Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
312 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
"Evlilik ya büyük ikramiyenin vurduğu bilettir ya da deli gömleğidir." Herkese Merhaba Birileri size, eşinizi ne kadar tanıyorsunuz? ona ne kadar güveniyorsunuz ? sorularını sorsa cevabınız ne olurdu? Çoğumuz eşimiz diye düşünmeden kesinlikle tanıyorum olacaktır. İnşallah tanıdığınız gibidir yoksa durumlar çok fena olacak. Kitabı okurken insanın aklına kurt düşmüyor değil . Yine de siz kimseye sınırsız güvenmeyin Hayvan barınağında çalışan Amelia ile senaristlik yapan Adam evlidir. Evliliklerinde yaşadıkları sorunlar nedeniyle terapiste giderler. Terapist onlara tatile gitmelerini ve başbaşa zaman gecirmelerini söyler . Amelia'nın işyerinde çekiliş yapılır ve İskoçya'ya iki günlük tatil kazanırlar. Bu tatil ya evliliklerini kurtaracak ya da bitirecektir . Adam gönülsüz olsa da tatile gitmeyi kabul eder ve eski bir şapelden dönüştürülmüş eve gelirler. Amelia ve Adam için tatil beklediklerinden çok farklı olacak çünkü yalanlar ve geçmişin sırları ortaya dökülmeye başlıyor. Adam ve Amelia şapelde neler yaşadı ? Aralarındaki en büyuk sır neydi? Robin kim? soruların cevabı ve daha fazlası için kitabı okumalısınız. Özellikle son 50 sayfadan itibaren etkileyici ters köşeler olduğunu da belirteyim. "İnsanlar hayatımızda ikamet ederler; kimileri yıllarca kalır, kimileriyse turisttir, sadece geçerken uğrar. Bazen aradaki farkı anlamak güç olabilir. Tanıştığımız herkese tutunmaya çalışmamalıyız, bunu yapamayız, yapmamalıyız. Ben hayatımda bir çok turistle tanıştım, uzak durmam gereken insanlarla. Kimsenin sana fazla yaklaşmasına izin vermezsen incinmezsin."
Taş Kâğıt Makas
Taş Kâğıt MakasAlice Feeney · Yabancı Yayınları · 20231,265 okunma
Dialog
Dialog Nasıl net gözlem yapa biliriz? Olanları bir birinden nasıl ayıra biliriz? Doğru,yanlış nasıl kolay anlarız? Nasıl nura ulaşıb yalnışdan arınırız? Derler insan çözülmez kutu bağlı. Açılmaz bu kutunun hiç bir zaman sırları.
Reklam
"Bardakları elime tutuşturup mutfaktan çıktı, neşesi yerindeydi. Ben de terasa döndüm. Âşık ve Narin kafesinin üzerinde öylece dip dibe oturuyordu. Kahvaltı soframız hala duruyordu. Ben kalktığım sandalyeye oturup kollarımı aynı şekilde getirdim, yaslandığım yerden kule dibini seyrediyordum. Güneşli bir pazar gününü değerlendiriyordu insanlar. Sonra bir şey oldu. Sanki bir böcek uçarken yanlışlıkla kafama çarpmıştı. Daha ne olduğunu anlamadan Ozan başıma bir şey kondurdu. "Ne oluyor?" diye çırpınırken, "Taç kargoda kalmış, komite bunu geçici olarak gönderdi," dedi. Başıma yerleştirmeye çalıştığı şey; 3 gazlı bezin örülüp birbirine bağlanması ile oluşan bir halkadan ibaretti. İki yanına maydanoz yaprakları tutuşturulmuştu. "Evde hiç çiçek yokmuş," dedi sonra telaşla. "Ne bu?"deyişim safçaydı. O ise gamzesini göstere göstere, "Prenses tacı," dedikten sonra hemen ekledi. "Olmamış mı, ne olduğunu bile anlaşılmıyor mu?" Neredeyse ağlayacaktım. Nasıl zor tuttum kendimi... Dost canlısı bir insan değildim. Kötü biri değildim ama çok iyi bir insan da sayılmazdım. Aslında ben hiçbir şeydim. Ve Ozan gibi birinin bana önce cumartesi gecesini, sonra anılarını, çocukluk yatağını, pazar gününü, sofrasını, sonra da elleriyle yaptığı bir tacı vermesi... Gel de inan rüya görmediğine. Gel de inan gerçek oluşuna."
Sayfa 205 - Pukka Yayınları, BaharKitabı okuyor
İnsan bastığı toprağa hor görmemeli Kim bilir hangi güzeldir, hangi sevgili, Duvara koyduğun kerpiç çok mu, kerpiç? Ya bir şah kafasıdır ya da vezir eli!
360 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
bu kitap hakkinda cok gorusum var ama hicbiri fazla net olmadigi icin icimden hic yazmak gelmiyor. belki yazdikca netlesir umuduyla yaziyorum yine de. genel olarak spoiler icerecek diye dusunuyorum ama cogu insan da filmini izlemistir yuksek ihtimalle, bilmiyorum. ozellikle bir major (?) spoiler olacak ama. bakin bu klasik bir kitap, hani klasik
İyi Eşler
İyi EşlerLouisa May Alcott · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20221,132 okunma
Dedim: artık bilgiden yana eksiğim yok; Şu dünyanın sırrına ermişim az çok.
Reklam
Otuz sekiz yaşındasın ve bu yaşta olması gerekenden çok daha yorgunsun. Daha doğrusu: Yorgun değilsin, tedirginsin, tehlikelerle dolu bu dünyada tek bir adım atmaya çekiniyorsun ki işte bu nedenle iki ayağını birden aynı anda yere basamıyorsun. Yorgun degilsin, aslında bu büyük tedirginliğin arkasından gelecek ağır tükenmişlikten ve Karlsplatz'daki akıl hastanesinin bahçesinde, sadece gözlerini bir noktaya dikerek oturmaktan korkuyorsun (bir Yahudi'sin, korku ve tedirginlik nedir bilirsin).
Akademisyen egosu sabrımı sınayan egodur
Hocanın istediği çizim eşit aralık kuralıyla sokak aydınlatması olan iki komşu yapı. Ödev bu. Çok basit. Neymiş, eşit aralık referans çizgilerim olmadığı için kabul edemezmiş. Eşit aralık referans çizgilerim var, sadece derste gösterdiği gibi yandan değil, zeminden çizdim, estetik değeri bozulmasın diye. Bunu da hocaya şöyle açıkladım, sırf siz o yöntemi gösterdiğiniz için en doğrusunu o kabul etmemi beklemiyorsunuz herhalde. çizgilerim zeminde gizli, anlamadığınız için yok sandınız, şimdi yeniden değerlendirebilirsiniz. Bir sonraki çiziminde görüşürüz dedi ve geçti. Sabır. Cidden sabır.
Bir kadını nasıl sessizleştirirsin
Birisi sana; “Aynı şeyden bahsediyoruz” dediğinde, Ona de ki; “Aynı şeyden bahsetmiyoruz” Birisi sana “Sorgulama sadece inan” dediğinde, Ona de ki; “Sorguluyorum ve düşündüğüm şeye yüksek bir inancım var.”
Evlilik her şeyi değiştirir, en küçük detayları bile, bu zamanda bile, siz gençler artık olmaz öyle şeyler deseniz de… Şu ana kadar aranızda olanların birkaç yıla yaşayacaklarınızla ilgisi yok. Kısacası size o evlilik öncesi zamanlardan birbirinize yaptığınız eski şakalar ve öyle bir çırpıda tanımakta zorlanacağınız hayaller kalacak. Ve birbirinize duyduğunuz derin sevgi elbette. Dünyanın geri kalanına karşı, herhangi birine karşı birlik olduğunuz o günleri özleyeceksiniz, aranızda yaptığınız küçük şakaları demek istiyorum. Birkaç yıl sonra yalnız birbirinize karşı birlik olacaksınız. Neyse, çok önemli değil, dert etme, uzun süreli yakın yaşamların kaçınılmaz hınçları olur, iki tarafın da genellikle vazgeçemediği, katlanılabilir can sıkıntısı olur.
Sayfa 76 - Yapı Kredi Yayınları, 6. Baskı
Reklam
160 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
HİKÂYE ANLATMA KİTABI/ ANTHONY TASGAL Merhaba, Bugün ki önerim İş Dünyası için; Hikâye Anlatma Kitabı, insanların sayılar ve tablolar sisteminde boğulduğu ve veri bakımından zengin ama içgörü yönünden yoksul bir çağda, hikâye anlatmanın iyileştirici gücüne nasıl geri döneceğimizi adım adım göstermektedir. ANTHONY TASGAL, hikâye anlatma ve
Hikaye Anlatma Kitabı
Hikaye Anlatma KitabıAnthony Tasgal · Mona Kitap · 20245 okunma
275 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
"Daha çok anlat," dedim "Hoşuna gidiyor mu?" "Çok. Elimden gelse, seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum." "Bu kadar yola nasıl benzin yetiştiririz?" "Gider gibi yaparız." Bu diyaloğu ilk okuduğumda beni özel hayatımda duygusal anlamda esir alacak olduğunu bilseydim yine de okur muydum diye kendime soruyorum da galiba okurdum. Sayesinde Şeker Portakalı'nı ve haliyle Zeze'yi tanıdığım için bu diyaloğa, diyaloğu okuduğum kağıda -kağıt diyorum ama basit kalıyor- ve diyaloğu yazan kaleme minnet borçluyum. Şeker Portakalı'nda küçük bir çocuk olan Zeze'nin henüz büyümeye başladığı ve yetişkinliğe adım attığı ilk yılların yansıması olan bu kitabın ilk kitap kadar eğlenceli olmayışı sanırım insan hayatıyla ilintili olarak çocukluktan yetişkinliğe doğru adım atan bütün insanlar gibi büyüdükten sonra "keşke çocuk kalabilseydik" cümlesinde ki acıdan, pişmanlıklardan, saf ve temiz duyguları kaybetmekten kaynaklı. Pişman olmayacağınız bir devam kitabı :)
Güneşi Uyandıralım
Güneşi UyandıralımJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 202334,8bin okunma
232 syf.
3/10 puan verdi
·
3 günde okudu
10 karanlık öykü
Merhabalar,
Lanetli Tavşan
Lanetli Tavşan
Bora Chung
Bora Chung
un okuduğum ilk eseriydi, hatta bir Güney Koreli yazardan okuduğum ilk eserdi. Eser, esere ismini de veren lanetli tavşan da dahil ortalama 25 sayfalık 10 karanlık öyküden oluşuyor. Çok fazla öykü okumayı sevmesem de esere bir şans vermek istedim fakat genel olarak eseri beğenmedim. Lanetli tavşan ve birazda "evim evim güzel evim" ile "rüzgarın ve kumların hükümdarı" adlı öyküler dışında beğendiğim öykü olmadı. Öyküler karanlık ve büyülü bir çerçevede oluşturulmuş. Fakat bana göre öykülerin derinliği ve temelleri iyi kurgulanmamis. Eserin dili gayet basit bir iki hata dışında çeviri ve basım düzgündü. Eser bana Black mirror ve love, death& robots serilerinden kısa öyküler okuyormuş gibi hissettirdi. Eseri tavsiye edeceğimi sanmıyorum. Biraz zaman geçtikten sonra esere dair aklımda çok fazla bir şey kalmayacaktır.
Lanetli Tavşan
Lanetli TavşanBora Chung · İthaki Yayınları · 20232,004 okunma
456 syf.
9/10 puan verdi
Bir Mü'minin Biyografisi
OKUYUN, OKUTUN! Bu tavsiyeler öyle kolay kolay her kitap için verilemez. Ne okuyayım, sorusuna cevap vermek de kolay değildir. Kişinin eğitimi, yaşı, okuma alışkanlığı vs vs önemlidir. Lakin ben artık tereddütsüz herkese, her yaştan her fikirden her görüşten insana tavsiye edilebilecek bir eserle tanıştım ki çok geç oldu. Bırakın tavsiyeyi bir yerden para bulsam mesela, alıp tek tek dağıtıp "Mutlaka okuyun, okutun!" diyeceğim bir şaheser... Mithat Cemal Kuntay Mehmet Akif'le tanıştığında 18 yaşında Akif ise otuzlarında. Akif'in vefatına kadar süren bir dostluk... Yıllarca devam eden bir muhabbet... Mithat Cemal, Akif'le aynı dini hassasiyetleri paylaşmıyor. Fakat dostu Mısır Apartmanı'nın bir dairesinde, yoksulluk içinde, acılar çekerek vefat edince, "Hakikat uğruna hayatını feda eden!", hakikati haykırdığı için daha hayatta iken unutulan milli şair unutulmasın diye onunla olan anılarını kaleme alıyor. Böyle samimi, böyle tatlı bir dille yazılan kaç biyografi eseri vardır bilmiyorum. Lakin ben 445 sayfa boyunca suratımda bir gülümseme ile okudum. Hatta çoğu yerde sesli güldüm. Son iki sayfada da ağladım. Mithat Cemal eseri müthiş bir edebî dil, çok tatlı bir mizah ile yazmış. Ve hiç abartmadan, hatta yer yer eleştirerek yazdığı Mehmet Akif'e hayran olmamak elde değil. Eşsiz bir karakter. Mehmet Akif kesinlikle İstiklal Marşı şairi olmanın ötesinde bir değer. Kesinlikle yakından tanınması gereken bir karakter. Bu kitap, her edebiyatçının, her müminin, her öğretmenin, her öğrencinin, bu ülkenin her ferdinin okuması gereken bir eser. Okuyun, muhakkak okuyun.
Mithat Cemal Kuntay
Mithat Cemal Kuntay
Mehmet Akif Ersoy
Mehmet Akif ErsoyMithat Cemal Kuntay · Everest Yayınları · 0246 okunma
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.