilir.
Kendini izleme şunları içermelidir: ı- Tetikleyici/er: Anksiyete ve/veya kompulsif dürtülere yol açan çevresel ve/veya somatik tetikleyiciler. (Ör., ayıtıcı uyarıcı, ilgili duyular, somatik değişiklikler, tıbbi bilgi, hastalık ipuçları ile karşılaşma vb.) 2- Bilişler: Duyulara yönelik yorumlamalar ve onları yok etme yolları. Kompulsiyon dürtülerine uymamanın getireceği felaket inançları, hassasiyet/güvenliğe ilişicin temel varsayımlar, kendine yararlılık ve risk almaya ilişkin inançlar. (Bu bilişlere ilişkin inancı derecelendirmek -ı'le ıoo arası- de yardımcı olabilir.) 3- Son olarak, kendini izleme, davranışları da içermelidir. Salcınma, tekrar etme, denetleme ve emin olma gibi kompulsif dürtülerin yanı sıra, pasiflik gibi sakınma formları da gözden kaçmamalıdır.
(Anksiyte için) Bu tedaviler, anksiyeteyi duyarsızlaştırma ( desensitizasyon) yoluyla hafifletme, davranışsal zorlamaları söndürme yoluyla azaltma ve sapIantıları (obsession) bilişsel yeniden yapılandırma yoluyla azaltmadır.
Obsesyonlar (takıntılar) tekrar tekrar nükseden ve sıkıntıya neden olan düşünce, güdü veya imgelerdir. ...OKB'nin standart tedavisi bu şartlı tepkilerin kırılması için tasarlanmıştır ve ili unsurdan oluşmaktadır: Birincisi, korkulan düşüncelerle yüzleştirmedir. İkincisi de alışılmış kaçınma tepkilerinin veya kompulsiyonların önlenmesidir.
Reklam
Bildiğimiz gibi, depresifler biraz gayret gösterip bir işe kalkışıp sonra da başarısız olduklarında, bu başarısızlıklarını yeteneklerinin eksikliğine yorup, böylece "Başaramadım, çünkü yeteneksizim, ben başarısızın biriyim" deme konusunda önyargılıdırlar.
Depresiflerin kaybı gözlerinde fazla büyütmeleri, kayıplardan ne pahasına olursa olsun kaçınılması gerektiğine inanmalarından kaynaklanıyor.
Bilişsel terapistler, korkulan uyarıcıyla yüzleştirme, model verme ve davranışsal prova, rahatlama (relakzasyon) eğitimi, aktivite listelemesi, dereceli görev tahsisleri, girişkenlik eğitimi, iletişim ve dinleme teknikleri, kendilik pekiştirmeleri gibi konularda davranışçı terapi uygularlar.
Beck, her psikiyatrik bozukluğun onu diğerlerinden ayırt eden belirli bir bilişsel içerik bulunduğunu ve terapinin amacının ise hastanın düşüncesindeki çarpıtma ve önyargıları ve hastanın kendisine özgü bilişsel şemalarını tanımlamak ve değiştirmek olduğunu öne sürdü.
Reklam
İnsanların düşünceleri, duyguları ve davnışları zihinlerindeki bilgiyi işlemlerine prosedürlerine göre şekillenmektedir. İnsanın neyi düşüneceği, nasıl düşüneceği ve nasıl bir çıkarımda bulunacağına birçok faktör etki etmektedir. Bu faktörlerin başında bir insanın biyolojik materyali gelmektedir. Birtakım biyolojik etmenler (hormonlar, beyindeki nörotransmiterler vd.) insanın düşüncelerini, duygularını ve dolayısıyla da davranışlarını etkilemektedir.
216 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
#okudumbitti #ruhsaldayanıklılık oldukça yalın ve sade bir dille hazırlanmış, herkes tarafından rahatlıkla okunabilecek bir kendine yardım kitabı. Uzman kaleminden çıkmış olması, kitabı dikkatle ve ilgiyle okumanızı sağlıyor. Psikoloji okumalarında benim en önemli kriterim; alanında uzman birinin hazırlamış olmasıdır. Daha güvenilir ve anlaşılır buluyorum çünkü. Dr. Nazar Tüysüzoğlu da Klinik Psikolog ve bilgisini, tecrübesini samimi bir dille kaleme almış. Uzman kaleminden çıkan kitaplarda, acaba mesleki terimler çok mudur?, sıkıcı mıdır? diye düşünceler olabiliyor. Ama bu kitap öyle değil. Sohbet havasında, samimi hissettiriyor ve akıp gidiyor. Bilişsel Davranışcı Terapi ekolü üzerinden uygulamalar ve tavsiyeler var. Okudum bitti, kaldırayım artık diyeceğiniz değil, içerisindeki tavsiyeleri uygulamaları zamana yayarak yapmanız gereken bir başvuru kitabı aynı zamanda. Kendinize sormanız gereken sorular özellikle üzerine çokça düşünmenizi istiyor. Soru soran kitapları ve insanları çok seviyorum. Başka açılardan bakmanıza yardımcı oluyor. Ben psikoloji okumaları yapmayı çok seviyorum. Çünkü hem kendim için, hem başka insanları anlamak için faydalı olduklarını düşünüyorum. Ama uygulama noktası zaman ve emek istediği için, bu okumalarıma hep devam etmek istiyorum. Psikoloji okumaları yapmayı seven ve bu alanda okumaya yeni başlayacak olanlar için bu kitabı gönülden tavsiye ederim. Kitapla kalın
Ruhsal Dayanıklılık
Ruhsal DayanıklılıkNazar Tüysüzoğlu · Remzi Kitabevi Yayınları · 202120 okunma
Başlangıçta Albert Ellis, Aaron Beck ve Donald Meichenbaum tarafından psikolojik bozuldukların te- melini oluşnırduğu düşünülen çarpık düşünce yapılarını tanım- lama ve değiştirme yolu olarak geliştirilen bilişsel terapi, artık oldukça esnek ve çok yönlü bir tedavi prosedürleri koleksiyonu halini almıştır. Ellis, Beclc ve Meichenbaum muhtemelen kendi kişitilderinden ve teorilerinden kaynaldanan kendilerine ait me- totlara sahip olmalarına rağmen, yaldaşımlarında ortak olan dört temel varsayım vardır. Bunların ilki, psilcolojik bozulduk- ların yetiler, kendini beğenmişlik veya davranış ile ilgili bir olumsuz otomatik düşünceler kümesi ile ilişkili olduğu varsa- yımıdır. Bu otomatilc düşünceler (bilişler), her zaman var olmasa da, strese yol açan durumlarda etkin hale gelecekti. 1 İkin- cisi, bu olumsuz otomatik düşüncelerin yapısal anlamda nispeten geçmişe ilişkin değerlerinin olmadığı varsayımıdır. Bireylerin şu an düşündülderi ile terapiste söylediklerinin geçmiştekiler- den daha önemli olduğu değerlendirildi. Benzer şekilde, bu olumsuz otomatik düşüncelerin niçin var olduğuyla çok az ilgilendiler; onlara göre şu an için salt bunları değiştirmeye yoğunlaşmaları yeterliydi. Duygusal huzur aneale bu şekilde elde edilirdi. Üçüncüsü, her sistem bir şekilde farldı prosedürlere vurgu yapsa da, temel vurgu olumsuz otomatik düşünceleri önlemeye yönelikti
Örnekleri şunlardır: "Benim bir geri zekalı olduğumu düşünüyor" (beyin okuma), ''Testi geçemeyeceğim" (falcılık), "Ben başarısızın tekiyim" ( etiketierne), "Buna dayanamıyorum, berbat bir şey'' (felaketçilik), "Başarılarım önemsiz" (olumlu şeyle- ri önemsememek), "Her şeyde başarısız oluyorum" (ya hep ya hiç düşüncesi), "Bunu başaramazsam diğerlerini de başaramayacağım" (aşırı genelleme) ve "Boşanmak tamamen benim ha- tamdı" ( kişiselleştierne). Otomatik düşüncelerin bazen doğru veya kısmen doğru olduğunun farkında olmak çok önemlidir. Belki partideki adam gerçekten başarısızın teki olduğunu düşünüyordur, belki 'çarpıtma' kelimesinin kullanımı doğru değildir, yani belki de bunun yerine düşüncedeki 'önyargılar' demeliyiz. Ne de olsa depresyon ve anksiyete hastaları çoğu kez haklı çıkıyor, yani kötü şeyler olacak.
Ayrıca bilişsel terapistler hastanın "otomatik düşünceleri"ne veya "bilişsel çarpıtmaları"na, yani olumsuz duygudurumla bağdaşan bilinçli ve kendiliğinden ( spontane) düşüncelerine odaklanırlar. Bizim için bu çarpıtmaları, önyargıları veya mantıksal eksiklikleri bakımından kategorize etmek sıradan bir iştir.
119 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.