Herşeyin sorumlusu aslında Justin Torres. "Biz Hayvanlar"ı okuyalı günler oldu; ama unutmak ve etkisini kaybetmesini beklemek boşunaymış, geçmedi zira. Victor Hugo'nun Sefiller'ini okurken dahil olamamamın bir sebebi de Biz Hayvanlar olabilir. Bu durumu değiştiren Michael K. oldu.
Coetzee'nin Utanç adlı eserinden sonra, ilk okuduğum
kendinizi dünyadan kısa süreliğine soyutlamak isterseniz tercihlerinizden biri bu kitap olmalı.
daha öncede söylemiştim kitabın içeriğinden bahsetmeyi sevmiyorum süprizi kaçıyor : )
kalabalık denebilecek bir kadro ve onların psikolojik, sosyolojik ve ideolojik betimlemeleri var bolca. tabii bir de karakterlerden birinin hayali bir " dünyası"
Türk romanları , Türk yazarları gerçekten farklı bir aroma bırakıyor insanın beyninde ...bizden birileri var içlerinde ...belki siz de okurken tanıdık birilerini bulabilirsiniz kim bilir...
keyifli okumalar: )
Sen olmasan... Seni bir lâhza görmesem yâhut,
Bilir misin ne olur?
Semâ, güneş ebediyyen kapansa, belki vücud
Bu leyl-i serd ile bir çâre-i teennüs arar,
Ve bulur;
Fakat o zulmete mümkün müdür alıştırmak
Bütün güneşle, semâlarla beslenen rûhu,
Bu rûh-ı mecrûhu?..
Sen olmasan... Seni bulmak hayâli olsa muhâl,
Yaşar mıyım dersin?
Söner ufûlüne bir
Elimdeki parayla alınabilecek modellerin neler olabileceğini Selim'e sorduğumda önüme serdiği seçeneklerin hiçbiri beni tatmin etmemişti. Ne söylerse burun kıvırıyordum. İş bilmezliğime, paranın alım gücünün farkında olmayan hayalci hallerime sinirlenip "Ne almak istiyorsun, sen söyle o zaman" dediğinde "Mercedes" dedim. Güldü. Sonra da "tabii daha önce neden aklıma gelmedi ki" diye dalga geçti. Ciddi olduğumu fark edince de "Bu parayla ancak bir Mercedes hurdası alabilirsin" dedi. Aslında ona söyletmek istiyordum. Benim hayalimdeki araba belliydi. 74 model, fıstık yeşili bir Mercedes. Otopazarında haftalarca gezdikten sonra bulduk onu. Beni bekliyordu. Selim neden bu kadar heyecanlandığımı anlayamamıştı. Ona açıklamaya çalıştım. Belki de ilk kez hayalini kurduğum bir şeyin tamı tamına aynısına kavuşmuştum işte. Tanrısal bir işaret gibi duruyordu otopazarının ücra bir köşesinde. Çoktan gözden düşmüş Nova'lar, yaşlandığını bir türlü kabullenmeyen spor BMW'ler, aradan zaman geçmemiş gibi alık alık sırıtan Murat 124'ler arasında beni bekliyordu.
Sayfa 16 - Can Yayınları (74 Mercedes)Kitabı okudu