Ah be “Kırtıpil Hamdi!”
Rüya ile hayalle karın mı doyar?
Kıskançlıklarından eserlerine hak ettiğin değeri vermeyen “Sükût suikast”çileri bir bilseydiler isminin edebiyat tarihine altın harflerle geçeceğini böyle davranırlar mıydı sana hiç?
Borç batağındayken, kumar borcu belini bükerken sana sırt çeviren o “fitne fücur” Adalet Cimcoz , kocası, yakışıklı kardeşi Ferdi Tayfur, Ferdi’nin güzeller güzeli talihsiz karısı Melek Kobra bu günleri görebilseydi keşke. Anlayamamışlar seni. Anlaşılamamışsın. Senin en büyük dramın bu olmuş. Narmanlı Yurdundaki rutubetli odaya seni bağlayan kara kedin, günlüklerin, Türk kahven ve hepsinden öte yazma sevdan olmasa biz de sebeplenemezdik yazdıklarından. İki kadını sevmişsin hayatın boyunca.Ama yanında hiçbir zaman bir kadın olmamış. Korkuların, evhamların ve peşini bir türlü bırakmayan hastalıkların evlenip çoluk çocuğa karışmana engel olmuş. Evliliğe, zamana, hayata geç kalmışsın hep. Böyle anlatmış seni bize fantastik romanın kraliçesi. Nazlı Eray, senin notlarından yola çıkarak kendi büyülü tarzıyla yazmış hayata geç kalmışlığını, hayatın içindeki akışını ve kayboluşunu…
“Ne içindeyim zamanın,
Ne de büsbütün dışında
Yekpâre, geniş bir ânın
Parçalanmaz akışında.”
