Huzur nedir bilir misin Lotte? O dinginlik, o ferahlık ve yaşama sevinci... Artık hiçbir şeyden tat almıyorum, haz almıyorum, keyif almıyorum. Hiçbir şey içimi ısıtmıyor. Ruhumu sarmıyor. Düşün Lotte düşün, tek sığınağım olan sana bile artık miskin miskin bakıyorum. Öyle anlamsızca bakıyorum, boş boş. Sen öyle boş boş bakılacak
"Elinizle beş işareti yapmıştınız." "Ha sen onu diyorsun. O bizim işaret dilinde selam anlamına da gelmiyor mu?" "Hocam kusura bakmayın o hâlde ben yanlış anlamışım, benim hattam." "Evet, kesinlikle senin hatan. Öyle büyük bir hata yaptın ki bunun cezasını çekmen lazım. Hadi bakalım yürü gidiyoruz." dedi ve Orkun'un elinden tutup yürütmeye başladı.
Reklam
"Kimi günahıyla yükselir, kimi erdemiyle aşağılanır. Kimi kötülük üstüne kötülük yapar, gıkı çıkmaz kimsenin. Kimi de yaptığı tek bir hata yüzünden lanetlenip yok edilir."
"Azizim, hayatta yapmak istediğin her şeyi yapmadan, seçtiğin kadını iyice tetkik etmeden, ona karşı olan sevginin söndüğüne emin olmadan evlenme. Eğer evlenirsen tamiri imkansız feci bir hata yapmış olursun en iyisi ihtiyarlarlayıp başka bir işe yaramaz hale gelinceye kadar bekle. O zaman içindeki iyi ve asil olan şeyleri kaybetme ihtimalinin kalmaz.
Sayfa 20 - Anonim Yayıncılık
Oruçlu kimse abdest alırken boğazına su kaçarsa: Hasan Basri (rahimehullah) dedi ki: إذا مضمض وهو صائم فدخل حلقه شيء لم يتعمده فليس عليه شيء يتم صومه Oruçlu iken mazmaza yapanın (ağza sulu alıp çalkalayanın) istemeden boğazına su kaçarsa, onun üzerine bir şey yoktur, orucunu tamamlar. İbn Cüreyc (rahimehullah) dedi ki: قال إنسان لعطاء أستنثر فدخل الماء حلقي ؟ قال : لا بأس ما لم تملك. Bir kimse Atâ’ya, burna su alıp sümkürürken boğazıma bir şey kaçarsa (ne yapmam gerekir?) dedi. Dedi ki: (Bunu engellemeye) gücün yetmiyorsa, bir beis yoktur. Amr Bin Hişam (rahimehullah) dedi ki: سئل جابر بن زيد عن رجل كان صائما فتوضأ فسبقه الماء إلى حلقه أيفطر ؟ قال : لا وليتم صيامه. Cabir Bin Zeyd’e, oruçlu bir kimse abdest alırken boğazına su kaçarsa iftar etmesi (orucunu bozması) gerekir mi? diye soruldu. Dedi ki: Hayır, orucunu tamamlar. (Cilt, 2/s.484) ‏رَبَّنَا لَا تُؤَاخِذْنَا إِن نَّسِينَا أَوْ أَخْطَأْنَا ۚ Rabbimiz! Unutur ya da hata edersek bizleri sorumlu tutma. (Bakara Sûresi, 286)
Sayfa 484
bu uğursuz varlığın diğer çocuklardan tek eksiği bir parça kemik ve kıkırdak, bir parmak uzunluğunda etti. fakat doğa bizi yasalarındaki ahenge, uyuma öyle bir alıştırmıştır ki, onun görmeye alışık olduğumuz uyumundaki en ufak bir kayma bizi tiksindirir, korkutur; bu nedenle yaradan'ın her hatası yanlış yaratılmış bu varlığa karşı —her ne kadar bir haksızlık ise de ne yazık ki çözümü yoktur— içimizde öfke uyandırır. daha da kötüsü tiksintimizi onu özensiz yaratana değil, hiçbir suçu günahı olmayan eserine yöneltiriz: sakat ve biçimsiz varlık yeterince sıkıntısı, derdi yokmuş gibi sağlıklı ve kusursuz varlıkların nahoş davranışlarına da katlanmak zorunda kalır. bu nedenle şaşı bir göz, yamuk bir dudak, yarılmış bir ağız gibi doğanın bir kereliğine yaptığı bir hata, bir insanın gittikçe artan acısına, ruhunda onarılmayacak bir yaraya dönüşebilir; etrafımızı saran, dünya dediğimiz ve inanmakta güçlük çektiğimiz gezegendeki anlam ve adalete olan inancımızı şeytani bir felakete dönüştürür.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.