Soluksuz okudum, okurken bir çok kez gözyaşı döktüm. Kitapta hayatları anlatılan iki kadına, Meryem ve Leyla'nın hikayesine en çokta Meryem' e ağladım itiraf etmek gerekirse. Babasının sandığının aksine kendisini sevmeyişini acı bir şekilde öğrendiğinde, annesini kaybettiğinde, Raşit' in ona yaşattığı onca acıya dayanmak zoruna kaldığında ve daha bir çok fedakarlık anında.
Kitap Leyla ve Tarık için mutlu bir sonla bitti. Buruk bir gülümseyiş bıraktı bende bu son.
Benim için en can alıcı cümle ise Meryem'in annesi Nana'nın kurduğu şu cümle oldu:
"Hep kuzeyi gösteren bir pusula ibresi gibi, bir erkeğin suçlayan parmağı da mutlaka bir kadını işaret eder.. Bunu aklından çıkarma Meryem."
Hasreti, dostluğu, aşkı ve dönemin Afganistanını insanı saran bir üslupla anlatmış yazar.
Mutlaka ama mutlaka okunmalı..