Bazı kitaplar vardır, daha siz hikâyeyi okumadan görür görmez sizi etkisi altına alır. Bir Damla Deniz’i rafta ilk gördüğümde de çok seveceğimi hissetmiştim, yanılmadım.. Guridi’nin yalın ama bir o kadar da dokunaklı çizimleri ilmek ilmek işleniyor içimize. Yüz yaşındaki bir palmiyenin az ilerisinde yaşayan Ali’nin ve büyükannesinin hikâyesi, Bir Damla Deniz.
Birlikte yaşadıkları zaman diliminde günden güne nefes almakta ve yürümekte zorlanan babannesinin durumu Ali’yi endişelendirir.
Bir şeyler yapmak ister, ama ne yapacağını da bilemez. Bir gün yanına giderek büyükannesine sorulabilecek en güzel soruyu sorar: “Söylesene büyük büyükanne, tüm hayallerini gerçekleştirdin mi?” der. Büyükanne, aslında tüm hayallerini gerçekleştirdiğini; ancak çok istemesine rağmen denizi hiç göremediğini söyler. Babannesinin yanıtına o an cevap veremese de o gün aslında bir karar verir. Büyükannesinin tek hayalini gerçekleştirecek, yaşlandığı için gidemeyeceği denizi elinde kovası, sırtında çantası ile ona getirecektir.
Kaç yaşına gelmiş olursa olsun hayallerinden vazgeçmeyen büyükannelerden hayallerinin peşine düşen torunlara…