Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
iki seyyah derviş bir şehirden diğerine memleket memleket gezerlerken, bir gün taşkın bir dere kıyısına gelmişler.. tam suyu geçeceklermiş ki, az ötede korkudan tir tir titreyen, yapayalnız ve genç bir kadını farketmişler. dervişlerden biri hemen kadının yardımına koşmuş. onu sırtına almış ve suyu öylece aşmış. sonra da kadını derenin öte yakasında yere bırakıp helalliğini de almış. böylece diğer derviş ile beraber yola revan olmuşlar. ancak yolun kalan kısmında öteki dervişin ağzını bıçak açmamış. suratından düşen bin parça. somurttukça somurtuyor. bir kaç saat böyle surat astıktan sonra suskunluğunu bozup şöyle demiş: "ne demeye o kadına yardım ettin? bir de üstelik ona dokundun. seni ayartabilirdi, baştan çıkartabilirdi! erkekle kadın böyle temas etsin, olacak iş mi! ayıp ya hu... olmaz, bize yakışmaz!" kadını sırtında taşıyan bizim derviş ise sükunetle gülümsemiş: "iyi de erenler, ben o genç kadını derenin karşısına geçirip orada bıraktım. sen ne demeye hâlâ taşırsın?"
Bir gün sormuşlar ermişlerden birine: “Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark var?” “Bakın göstereyim’’ demiş, ermiş. Önce sevgiyi dilden gönüle indirememiş olanları çağırarak onlara bir sofra hazırlamış. Hepsi oturmuşlar yerlerine. Derken tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş, arkasından da derviş kaşıkları denilen sapı bir metre boyunda kaşıklar. Tabii kaşıklar uzun geldiğinden bir türlü döküp saçmadan götüremiyorlar ağızlarına. En sonunda bakmışlar beceremiyorlar, öylece aç kalkmışlar sofradan. Bunun üzerine “Şimdi...” demiş ermiş. “Sevgiyi gerçekten bilenleri çağıralım yemeğe.” Yüzleri aydınlık, gözleri #sevgi ile gülümseyen ışıklı insanlar gelmiş, oturmuş sofraya bu defa. “Buyurun” denince her biri uzun boylu kaşığını çorbaya daldırıp karşısındaki kardeşine uzatarak içirmiş çorbayı. Böylece her biri diğerini doyurmuş ve şükrederek kalkmışlar sofradan. “İşte” demiş ermiş. “Kim ki hayat sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse o aç kalır. Ve kim kardeşini düşünür de doyurursa o da kardeşi tarafından doyurulur.”
Reklam
Misal, şu 'kırk' kelimesi. İlk bakıldığında tek bir rakam sanırlar onu. Hâlbuki 'kırk', dolu dolu geçen bir dönem demektir, kemale ermedir, çileyi tamamlamadır, pişmedir, tam olmadır. Anne karnında bir bebek kırk hafta kalınca doğuma hazır olur, ölünün kırkı çıkınca helva dağıtılır, derviş kırk gün çile çeker ve peygambere bile vahiy kırk yaşında gelmiştir. Öyle kıymetli bir zaman dilimini anlatır ki 'kırk', artık ondan sonrası sonsuzluktur. Bu yüzden 'kırk bir kere maşallah!' dediklerinde sayısız kere maşallah demiş olurlar. Tek bir kelime işte böyle çiçek gibi açılıverir onu bilenin dudaklarında, dinleyenin kulaklarında.
Sayfa 87
Kırk
“Misal, şu “kırk” kelimesi. İlk bakıldığında tek bir rakam sanırlar onu. Hâlbuki “kırk”, dolu dolu geçen bir dönem demektir, kemale ermedir, çileyi tamamlamadır, pişmedir, tam olmadır. Anne karnında bir bebek kırk hafta kalınca doğuma hazır olur, ölünün kırkı çıkınca helva dağıtılır, derviş kırk gün çile çeker ve peygambere bile vahiy kırk yaşında gelmiştir. Öyle kıymetli bir zaman dilimini anlatır ki “kırk”, artık ondan sonrası sonsuzluktur. Bu yüzden “ kırk bir kere maşallah!” dediklerinde sayısız kere maşallah demiş olurlar. Tek bir kelime işte böyle çiçek gibi açılıverir onu bilenin dudaklarında, dinleyenin kulaklarında.”
"günün birinde genç bir kadın bir dervişe kaderin nasıl işlediğini sormuş. derviş demiş ki: "gel benimle, beraber görelim." az gitmiş uz gitmişler, bir nümayişe denk gelmişler. meğer ahali bir katili asmak için meydana götürüyormuş." derviş genç kadına sormuş: "şimdi bu adamı idam edecekler. peki bu sonuca sebep olan hadise nedir? birisi bu adama önceden para verdi, o da gitti cinayet silahı satın aldı. bu mu asılmasına sebep? yoksa suçu işlerken kimse onu durdurmadığı için mi darağacına gidiyor? veya suçu işledikten sonra yakalandığı için mi? idamına yol açan sebep gerçekleştirdiği eylemin öncesinde mi, esnasında mı, yoksa sonrasında mı saklı sence?"
Sayfa 275Kitabı okudu
Geri134
521 öğeden 511 ile 521 arasındakiler gösteriliyor.