SOKRATES - Öyleyse tartışmamızı sürdürüp bir de şunu inceleyelim. Senin bilmek dediğin bir şey var mı? GORGİAS - Evet, var. SOKRATES - Peki, ya inanmak dediğin bir şey? GORGİAS - Elbette var. SOKRATES - Bilmek ile inanmak, bilim ile inanç sana göre aynı mı, yoksa farklı şeyler mi? GORGİAS - Bence farklı şeyler Sokrates. SOKRATES - Böyle düşünmekte haklısın Gorgias. Bunu kanıtlayabilirim de. Sözgelimi sana, "Bir yanlış, bir de doğru inanç var mıdır, Gorgias?" diye sorsalar, sanırım ki evet diye yanıt verirsin. GORGİAS - Evet. SOKRATES - Peki ama bir yanlış bir de doğru bilim var mıdır? GORGİAS - Yoktur tabii. SOKRATES - Demek ki, bilmek ve inanmak aynı şey değil. GORGİAS - Doğru. SOKRATES - Bununla birlikte, inananlar da bilenler kadar ikna olmuşlardır. GORGİAS - Doğru. SOKRATES - Öyleyse biri bilimsiz inancı, öteki de bilimi yaratan iki çeşit ikna kabul edebiliriz değil mi? GORGİAS - Gayet tabii.
SOKRATES: Bilmek ile inanmak, bilim ile inanç sana göre aynı mı, yoksa farklı şeyler mi? GORGİAS: Bence farklı şeyler Sokrates. SOKRATES: Böyle düşünmekte haklısın Gorgias. Bunu kanıtlayabilirim de. Sözgelimi sana ''Bir yanlış, bir de doğru inanç var mıdır, Gorgias?'' diye sorsalar, sanırım ki evet diye yanıt verirsin. GORGİAS: Evet. SOKRATES: Peki ama bir yanlış bir de doğru bilim var mıdır? GORGİAS: Yoktur tabii. SOKRATES: Demek ki, bilmek ve inanmak aynı şey değil.
Reklam
Hangisi daha zordu? Gerçeği bilmek mi,ortaya çıkartmak mı; anlatmak mı,yoksa inanmak mı?
Sayfa 547Kitabı okudu
Din üstüne az mı okuyoruz? Hiç mi okumuyoruz yoksa? Okumuyorsak, niçin okumuyoruz? ‘İnanmak’ değil burada söylemek istediğim. Söylemek istediğim, ‘din’ deyince, ne olduğunu bilmek dinin. Bu da ancak okumakla, sürekli okumakla ulaşılacak bir düzey değil midir?
Sayfa 48 - Edebiyat Dergisi YayınlarıKitabı okudu
Bilmek mi yoksa inanmak mı
İnsanlığın kaderi tanrıyla buluşmaktan geçiyor. Bakın Müslümanların kutsal kitabı Kur'an'da Hacc suresinde şöyle bir pasaj geçer: 'Rabbin yanında bir gün, sizin sayıp hesapladığınız bin yıl gibidir.’ Bu cümleye bir bilim adamı gözüyle bakın. Uzay zaman kuramı üzerinden, ışık yılı hesabıyla Rabbin katı, yani tanrının nerede olduğunu bulabileceğiniz bir ipucu barındırır bu tanım. Şu anki teknolojiyle başka galaksilerde geçen bir günün dünyamızda çok daha kısa ya da uzun bir zaman dilimine denk gelebileceğini biliyoruz. Yani zamanın uzay boşluğundaki değişkenliğine vakıfız. Sonuçta tanrı, elçisi aracıyla gönderdiği bir kelamın içerisinde uzayda bir yerlerde olduğunu açıkça ifade ediyor. Eğer insanlık, uzaydaki araştırmalarında, dünyada geçen bin yılın, kendi zaman diliminde bir güne tekabül ettiği bir gezegen bulursa tanrıyı orada aramak için geçerli bir sebebimiz olmaz mı? Üstelik bu kelamın geçtiği surenin adı son derece manidardır: 'Hacc' yani 'ziyaret'. Tanrı incelikli bakabilecek gözlere onu nasıl ziyaret edebileceğimizi zaten iletmiş. Bize düşen tanrı ile buluşmak. Bilmek isteyen gerekli teknolojiyi sağlayıp yerini bulabilir. Oraya kestirmeden gitmek isteyenler için ise son derece kısa bir yol var: Inanmak.
Sayfa 328Kitabı okudu
SOKRATES:Bilmek ile inanmak, bilim ile inanç sana göre aynı mı, yoksa farklı şeyler mi? GORGİAS - Bence farklı şeyler Sokrates. SOKRATES - Böyle düşünmekte haklısın Gorgias. Bunu kanıtlayabilirim de. Sözgelimi sana, "Bir yanlış, bir de doğru inanç var mıdır, Gorgias?" diye sorsalar, sanırım ki evet diye yanıt verirsin. GORGİAS -
Reklam
41 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.