Ücretsiz Sertifikalı Çevrimiçi Eğitim
Matematik, Fen Bilimleri, Sanat ve Sosyal Bilimler, Ekonomi ve Finans ve Bilgisayar Bilimi alanlarında bilginizi artırmak istemez misiniz ? Bunun yanında genel kültür bakımından da zenginleşebilirsiniz.
khanacademy.org.tr
İşiniz ve kariyeriniz için dijital beceriler edinmenize yardımcı olur. Kodlama, zaman yönetimi gibi konularda bilgi sahibi olabilirsiniz. Daha çok dijital dünyaya yönelik eğitimler bulabileceğiniz bir yer.
learndigital.withgoogle.com/dijitalatolye
Çok çeşitli bir eğitim kategorisi var yaz yaz bitmez diyebilirim. İnternet becerilerinden tutun (mobil programlama, web tasarım, bulut teknolojileri, fotoğraf ve video eğitimleri...) kişisel gelişim derslerine kadar çok geniş bir eğitim yelpazesi var. Bu arada dersleri tamamlarsanız ODTÜ tarafından bir sertifika veriliyor.
bilgeis.net
Ve son olarak Udemy çoğu kimse bilir her ne kadar ücretli eğitimler mevcut olsa da bazen eğitmenler eğitimleri ücretsiz olarak açıyor ve eğer kaydolursanız (ücretsiz) hesabınızda sonsuza kadar kalıyor. Mesela ben 2017 yılında ücretsiz olarak C# programlama dilim eğitimine ücretsiz olarak kaydoldum ve şu an öğrenmeye başladım... Normal olarak ücretsiz verilen eğitimler de var, bakmanızı tavsiye ederim.
İngilizceniz varsa
1- coursera.org
2- courses.edx.org
Coursera da Türkçe altyazı içeren ücretsiz dersler bulmak da mümkün.
Anlayamıyorum!
Yani reyting uğruna siyasi programlara Azerbaycan sanatçısını çıkarıyorsunuz. Neden bir siyasi çıkarmıyorsunuz?
Onlar bize azeri demeyin dedikçe, reyting uğruna altyazı geçip kışkırtıyorsunuz.
Sizi reyting uğruna karısını, anasını peşkeş çekenler sizi, sizi leş yiyiciler sizi..
Sessiz Filmlerin Yönetmene Mirası
Diyalogla anlatma zorunluluğunuz, görüntü ve oyunculukla anlatma zorunluluğunuzdan fazla değildir. Ne kadar az anlatırsanız, o kadar çok izleyiciye "vay be!" dedirtirsiniz.
"Burada neler oluyor? Peki sonra ne olacak?"
Öyküyü görüntülerle anlatıyorsanız, diyalog, dondurma üstündeki küçük çikolata kırıntılarına benzer. Olan bitenin üstüne atılmış ciladır. Öyküyü çekimler taşır.
Aslında iyi bir filmde diyalog olmaz. Bu nedenle her zaman sessiz film yapmaya çalışmalısınız (Charlie Chaplin'in de savunusu bu yöndedir).
Yoksa Amerikan film endüstrisinin başına gelen, sizin de başınıza gelir. Çekim listesi hazırlamak yerine, öğrenciyi ayağa kaldırır ve ona "Bu Mr. Smith değil mi? Sanırım ona kararını değiştirteceğim" dedirtirsiniz.
Ses, sinemada kullanılmaya başladıktan sonra Amerikan filmlerinde yapılan budur ve o zamandan bu yana Amerikan filmleri beter olmuştur. Öykünüzü çekimlerle anlatmalısınız, çünkü böylece gerek duyulup da en beğendiğiniz diyalog çıkarıldığında -gerçekten de, film seslendirilirken ya da filme altyazı eklenirken bu olabilir- güzel bir film hemen hiç zarar görmeyecektir.
"hemmings'in filmdeki replikleri bile robert'ın mantrasına bir altyazı gibiydi: keşke tonla param olsaydı/ o zaman özgür olurdum/ ne yapmak için özgür olurdun?/ her şeyi."
Sayfa 195Kitabı okudu
Gözlerinin önüne görüntüler gelene dek yumruklarını gözbebeklerine bastırıyor, renk derecesi yüksek parlak bir beyazlık içinde. Otuz dokuz yaşında bir kadın, Sayda kentinin öğle sıcağında öldürülüyor. Güneş öyle yüksekte ki kadın düşerken gölgesini bile bırakmıyor yere. Resim sarı. Kadının adı. Altyazı eksik. Böyle bir yüz, yüz değil artık, açık bir mezara eğilmiş.
Mesela Yusuf filmin sonunda yaylaya çıkmak istiyor ya, Karadenizliler yaylaya çıkma isteğini çok daha iyi anlarlar, orası daha Özgür, daha denetimsiz bir hayatı temsil eder. Ve ilk başta çekerken de orada uzaktan koşarak gelen atların sesleri olacaktı, böyle korkunç atlı sesleri ve ona seslenen çocuklar olacaktı ve tamamen sese göre çekmiştım o sahneyi. Yaylaya çocukluğuna geri döndüğü, tekrar bir an için, ölmeden huzur bulduğu, kendine, bütün bir yaşamına tekrardan geri dönüp bir kez daha ayna gibi baktığı bir sahne olarak tasarlamıştım. Açlık'ın da finalde karakterin çocukluğuna dönmesi ve o tay hikayesi çok hoşuma gittı açıkçası. Şiddet sahnelerinden de etkilenmemek mümkün değil. Farkında olmadan kaslarımı sıkmışım, kaskatı çıktım filimden. Bir de, 12 Eylül Diyarbakır'ı ile ilgili bir şey yapmak istıyorum, ama orada da yapmak istediğim sadece olanları anlatmak değil, Türkiye'ye dair bir şey yapmak: Ordu ve otorite meselesi ve ona karşı her daim insanın özgürleşmek istemesi, onun önünde hiçbir şeyin duramaması gibi şeyler anlatmak istıyorum. O dönem yavaş yavaş onunla ilgili çalışıyordum ve tam ben böyle şeyler düşünürken Açlık'ı görmüş olmam beni çok etkiledi belki de. Diyarbakır ile ilgili bir film yapıp, propaganda yapmamışsın dedirterek herkese nasıl izletebilirim, diye düşünürken böyle bir filmle karşılaştığım için de etkilenmiş olabilirim.
Altyazı, Aralık 2008, Sayı 79
Sayfa 118 - Ve YayıneviKitabı okudu
Delirdiğim altyazı şimdi bütün aynalarda
Vazgeçtim sonunda hep tura gelen uğur paramdan
Yazık,hiçbir şair bir çiy tanesi kadar bile sızamadı kağıda
Kayıp şiirlerim gül resimleridir şimdi
Yazık,bir son mektup bile bırakmadan gitti
Zeyniler Köyünde Çalıkuşu şimdi zaman
