Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gökyüzü de ağlarmış güneşini kaybettiğinde... Önce şiddetli bir haykırış; Ve ardından sel olurmuş terkedip gidenlere... Ömer Cebir
Gözlerin bir çığlık, bir yaralı haykırış Gözlerin bu gece çok uzaktan Geçen bir gemi
Reklam
Karşı çıkmak istediğim evler, koltuklar, halılar, müzikler, öğretmenler var. Karşı çıkmak istediğim kurallar var. Bir haykırış! Küçük dünyanız sizin olsun.
Bir orman bir gece kar altındayken, çocuksu, uçarı koşmak seninle Elini avucumda bulup yitirmek, Sığınmak ellerine, sığınmak bir gece vakti Ellerin bir martı; telaşlı ve ürkek Ellerin fırtınada çırpınan Bir beyaz yelken Gözlerin bir çığlık, bir yaralı haykırış, gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi... (Zülfü Livaneli)
Rüzgar, sonbaharda hep aynı şarkıyı söyler. Pencerenin camlarında gezinen titreyiş, kasımpatıların gövdelerini okşayan fısıltı, karanlıkta gümüşi yaralar açan çığlık, yağmuru hızlandıran deli ıslık, yüzümüzde patlayan haykırış, denizi ürperten mırıltı, kaç renk, kaç çeşit, kaç ton sesi varsa, rüzgar sonbaharda hep aynı şarkıyı söyler. Buna şarkı demek de doğru değildir; çoğu zaman bir ağıttır. Güzelin kısacık ömrüne, gidenin çekiciliğine, sevgilinin hayaline yakılmış bir ağıt. Her yıl tekrarlanmasına rağmen yıpranmamış, dipdiri kalmış, hüznünü zerrece yitirmemiş bir ağıt... Aslında hikayenin başlangıcı sonbahar değil, bahardır. Bulutlar yükselip güneş cömertleşince, tomurcuklar belirginleşip yapraklar seçilince rüzgar aşık olur. Birden değil, sanki çok eski, çok derin, hep var olan bir şeyi anımsar gibi ağır ağır aşık olur, usulca, sindire sindire. Tanıdık, bildik, hep gözünün önünde olanın kadim güzelliğini yeniden keşfeder gibi. Hayır, rüzgar hemen şarkıya başlamaz, sadece aşık olur. Belki size şaşırtıcı gelecek, rüzgar çiçeklere değil, yapraklara aşık olur. Evet, ağaçları güzel kılan, kuru dalları yeşile çevirip güneşte gümüşbalıkları gibi kımıl kımıl kıpırdanan yapraklara... Çiçekler mi? Nedendir bilinmez, rüzgar, çiçekleri yaşamı boğacak kadar süslü ve züppe bulur.
Acılı haykırış, umutsuzluk ve inanç yüklü, sizlere geliyorum, kuzeyli kardeşlerim. Biz "homo sapiens"lerin geldiği yerden, nice yol aldım göçebe ayinleriyle, bir haç gibi taşıdığım astımımla ve onun özüme yakışmayan mecazıyla.
Reklam
Genç bir kızım. Ölü gövdemin güzel görünmesi için gün boyu hazırlık yapıyorum. Sanki güzel bir ölü gövdeyle öç almak istediğim insanlar var. Karşı çıkmak istediğim evler, koltuklar, halılar, müzikler, öğretmenler var. Karşı çıkmak istediğim kurallar var. Bir haykırış! Küçük dünyanız sizin olsun.
HATIRALARIMI YAZMA Yine bir duman çöktü sokağa, kent tutuştu Bütün sığınaklarda seni arıyorum, nerdesin Aklıma dökülen hatıralar hattında bir yangın Bir çapraz ateş başlıyor, newroz diyor birileri Dün bir demirciydim oysa ben, ufku eritirdim Bugünse ateş altındayım, Hatıralarımı yazma. Bir rüya görüyorsun, terlemişsin
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.