Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.6
Tutunamayanlar benim için hep önyargı ile yaklaştığım ve korktuğum bir kitaptı. Şubat ayının sakin geçeceğinden o kadar emindim ki Tutunamayanlar kitabını okumaya başladım. Ancak hepinizin bildiği üzere tüm Türkiye olarak çok zor günler geçirdik. Herkesin acıyı dindirme yöntemi farklıdır. Ben de bu dönemde acılardan kaçmak için "acı, acıyı
lavinia.
Bu kitap beni aşktan vazgeçmişken aşka inandırdı, en çok altını çizip not aldığım kitaptır kendisi. Örneğin bir sayfaya şu notu ekledim "Her kelimene bin anlam yükleyen ben, bana karşı sağır olan sana nasıl sesleneceğim?"
Merhaba herkese,
#kitapyorumu #davetlilistesi #theguestlist
Bu kitaba nasıl heyecanla başladım bilseniz. tam istediğim aradığım atmosferi vaadediyordu arka kapak. Atmosfer hem gerici hem sürükleyici. Normalde yavaş ilerleyen bir konu ve fazla karakter görüşü gerilim kitaplarında sevmediğim unsurlardandır. Ama bu kitap istisna olarak görülebilir.
Dokuza Kadar On
Yeri ayrıdır bende Özdemir Asaf'ın. Kendine özgü şiir mantığı kurarak yeni bir dil oluşturmuş bir şairdir. Bir kelimeye bin anlam yüklemek tam da şaire uygun bir söz olmalı. Bazen iki dizesi bir anı o kadar güzel özetler ki başka bir şey yazmaya gerek kalmaz.
Şiir kitapları bana göre yorumlanmaz. Çünkü şiirin o büyülü havası kaybolur; dizeleri hissetmek, özümsemek gerekir.
Dokuza Kadar On, altını bolca çizdiğim bir şiir kitabı oldu. Şiir severlere, ilk defa şiir kitabı okuyacaklara tavsiye ederim.
İyi okumalar, şiirle kalın..
İnsanın Anlam Arayışı
II. Dünya Savaşı yılları, vahşetin merkezi o toplama kampları... Ne kitaplar yazıldı, ne filmler yapıldı ama hiçbiri bu acıyı yaşayan biri kadar anlatamaz. Ben de bu kitaba baktığım zaman yalnızca acı çeken insanları gördüm.
Acı... Kitabı tek kelimeyle anlatacak olsam kuşkusuz bu kelimeyi seçerdim! Ne çok acı var... Açlığın acısı, Sevdiğini kaybetmenin, evladını yitirmenin acısı, Hayatındaki insanlardan haber alamamanın verdiği acı, Onurunu yitirmenin acısı...
Kitap: Üç bölümden meydana geliyor. Frankl aynı zamanda Logoterapi'nin de kurucusu.
Birinci bölüm: Kamp anılarına dair yaşadıkları.
İkinci bölüm: Logoterapi, kavramlar, psikanalizden farkı gibi konuları ele alıyor.
Üçüncü bölüm:Trajik bir iyimserlik tartışması...Bir nevii eserin sonucu.
'Yaşamak acı çekmektir ve hayatta kalmak acıda bir anlam bulmaktır.'' (syf11)
''Uyku bize birkaç saatliğine acıdan kaçış ve unutuş getirdi.'' (syf 31)
''İnsanı en çok yaralayan şey; fiziksel acı değil, haksızlığın, mantıksızlığın verdiği ruhsal ıztıraptır.''(syf 38)
Kesinlikle okumalısınız, KESİNLİKLE.
İlk İzlenim
İlk İzlenimlerim Kirpinin Zarafeti
İlk izlenim olarak kesinlikle başlarsak paradigma sözcüğünden sonra koptum çünkü birinci ağızdan yazılıyor ve yazarın eğitimini tamamlamamış bir kapıcı olduğunu biliyorum bu da karakterin zaten olay akışını ve kendisini olağandışı ifade etmesinin yanısıra yazarın doğaüstü bir güçle kelime dağarcığını kalemine odaklandığı görüyorum ben bile *ingilizce bilen ve iyi bir üniversite yüksek öğretim gören bu kelimeyi doğru yerde kullandım mı diye düşünmekten kılı kırk yarar ve en sonunda siler ve yastığımın kılıfının arkasında soğukluğa elimi sokarak hayatıma devam ederdim ama kitabın ilerleyen bölümlerinde(yine de başlarında) kitap okuduğunu hatta kudurduğunu ifade ettiğinde bu dil öyle bir anlam kazandı ki nutkum tutuldu ve kitaba duyduğum iştah attı.
