Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
seni bir yaz gününe benzetmek mi, ne gezer? çok daha güzelsin sen, çok daha cana yakın.
William Shakespeare
William Shakespeare
. ben seni her halde sevdim sen beni herhalde sevdin .
Reklam
Yeni kural getirdim her gün en az komik 1 paylaşım:))
Buranın yani uygulamanın eski tadı vermediğini söyleyenler çok fazla bilmiyorum, yeni sayılırım burda belkide eskiden daha güzeldi. Ama herşeyden de şikayet etmeyin...arada sizde güzel şeyler paylaşın gülün, güldürün Hep karamsar yaklaşmayın berbat bir espride olsa paylaşın gülün güldürün😅😅 mutluluğun eskisi yenisi mi olur arkadaş İnsanlar her şeye rağnen gülmeye çalışıyor bende dahil 🌹 Gülmeye ihtiyacımız var, şikayetler sonraya kalsınn. Burayı güzelleştirmek bizim elimizde ~Tekrardan iyi geceler herkese~
Geçmiş doğum günün kutlu olsun sevdiğim, nice mutlu yıllara. Umarım eskisi kadar kötü günler geçirmiyorsun dur. Şimdi yazmam çok saçma söylememiştin belki de hatırlamıyorum dur doğum gününü ama bir şekilde Nisanın 13’ü olduğunu öğrendim. Özür dilerim sevdiğim. Sana yazıp yazıp sildiğim için özür dilerim, seni sevemediğim için özür dilerim. Gelmeni bekliyorum halen belki gelirsin diye ama biliyorum gelmeyeceksin ve biz daha doğrusu ben bir daha elini tutamayacağım. Bu çok üzücü bir şey belki görürüm seni bir daha ama o incecik beline, cennet kokan kokuna, huzur bulduğum kollarına uzak olacağım. Keşke seni ne kadar sevdiğimi bilsen keşke okur musun bilmem ama şunu bil seni halen ilk günki gibi seviyorum güzelim. Seni seviyorum.
Sıradaki ileti unutamayanlara gelsin
Onu unutamıyorum Hocam! İnsanlar bana böyle bir durumla geldiklerinde, hep şöyle derim: O insanla tanışmadan bir gün öncesini düşün.. Otobüsle eve giderken boş boş çevreyi izliyordun belkide. Belki de bir arkadaşınla görüşmüştün ve çok keyifli zaman geçirmiştiniz.. Aklının ucunda bile yoktu o insan. Bu zamana kadar onsuz nasıl normal bir hayat yaşadıysan bundan sonra da gayet tabii yaşayabilirsin. Bakın mesele aslında onsuz yaşayamama meselesi değil.. Aslında bizler insanları çok çabuk unuturuz. Bizim asıl unutamadığımız şey deneyimlerimizdir. O insanla yaşadığımız hislerimizdir. Onunla beraber yaşadığımız duygulardır. Biz o duygulara, yaşantıya, deneyimlere anlam yükledikçe; zannederiz ki o insanında bizdeki anlamı bi o kadar büyük. Halbuki olay bundan çok daha farklı. Unutulmayan şey kişiler değil, deneyimlerdir. Ve şu soruyu kendinize tekrar sormanızı istiyorum: Gerçekten onu unutamadım mı? Yoksa daha iyi bir insanla karşılaşma ihtimaline olan inancım mı düşük?
geceye not
Tek bir kelime daha yazasım yok. Tek isteğim casper'a sarılıp uyumak. Vanilya gibi kokuyor zaten. İki dk da uyutuyor insanı
Reklam
Nereye kadar kendinden kaçabilirsiniz. Ya bir daha geri dönemezsen…
Cahit Zarifoğlu
Cahit Zarifoğlu
Belki bir daha aynı şeyleri okuyup yazmazdın İhmal ettiğin hayatına büyük hataları sığdırmasaydin ... -Hüsnü Bala
İlacımın içinde saklı olduğunu biliyorum. Bir zehir gibi kokmadan gizlice şifanın kıyısında beklediğini biliyorum. İçtiğim her yudumda biraz daha fazla bağımlılık yapan, Kanıma, ruhuma ve yorgun düşmüş bütün benliğime karışan aşkının zehriyle yanan bendim. Sen ilacımın içindeki zehirli öpücük tohumlarıydın. Bilmeden öptüm Ve Her seferinde suya hasret bir kuş gibi döndüm sana Yuvasından düşmüş ve kanatlarını kırmış yaralı bir kuş gibi. Güvenerek konduğum ama kırılmaya meyilli bir dal parçasıydın sen. Şimdiyse Kanatlarım artık yoruldu ben de yere düştüm. Aşk ayaklar altında ezilmeye başladı. Bibliofila ✍️🖤
Onurlu bir yalnızlık kalitesiz kalabalıktan daha doludur. ف
Reklam
Sen kollarıma asla gelmemiş sevgili, sen yitirilmiş olan daha başından, senin hangi şarkılar gider hoşuna hiç öğrenemedim. Vazgeçtim ben seni gelecek anın kabaran dalgaları içinde tanımaya çabalamaktan. İçimdeki tüm uçsuz bucaksız imgeler , çok uzaktaki derinliğine hissedilen peyzaj, şehirler, kuleler, köprüler ve patikaların tahmin edilmedik dönemeçleri ve şu bir vakitler nabzı tanrıların hayatıyla atan kudretli topraklar tümü, beni her zaman atlatan seni anlamlandırmak için içimden yükselirler. Sen, sevgili, daima hasretle seyrettiğim bahçelersin sen. Bir kır evinde açık bir pencere , ve sen daha yeni atmışsın adımını dışarı, dalgın düşünceli karşılamak için beni. Rastgele geçtiğim sokaklar, sen onlarda az önce yürümüş ve gözden kaybolmuşsun. Ve bazen, bir dükkanda, aynalar hala sersemlemiş olurlardı senin orada bulunmuş olmandan, irkilmiş geri verirlerdi benim çok ani hayalimi. Kim bilir? belki de aynı kuş yankılanıyordu içimizden ikimizin de ayrı ayrı, dün akşam.
Rainer Maria Rilke
Rainer Maria Rilke
Bir dua.... Allahumme'curnî fî musîbeti ve ehlifnî hayran minhe Allah'ım başımdaki musibetin ecrini Senden istiyorum. Ve bundan (kaybettiğimden) daha hayırlısını diliyorum.
Niye yalnız insanlar geceleri daha çok sever ki Çünkü gece de sevdiğinden ayrılmıştır O yüzden güneşe hasrettir bir yanı Ve bu sonsuz uykusundan bir gün o da uyanacaktır... NKRGN
Felsefeyle siyasetle ve ekonomiyle ilgilenen kişiler ö kadar bahtsız insanlar ki diğer bilim ve sanatla uğraşanların maruz kalmadığı davranışlara maruz kalır. Çünkü diğer bilimlerde ve sanatlarda insan bir konuyla ilgili bir şey bilip bilmediğini daha kolay farkedebilir ve kendini frenleyebilir. İş soyutlaşmaya başladıkça insanın bunu farketmesi daha da zorlaşıyor. Mesela tarih ile ilgili konuşulacağı zaman, Malazgirt savaşının kimle kim arasında olduğunu, nerede olduğunu tarihini vs. ya bilir ya bilmez, ona görede karşı tarafın bilgisine saygı gösterir. Fakat iş felsefeye, siyasete gelince yani bilim ve sanat soyutlaşmaya başladıkça insan ahmaklaşmaya başlar. Çünkü kişi felsefik bir sorunu düşünebiliyordur ve onun hakkında fikir yürütebiliyordur, bu dallarda kişinin bilgisizliğini farketmesi daha zordur, çünkü yapabildiğini zannettiği bir şeyler vardır. Mesela iyi ve kötü kavramları üzerinde konuşurken, felsefede önceki filozoflar bu konuda neler söylendiğini bilmeden, bir argüman nasıl çürütülür ya da nasıl bir argüman oluşturulur bunun eğitimini almadan, mutlaka bir fikri öne sürebilir. Çünkü bunu yapabiliyordur. Basit bir şekilde ifadesi budur, bu durumun. "Çünkü yapabiliyordur." söylediği argümanın kalitesi ve yöntemi mühim değildir, çünkü mühim olduğunu bilmiyordur. Bunu da çoğu zaman anlatamazsın karşı tarafa, çünkü tekrar ediyorum "yapabiliyordur". Ah ah Türkçe'de hep anlatırlardı -e bilmek eki diye, hiç bahsetmediler -e bilmenin insanda ne gibi ahmaklıklara yol açtığını.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.