“Önce annem vardı. Ve annemin sesi, gözü, eli vardı her sözcükte. Soluklarımın saymanıydı annem. Evdi, bahçeydi, odaların toplamıydı. Ve her şeyin üstünde silinmesi olanaksız bir toz gibi çökelleşmişti.”
İyi Pazarlar , #34011871 Öykü Okuma etkinliğimize başladık, incelemeler gelmeye başladı yavaş yavaş. Ben her pazar olduğu gibi etkinlikte bulunan başka bir öykücümüzü tanıtmaya devam edeceğim ama. Hatırlarsınız daha önceki haftalarda Adalet Ağaoğlu (#33734855), Ferit Edgü (#34277272), Feyyaz Kayacan (#34536139), Nezihe Meriç (#34762687) ve Hulik Aktunç'a (#35018126) ait hikayeleri paylaşmıştım sizlerle. Bu hafta sitenin bir kısmının belalısı olan
Geçmiş günlerin dudağında, fellek yıllar altında bir çocuk vardı. Çocuk içindeki bahçeyi atamıyordu pencereden. Bahçe, pisi-pisi otları gibi. Kuru, kılçıklı.
Ceplerim boş zamanla dolu idi. Dünyalar dolusu öldürecek zamanım vardı. Kütüphane ta karşımızdaydı. Kütüphane günlerimin mezbahası olmuştu. Can sıkıntımın satırı ile günlerin kellesini uçurup duruyordum bir bir.