Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir kadeh yola çıkmaya Bir kadeh yolda olmaya Ve bir kadeh daha sevgiliyi bulmaya İlk ikisini yuvarla gitsin Yola çıktın ve yolunda gitmektesin
Ekşi,küflenmiş bir ekmek gibi kokuyor bu şehrin koltuk altları.Köpeği vurulmuş bir çoban sessizliğine gömülmüş gibi oluyor bu saatlerde.Herkes kendi ihanetine dönüyor ve herkes bir 'kes' arıyor 'kes' sizliğinde! Kocaman adamlar ve kadınlar kahkahalarında saçları daha yeni örülecek kıvama gelmiş kızları, önce doğurup sonra boğuyorlar! Sonra herkes kadeh kaldırıyor kaybettiklerine. Feridun Urfa
Reklam
Bir kadeh daha şiir içsem, körkütük şair olsam.. Hangi mısraya sığar ki sevdan! —Nazan Bekiroğlu
6 Haziran 1973 Pırıl pırıl bir yaz günüydü Aydınlıktı, güzeldi dünya Bir adam düştü o gün Galata Kulesi’nden Kendini bir anda bıraktı boşluğa Ömrünün baharında Bütün umutlarıyla birlikte Paramparça oldu
M.K.A
Içsemde bir kadeh hayat iksirinden Bilinsin! Zamansız ayrıldım Fikriyeden.
Beni anlatan bir şiir..
şimdi yoksun seni düşünebilirim artık tutar ellerini öperim uzun uzun kimseler ayıplayamaz beni yokluğunda seni nasıl sevdiğimi anlayamazlar işte gözlerin işte dudakların senin olan ne varsa karşımda duruyor ayaklarını dilediğim yere götürebiliyorum artık sevdiğim şarkıları söyletiyorum dudaklarına ve hoyrat ellerimle seni her gün biraz daha
Reklam
BİR İZ
BİR İZ Bu akşam Eski bir sevda türküsü söyler gibi Sesim tiz Ilık bir esinti var sahillerimde Yine sensiz ve sessiz
boğulmak
Boğulmak benim hünerimdir  Yağmurlara uzak o topraklarda  De ki öldü bu adam  Halk diktatörlüğünün birinci yılında  Boğulmak benim hünerimdir  Su geçirmez şemsiyeler gibi kollarımı açıp da  Yeni geldim, kurundum, şöyle ne oldum  O mel'un yalnızlığın çorak sayfasında  Kendimi koşuya saldığım bir mevsimdir  Yağmur beni kovalar, ben yüzümü yıkarım  Kirliyim, arınmam, üç beş kadeh atarım  Üstüne de bir cigara yakardım, ben adam olsam  Derin uçurumlara tutkun bir ağaç gibi  Boğulmak hüner midir ah, bir elimi tutsan.
Ahmet Erhan
Ahmet Erhan
Galata Kulesi
6 Haziran 1973, pırıl pırıl bir yaz günüydü, aydınlıktı, güzeldi dünya, bir adam düştü o gün galata kulesinden. kendini bir anda bıraktı boşluğa; ömrünün baharında, bütün umutlarıyla birlikte paramparça oldu. bir adam düştü galata kulesinden; bu adam benim oğlumdu gencecikti Vedat, ışıl ışıldı gözleri, içi, bütün insanlar için sevgiyle
Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin, Yitirmiş öpücükleri, Payı yok, apansız inen akşamdan, Bir kadeh, bir cigara, dalıp gidene, Seni anlatabilsem seni... Yokluğun, cehennemin öbür adıdır Üşüyorum, kapama gözlerini...
Ahmed Arif
Ahmed Arif
Reklam
boğulmak
Boğulmak benim hünerimdir  Yağmurlara uzak o topraklarda  De ki öldü bu adam  Halk diktatörlüğünün birinci yılında  Boğulmak benim hünerimdir  Su geçirmez şemsiyeler gibi kollarımı açıp da  Yeni geldim, kurundum, şöyle ne oldum  O mel'un yalnızlığın çorak sayfasında  Kendimi koşuya saldığım bir mevsimdir  Yağmur beni kovalar, ben yüzümü yıkarım  Kirliyim, arınmam, üç beş kadeh atarım  Üstüne de bir cigara yakardım, ben adam olsam  Derin uçurumlara tutkun bir ağaç gibi  Boğulmak hüner midir ah, bir elimi tutsan.
Ahmet Erhan
Ahmet Erhan
Laleli'den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız, Birden nasıl oluyor, sen yüreğimi elliyorsun, Ama nasıl oluyor, sen yüreğimi eller ellemez... Aklıma kadeh tutuşların geliyor, Çiçek Pasajında akşamüstleri, Asıl yoksulluk ondan sonra başlıyor, Bütün kara parçalarında.
Cemal Süreya
Cemal Süreya
1.500 öğeden 1.471 ile 1.485 arasındakiler gösteriliyor.