Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir geceye benzer. Sanki biz, yeryüzünün gölgesiyiz. Halbuki o güneştir. Geceyi, parıl parıl parlayan gündüz kılıcıyla öldürür.
O öyle mübarek bir güneştir, aydır ki tutulmaz. O insana sersemlik vermeyen bir şaraptır, o ziyansız bir kardır.
Reklam
Aşkın şerhinde akıl, çamura saplanmış eşek gibi yattı kaldı. Aşkı , âşıklığı yine aşk şerh etti. Güneşin vucuduna delil, yine güneştir. Sana delil lâzımsa güneşten yüz çevirme. Gerçi gölgede güneşin varlığından bir nişan verir, fakat asıl güneş her an can nuru bahşeyler. Gölge sana gece misali gibi uyku getirir. Ama güneş doğuverince ay yarılır (nuru görünmez olur). Zaten cihanda güneş gibi misli bulunmaz bir şey yoktur. Baki olan can güneşi öyle bir güneştir ki, asla gurub etmez.
"Lamba yükseğe konulmayı kendi için değil, başkaları için ister. Onun için yukarı aşağı fark etmez, her yerde ışık saçan bir lambadır o, fakat diler ki ışığı başkalarına ulaşsın. Gökte yukarıda bulunan güneş, altta da olsa yine güneştir, ama dünya karanlıkta kalır. O yukarıda kendisi için değil başkaları için vardır. "
Sayfa 157Kitabı okudu
Bozulanlar, değişenler sadece bedene ait duygulardır. Değişme yeri de bedendir. Ölümsüz olan rûh ise parlak bir güneştir. O güneş gibi parlak olan rûh hiç değişmez, başka bir şekle dönmez.
Sayfa 463 - Yeniakım YayınlarıKitabı okudu
Dünyada herkes sevgilisine can verir; fakat birinin sevgilisi kan tulumundan ibarettir, öbürününki güneştir, ışıktır. Mademki herkes kendince iyi kötü bir sevgili seçer; kendimizi bir yok için yok etmemiz yazık değil mi?
Sayfa 24 - İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
Güneşin vücuduna delil, yine güneştir. Sana delil lazımsa güneşten yüz çevirme. Gerçi gölgede güneşin varlığından bir nişan verir, fakat asıl güneş her an can nuru bahşeyler. Gölge sana gece misali gibi uyku getirir. Ama güneş doğuverince ay yarılır nuru görünmez olur. Zaten cihanda güneş gibi misli bulunmaz bir şey yoktur. Baki olan can güneşi öyle bir güneştir ki, asla gurub etmez.
Sayfa 30 - Uğur Tuna YayınlarıKitabı okudu
Gül dalı nerede biterse bitsin güldür. Şarap nerede kaynayıp köpürürse köpürsün şaraptır. Güneş, isterse batıdan baş göstersin; yine güneştir, başka bir şey değil.
Sayfa 14 - Konya Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları - 4.Baskı - 2020/6.cilt
Her ustadan, her dosttan bir şey anlamayı, bir şey bellemeyi umun
...güneş güzel amma ışık veriyor demişler. Bunda bir ayıp yok ki. Çünkü Senâyînin sözünü nakletmek o sözü göstermek, belirtmektir. Herşeyi güneş gösterir. Neyi görmek istersek güneşin ışığıyla görürüz. Güneşin ışığından maksat, herşeyi göstermesidir zâti. Ancak şu güneş, işe yaramayan şeyleri gösterir. İşe yarayan şeyleri gösteren güneş, güneşin gerçeğidir, gerçek güneştir. Bu güneş, o gerçek güneşin parçabuçuğudur, o gerçek güneşin geçici bir şekildir. Artık siz de, parça-buçuk aklınız miktarınca şu gönül güneşinden bir ışık elde edin, bilgi ışığını isteyin de baş gözüyle görüneme-yen şeyler görünsün size, bilginiz artsın. Her ustadan, her dosttan bir şey anlamayı, bir şey bellemeyi umun. Demek, anladık ya, şu görünen güneşten başka bir güneş var ki anlamlar, onunla meydana çıkıyor, gerçekler onunla görünüyor. Şu kaçıp sığındığın, onunla hoşlaştığın parça-buçuk bilgi, o büyük bilgiden, o bilginin ışığı. Bu ışık, seni o büyük bilgiye, o asıl güneşe çağırıyor.
Sayfa 248 - İnkılap KitabeviKitabı okudu
Allah cc
Zaten cihanda güneş gibi misli bulunmaz bir şey yoktur. Baki olan can güneşi öyle bir güneştir ki, asla gurub etmez. Güneş,  tektir
Reklam
Sıddıka'nın "Bugünkü yağmurun sırrı neydi?" diye sorması
* Sıddıka'nın aşkı coşup edebe riayetle Peygamber'e sordu: "Ey şu varlığın hülasası, vücudun zübdesi! Bugünkü yağmurun hikmeti neydi? Bu yağmur rahmet yağmurlarından mıydı, yoksa tehdit için mi yağıyordu, pek yüce, pek azametli Tanrı'nın adaletinden miydi? Bu yağmur, bahara ait lütuflardan mıydı, yoksa afetlerle dolu güz yağmuru muydu?" Peygamber dedi ki: "Bu yağmur müsibetler yüzünden insanın gönlüne çöken gamı yatıştırmak için yağıyordu." Eğer ademoğlu, o keder ateşi içinde kalıp duraydı ziyadesiyle harap olur, eksikliğe düşerdi (hiçbir şey yapamaz bir hale gelirdi). O anda bu dünya harap olurdu, insanların içlerinde hırs kalmazdı. Ey can, bu alemin direği gaflettir. Akıllılık, uyanıklık, bu dünya için afettir. Akıllılık o âlemdendir, galip gelirse bu âlem alçalır. Akıllılık güneştir, hırs ise buzdur. Akıllılık sudur, bu âlem kirdir. Dünyada hırs ve haset kükremesin diye o âlemden akıllılık, ancak sızar, sızıntı halinde gelir. Gayp âleminden çok sızarsa bu dünyada ne hüner kalır, ne de ayıp...
Sayfa 102 - Doğan Kitap - 2060:2070 beyitlerKitabı okuyor
Aşkın şerhinde akıl, çamura saplanmış eşek gibi yattı kaldı. Aşkı , âşıklığı yine aşk şerh etti. Güneşin vucuduna delil, yine güneştir. Sana delil lâzımsa güneşten yüz çevirme. Gerçi gölgede güneşin varlığından bir nişan verir, fakat asıl güneş her an can nuru bahşeyler. Gölge sana gece misali gibi uyku getirir. Ama güneş doğuverince ay yarılır (nuru görünmez olur).
Hazreti Ali (R.A.)
Ben kılıcı Allah için vuruyorum. Allah kuluyum, ten memuru değil! Allah aslanıyım, heva heves aslanı değil! İşim, dinime şahittir. Ben: “Attığın zaman sen atmadın, Allah attı” sırrına mazharım. Ben kılıç gibiyim, vuran o Güneştir. Ben; pılımı pırtımı yoldan kaldırdım; Allah'tan gayrısını yok bildim. Bir gölgeyim, sahibim Güneş... Ona hacibim, hicap değil! Kılıç gibi vuslat incileriyle doluyum; savaşta diriltirim, öldürmem!
Tebriz'den bir güneştir yüz gösterdi bana; canım zerre gi­bi oynamaya koyuldu.
58 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.