Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Zira bugün en hayırlı gün; cuma güzelliğiyle sığınıyorum dualarıma, sela verilmeden duama başlıyorum, ezan bitene kadar, en hayırlı duam kabul olana kadar... Bir gün kabul olacak o dua, Rabbimin bana en hayırlı gördüğü anda sen dualarımla geleceksin, haykıracaksın ömürlük mirasını sonlandır diye. İşte o zaman beraber haykıracağız duaların insana en hayırlı olduğu anda kabul olunduğunu. Böyle bir dağ başında değil. Allah huzuruna çıkacağız beraber iki rekât şükür namazımızdan sonra seni bir daha Rabbimden hayırlı bir şekilde isteyeceğim. Bütün insanların duyduğu bir haykırış olacak hayırlı yolum.
Uçmakta, konmadan, kıyısız bir denizde rûh; Benzer mi böyle bir kuşa Tufan içinde Nuh? Üstünde gök, sürekli bulutlarla, yüklüdür; Altında gür deniz ki ezelden köpüklüdür. Çalkantısında dalgası bilmez nedir sayı; Milyonca dalga sürmede milyonca dalgayı; Hiç durmayan gürültüsü bir türküdür, geniş, Milyonca haykırış dolu, milyonca sesleniş. Yıldızlar ülkesinde açıldıkça yükseğe, Başlar hayâl edindiği âlem görünmeğe. Bir rûhu besleyen hava yalnız yukardadır. Hulyâyı dâima uçuran duygulardadır. Yalnız bu katta mümkün olur dâimi uçuş. Her hamlesiyle, rûh, o çelikten kanatlı kuş, Ufkunda bir dakika görünmeksizin kara, Hür gökte, hür denizde uçar, hür ufuklara.
Yahya Kemal Beyatlı
Yahya Kemal Beyatlı
Reklam
Genç bir kızım. Ölü gövdemin güzel görünmesi için gün boyu hazırlık yapıyorum. Sanki güzel bir ölü gövdeyle öç almak istediğim insanlar var. Karşı çıkmak istediğim evler, koltuklar, halılar, müzikler, öğretmenler var. Karşı çıkmak istediğim kurallar var. Bir haykırış! Küçük dünyanız sizin olsun. Bir haykırış!
HATRA SAYILIR INSANDAN İLGİ GÖRÜR AMA
İçinde dünya var, Bilmem ne renginde, Saat diliminde, İçinde dünya var, Karış karış hâlinde. Herkes bir kimlik,
Bir haykırış! Küçük dünyanız sizin olsun. Bir haykırış!
Genç bir kızım. Ölü gövdemin güzel görünmesi için gün boyu hazırlık yapıyorum. Sanki güzel bir gövdeyle öç almak istediğim insanlar var. Karşı çıkmak istediğim evler, koltuklar, halılar, müzikler, öğretmenler var. Karşı çıkmak istediğim kurallar var.
Sayfa 12 - Yapı Kredi Yayınları
İmgelemimiz; sözcükleri, genellikle, hani aylak aylak, buruşuk çamaşırlardan ya da dumandan şekiller çıkarır gibi, gürültülere yerleştirir. Ancak fazla bitkin düşüp de oyun oynayacak halimiz kalmadığında, işte o zaman, gerçek sözcüklere ihtiyaç duyarız. Ve onları edinmek için haykırırız. Haykırış içimizi parçalar. Elimize sessizlikten başka bir şey geçmez. SIMONE WEIL , Q u ad em i, III, s. 3 6 3
Yapı kredi yayınları 2013 Çeviren : Meryem Mine ÇilingiroğluKitabı okudu
Reklam
Rüzgar, sonbaharda hep aynı şarkıyı söyler. Pencerenin camlarında gezinen titreyiş, kasımpatıların gövdelerini okşayan fısıltı, karanlıkta gümüşi yaralar açan çığlık, yağmuru hızlandıran deli ıslık, yüzümüzde patlayan haykırış, denizi ürperten mırıltı, kaç renk, kaç çeşit, kaç ton sesi varsa, rüzgar sonbaharda hep aynı şarkıyı söyler. Buna şarkı demek de doğru değildir; çoğu zaman bir ağıttır. Güzelin kısacık ömrüne, gidenin çekiciliğine, sevgilinin hayaline yakılmış bir ağıt. Her yıl tekrarlanmasına rağmen yıpranmamış, dipdiri kalmış, hüznünü zerrece yitirmemiş bir ağıt...
Genç bir kızım. Ölü gövdemin güzel görünmesi için gün boyu hazırlık yapıyorum. Sanki güzel bir ölü gövdeyle öç almak istediğim insanlar var. Karşı çıkmak istediğim evler, koltuklar, halılar, müzikler, öğretmenler var. Karşı çıkmak istediğim kurallar var. Bir haykırış! Küçük dünyanız sizin olsun.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.