Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tülsü'yü sevmek...
"Seni Seviyorum TÜLSÜ" .....yazılı telgrafımı alınca bu da ne demek oluyor,Tülsü de kim oluyor diye şaşırmış olmalısın. Aklı başında bir insanın yazacağı bir şey değildi doğrusu ; ama o telgrafı çekerken tam olarak aklımın başında olduğunu söyleyemem, o gün bir uyur gezer gibiydim; istencim dışında o telgrafı çektim sana... Yabancısı
80 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Eserde, okumuş soylu kumar bağımlısı bir gençle ona yardım eden orta yaşlı zengin bir kadının yaşadığı 24 saati anlatır. Eşini kaybetmiş bir bayan ,kendini boşlukta hissedip arayışa girer. O sırada intihar etmeye niyetlenen kumar bağımlısı gence yardım eder. Aralarındaki bu ilişki kısa sürede kadının ona bağlanmasını sağlar. Fakat genc kumar bağımlılığından kurtulamaz ve kadında hayal kırıklığı oluşur. Yıllar sonra kadın gencin intihar ettiğini duyar ve rahatlar. Kendisine o geceyle ilgili santaj yapacağını düşünür. İlerleyen evrede bu yaşadığı olayı birine anlatır. Bu şekilde kendini rahatlatmaya çalışır. Hikayede insanların bağımlılıklarımız dan vazgeçemedigimiz ve bizi getirdiği noktaları anlatiyor.
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört SaatStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020127,4bin okunma
Reklam
80 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
İncelememi eklemeden önce bir soru sormak istiyorum sizlere; Bir elinizde tutku, arzu ve istedikleriniz diğer elinizde sizin monoton, değiştirilemeyen, sıradan hayatınız hangisini seçmek size daha cazip gelecektir? Stefan bu eserinde kadın ruhunun en ince detaylarına yer vermiştir. Onun satırlarını okurken hissedeceksiniz bir kadının gerçekten ne olmak istediği değil neleri arzuladığını. Okuduğumuzda 24 saat deriz ama 24 yıllık koca bir ömre bedel olan bu (24 saat) o zavallı kadının acılarıyla beslenen bir insana bürünmesine sebep olmuştur. Acılarla beslenen birinde vicdan ve merhamet kavramlarını görür müsünüz? Size acı veren kişiyi affeder misiniz? Sorularımın cevabını bu kitaptan alacaksınız... Herkese iyi okumalar.
Bir Kadının 24 Saati
Bir Kadının 24 SaatiStefan Zweig · Maviçatı Yayınları · 2019127,4bin okunma
O gün beni o kadar çok yaralayan şey, hayal kırıklığıydı... bu genç insanın öyle boyun eğerek çekip gitmesinden duyduğum... hayal kırıklığı... yani beni tutmak, benim yanımda kalmak için hiç çaba harcamadan... evine dönmesi, ilk söylediğimde boyun eğerek, saygıyla kabul etmesi... beni kendine çekmek yerine... bana, yoluna çıkmış bir azize gibi tapması... ve... beni bir kadın gibi görmemesi. Hayal kırıklığım buydu... ne o zaman ne de daha sonra kendime bile itiraf edemediğim bir hayal kırıklığı...
HER Kadın ÇOCUKTUR ASLINDA erkeğin bir çocuğa gösterdiği şevkati göstermesini ister ama hiçbir kadın çocuk muamelesi görmek istemez söylediği şeyler çocukçada olsa dinlenilmesini dikkate alınmasını ister her kadın güçlüdür aslında ama gücünü ortaya koymayı sevmez isterki erkeğin gücü kendisine huzur versin HER KADIN SEVGİLİDİR aslında içinde her zaman sevgi taşır zor sever ama tam sever HER KADIN YANLIZDIR aslında hiç bir zaman bütünüyle elde edemezsiniz YANLIZLIK onun sığınağıdır mutluluğun sırları bende diyorsanız elde edemeyeceğiniz başarı yok edemeyeceğiniz engel kalmaz kadın ne ister?hiç düşündünüz mü hani sizin deyiminizle dırdır falan değil paylaşmak ister kadın dertleşmek ister 24 saatin içinden en fazla 1 saati ister kadın mutluluk ve huzur bekler mutlu olduğu zaman ise erkeğini mutlu eder sevilmek ve ilgi kadının en çok istediği şeydir ne kadar ilgi verirseniz o kadar sizinle ilgilenir sadakat ister kadın gözü dışarda olmayan ve sevgi sadık olan bir erkek ister kadın çocuk olmak ister çocuk gibi şımartılmak ve çocuk gibi sevilmek ister çok şey istemez kadın sadece üç şey ister İLGİ İLGİ ve İLGİ bu üç şeyi yerine getirirseniz kadın yollarınıza kırmızı halı serer..!!!
80 syf.
7/10 puan verdi
Özgürlüğümüz ve tutkularımız bizim için çok önemli.. Bazı toplumlarda tabu olarak görülse de veya kişiler kendi otokontrol sistemini kurarak onları reddetse de; artık günümüzde çoğu insan için özgürlük ve tutku son derece hayati seviyede... Hayat kısa ve sorumluluğunu aldığımız ölçüde özgürlüğe tutkulara kucak açıyoruz. Sonu hayal kırıklığı da olsa, o heyecan bizi mutlu ediyor. Bu konuyu taa 1900'lü yılların başlarında gören biri daha var: Stefan Zweig! Avusturyalı yazar, "Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat" adlı romanında, 100 yıl sonrasını daha o günlerden görüyor. Güçlü gözlem yeteneğini, bir kadının kalbinin en uç noktalarına inerek duygularla birleştiriyor. Dönemin aristokrasisine de bir selam eleştirisi göndermekten geri kalmıyor Konu, 1920'nin Fransa'sında, Monte Carlo'da geçiyor. 42 yaşında kitabın da anlatıcısı olan Mrs. C, kocası ölmüş ve yalnız kalmış bir kadın... Yasını tuttuktan sonra, seyahat etmeye, yalnızlığını bir an olsun dindirmeye karar verip kendini Monte Carlo'da buluyor. Burada bir kumarhanede, 24 yaşındaki bir genci gözlemliyor ve onun son parasını harcadığını, intihar edeceğini anlıyor. Böylelikle genç adamı intihardan vazgeçirmek için onunla tanışıyor. Birlikte otele gidiyorlar ve Mrs C, çok dil döküyor. Kitap da bu kadının genç adamla geçirdiği 24 saati konu ediniyor. Sonu hayal kırıklığı olsa da Mrs C'de özgürlük ve tutkular ağır basıyor, genç adamla ilgilenirken; tutkunun da etkisiyle o anları hiçbir şeye değişemiyor.
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört SaatStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020127,4bin okunma
Reklam
Normalde kadınların yumurta sayısı sınırlıydı ve belli bir yaşa kadar her ay bir tanesini kullanıyorlardı. Daha da ilginci yumurta olgunlaştırılıp ortama bırakıldıktan sonra yaşayabilmek için yaklaşık 24 saati vardı. Eğer 24 saat içinde keşfedilemezse büyük bir ihtimalle sonsuza kadar yok olacaktı. Erkekte yer alan sperm hücresinin kadın vücudundaki tek bir yumurtayı bulması neredeyse Mars’ta su bulmak kadar zor bir süreçti. Zaten onun için kadının tek bir yumurtasına karşılık erkekten gelen sperm sayısı 200 milyon civarındaydı. 200 milyon kaşif hücrenin ruh eşini bulmak için çıktığı bu yolda sadece çok az bir kısmı yumurtaya ulaşabilmekteydi. Yumurtanın bir günlük ömrüne rağmen spermler dört-beş gün canlı kalabiliyorlardı.
80 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Bir kadının yaşamından 24 saat Eveet bir Zweig kitabıyla tekrar karşınızdayım. Bunu her seferinde söylemeden geçemeyeceğim Zweig benim gözümde büyük yazarlardan. Bu kadar çok şeyi bu kadar az sayfaya sığdırması benim için hayranlık uyandırıcı. Ben bu kitabı 8 günde okudum çünkü uzun süren bir reading slump (okuyamama dönemi) geçiriyorum ve hala kitap okumaya karşı biraz yavaş davranıyorum ama olsun umarım en kısa zamanda eskisi gibi olabilirim. Şimdi gelelim kitaba; kitabımız küçük bir pansiyona gelen genç ve mükemmel bir adam ile başlıyor. Herkesle uzun uzun konuşuyor bu genç adam fakat sonraki gün Madam Henriette ortadan kayboluyor ve bulunan mektupla anlaşılıyor ki eşini terk etmiş. Birden tüm pansiyon bunu konuşmaya başlıyor ve Madam Henriette'yi tek savunan kişi anlatıcımız. Bunun üzerine pansiyonda kalan 60'lı yaşlarda bir kadın anlatıcımıza hayatını değiştiren 24 saati anlatıyor. Artık yorumlamaya geçeceğim fakat spoiler verme ihtimalim çok yüksek. Ben Bayan C. 'nin 24 saatlik hikayesinde geçen adama öyle sinirlendim ki... Ayrıca Bayan C.' nin kendini suçlu hissettirmesi gereken bir şey yaptığını da düşünmüyorum. Evet hayatını değiştirdi o an verdiği karar ama kendini suçlu hissetmesi beni sinirlendirdi birazcık. Böyle işte... Şuana kadar okuduğum Zweig kitapları ile sıralamaya koysam ne yazık ki sonuncu olur ama buna rağmen güzel bir kitap. Beğendim birde hızlı okuyabilsem
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört SaatStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020127,4bin okunma
207 öğeden 131 ile 140 arasındakiler gösteriliyor.