Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

rüveyda

İnsanlara sevdikleri şeyleri ya da sorumluluklarını yapmaları için dışarıdan ödül vermeye gerek yoktur. Ödül verilirse kişi bilişsel çelişki yaşar, o iş kendi içinde değerli değil algısı oluşur. Bundan dolayı da o işten soğur ve ilgisi azalır.
Reklam
Bu üç araştırma da gösteriyor ki ödül olduğu zaman çocuk o işe daha çok ilgi gösteriyor ve o işle daha çok zaman harcıyor. hatta ödüllendirilmek çocuktaki heyecanı da üst seviyeye çıkarıyor ama ödül ortadan kalkınca çocuk da o işi yapmayı bırakıyor. Neden? Çünkü o işi ödül için yapmıştı. Ödül ortadan kalkınca o işi yapmasına gerek yok. İşin ilginç yanı, ödül davranıştan önce de vaat edilse sonra da sürpriz olarak verilse sonuç değişmiyor.
rüveyda
Bir kitabı okumaya başladı
Beni Ödülle Cezalandırma
Beni Ödülle CezalandırmaÖzgür Bolat
8.5/10 · 6,6bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
rüveyda
Bir kitabı okumayı düşünüyor
Nefislerimizi Nasıl Değiştirebiliriz?
Nefislerimizi Nasıl Değiştirebiliriz?Mecdi El-Hilali
9.1/10 · 331 okunma
“Ey Rabbimiz! Bizi sana itaat eden ve senin hükmüne boyun eğen kimseler kıl. Soyumuzdan da sana teslim olan ve senin azametine boyun eğen ümmet meydana getir. Bize ibadet yollarını ve haccın yapılış şekillerini öğret. Tevbemizi kabul buyur ve bize acı. Çünkü senin mağfiretin büyük, rahmetin geniştir.” Bakara/128
Reklam
المتقيد : Takvâ kelimesi, kötü şeyden sakınmak manasına gelen ittika kelimesinden alınmıştır. Takvâ, kişi ile kötü şey arasında bir engel kabul edilir. Meşhur cahiliye şairi Nâbiğa ittikayı bu manada kullanmıştır: Kadın düşürmek istemedigi“ سقط النصبف ولم ترد اسقاطه فتناولته واتقتنا باليد halde baş örtüsü düştü. Onu aldı ve bizden eliyle korundu." Buna göre muttaki, zarar veren şeylerden kendini koruyandır. Bu manada itaat vesilesiyle Allah'ın azabından korunan kimseye muttaki denir. Genel olarak takva "kulun Allah'ın emirlerine sarılması ve yasaklarından sakınması manasına gelir."
Hiç kimsenin O'ndan kaçması veya gizlenmesi ya da O'nun iradesine meydan okuması mümkün değildir: "Ne göklerde ne de yerde Allah'ı aciz bırakacak bir güç vardır. O,bilendir, güçlüdür." Fatr/35 İsrailoğulları'na eziyet eden ve onları işkencenin en kötüsüyle cezalandıran azgın Firavun'u ve onunla birlikte olanlan kimm helâk edip suda boğdu? Lût kavminin kökünü kim kesti? Semûd'u kim helâk etti? Kabe'yi yıkmak isteyen fil sahiplerinin üzerine Ebabil kuşla- rını kim gönderdi? Allah'in azabı geldiğinde, Âd kavminin, var olduğunu iddia ettiği gücü bir fayda sağladı mı? "Bundan dolayı biz de onlara dünya hayatında zillet azabını tattırmak için o uğursuz günlerde soğuk bir rüzgâr gönderdik. Ahiret azabı elbette daha çok rezil edicidir. Onlara yardım da edilmez. " Fusillet/41 Şüphesiz Allah'ın emri ve dilemesi, insanlık bunu kabul etse de etmese de gerçekleşecektir: "(Melekler dediler ki:) Ey İbrahim! Bundan vazgeç. Çünkü Rabbinin (azap) emri gelmiştir. Onlara, geri çevrilmez bir azap mutlaka gelecektir!" Hûd/11
Ne göklerde, ne de yeryüzünde herhangi bir kimse tek başına kendi varlığına hâkim olabilir ya da göz açıp kapayacak bir süre dahi olsa işlerini yerine getirebilir. Mesela; gökler, herhangi bir destek olmaksızın yükseltilmiştir. Onları Yüce Allah tutmaktadır, bırakırsa onlar yeryüzüne düşerler: "Göğü de kendi izni olmadıkça yerin üzerine düşmekten korur."
Yüce Allah, Kitab'ında Peygamber'in diliyle, zâtının "Hayy (diri, hayat sahibi) ve Kayyûm (yarattıklarının işini çeviren, her işleneni bilen)" olduğunu bize bildirmektedir. O'nun bütün yarattıklarının işlerine hâkim olması, kıyâm sıfatına sahip olduğunun göstergelerindendir: “Göğün ve yerin O'nun buyruğu ile durması da O'nun (varlığının) delillerindendir." ]
493 syf.
·
Puan vermedi
·
23 günde okudu
Hadislerle Kadın - 1
Hadislerle Kadın - 1İmam Nesai
9.2/10 · 32 okunma
Reklam
Hayat mekanla sınırlı zamanla kayıtlı. Mekanla sınırlanmış hayatımıza eşya ile kurduğumuz ilişkilerle farklı bir boyut katıyor, zamanı iplik iplik ören bu çok katmanlı ilişkiler yumağı da hayatımızın anlamını dair dışa vuran görüntüler o an orada ve onunla boyut kazanan hayatı mekanikleşmekten kurtaran ona anlam katan şey nedir? İnsan oluşumuzu anlamlı kılacak olan da bu anlam arayışı değil mi? İnsan zaman mekan ve eşyayı aşan anlam boyutunu çoğu kez izah etmekte zorlanır. Sanki eşyanın da bir ruhu vardır.Belli bir zamanlamayla o mekana doğru karşınıza çıkmak üzere yol almaktadır.
Hz. Nuh’a (Aleyhisselam) tufandan önce gemisine her cins hayvandan birer çift alması emredilmiştir. “ bütün çiftleri O yaratmıştır” ayeti varlıkların hayata çıkmaları ve nesillerinin devamlılığı bu yolla sağlandığına ve bunun da bir lütuf olduğuna işaret etmektedir. Bu sebeple erkek-dişi veya kadın-erkek; biri diğerinin varlık sebebi olacak ölçüde birbirlerine mahkumdurlar. Kadın-erkek arasındaki mutlak üstünlüğü ya da üstünlük tartışmalarını manasız kılan da budur.
Osmanlı İmparatorluğu, Kudüs ve Filistin İngiliz işgali altına girmeden önce Kudüs’ü yöneten son İslam devletiydi. İngiliz işgalini ise mevcut İsrail işgali takip etmişti. Hilal ve yıldızlı kırmızı bayrak, yabancı işgalinin karanlığa karşı şehre çökmeden önce Kudüs semalarında dalgalanan son İslam bayrağıydı. Öyle görünüyor ki Türklerin Kudüs’e bağlılıklarını, sorumluluk ve misyon bağlamında taşıyan sebep buydu kuşkusuz Osmanlı padişahı Kanûnî Sultan Süleyman tarafından yeniden inşa edilen Osmanlı Kudüs surları bu eşsiz ilişkiye halen şahitlik etmektedir.
54 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.