Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
112 syf.
10/10 puan verdi
Tüm çocukların ve içindeki çocuğu unutmayanların 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun Ölümün yaşı yoktur ve bizi nerede , nasıl bulacağını bilemiyoruz. Ölüm kavramı yetişkinler için yeterince zorken çocuklara anlatmak daha da zordur . Ölüm kavramını ve ölümden sonra neler olduğunu çocuklara onların anlayacağı bir dille , fantastik bir kurgu ile kaleme almış yazar #özlemcirhinlioğluyıldız . Berat ve Beyza iki kardeştir . Bir gece rüyasında Berat çok sevdiği büyükannesi Pamukyanak'ı görür. Büyükannesi yakında taşınacağını ve onunla vedalaşmak için geldiğini söyler. Rüyanın etkisi ile uyanan Berat büyükannesinin gerçekten gittiğini öğrenir. Bu dünyadan ayrılmıştır. Cenaze için eve gelen yetişkinler konuşurken ölüm ve sonrası ile ilgili konuşulanları duyar çocuklar. Hem çok üzülür hem de korkarlar . Bu noktada bir parantez açmak istiyorum. Çocuklar yanımızda iken konuşmalarımıza dikkat etmeliyiz. Onlar oynuyor ya da dikkatleri başka bir yerde gibi görünse de konuşmaları duyuyor ve dinliyorlar. Bu nedenle etrafımızda çocuklar varken ağzımızdan çıkanlara dikkat etmeliyiz. Gece olup çocuklar odalarına çekilince inanılmaz bir olay gerçekleşir. Dört büyük melekten biri olan Melek A onları ziyarete gelir. Beraber mucizevi bir yolculuğa çıkarlar. Bu yolculuk çocukların kafasındaki soruları cevaplarken çok sevdikleri büyükannesinin acısı ile de baş etmelerine yardımcı olacaktır. 10 yaş üzeri çocukların ve yetişkinlerin ilgiyle okuyacakları bu kitap yas sürecini aşamaya yardımcı olurken ölüm ve ötesi kavramlarını çocuklara açıklamakta da faydalı olacaktır.
Berat ve Beyza ile Mucize Yolculuklar - Karanlıklar Evi
Berat ve Beyza ile Mucize Yolculuklar - Karanlıklar EviÖzlem Cirhinlioğlu Yıldız · Librum Kitap · 20215 okunma
Öyle ya, aziz Üstad! Asr-ı Saadette değilsek, müştakıyız. Bu bize kâfi. Muhammed aleyhisselamın bize bıraktığı muazzam bir mucizesi bugün elimizde değil mi? O kitab, bize, muhtaç ve müştak bulunduğumuz saadeti vadetmiyor mu? Ona hâlisane sarıldığımız zaman muhtaç bulunduğumuz zevk-i maneviyat bize vermiyor mu? Evet, aziz Üstadım, bugün elimizde tuttuğumuz, gözümüzle gördüğümüz hakikî insanlara rehber olan o muazzam kitap, o büyük mu’cize ki, ben maddiyat içinde, dünya cereyanında boğulmak üzere iken, beni onun ulvî sesleri ne güzel tesellî etmiş ve bana sarsılmaz bir istinadgâh olmuştur. Hakka nâmütenâhi şükürler olsun. Muhterem Üstad, bana öyle geliyor ki, manevî saâdete küşâde bulunan ruhum, kıymettar risaleleri okudukça, yazdıkça git gide bir zevk-i manevî, bir saâdet-i ebedî hazırlıklarıyla coşacak. Coşkunluklarımın hayli devam ettiği oluyor. Üstadım, işte o zaman dünya, nazarımda bir hiçten ibaret kalıyor, ebediyete, sonsuza, saâdet âlemlerine atılmak istiyorum. İşte o dakikalar bu dünyayı bana verseler, bu tatlı hülyalarımın bir nebzesini bile vermek istemem. Def olsun gençlik rüyâlarının kâbuslu fırtınaları! Üstadım, duanıza muhtacım. Zekâi
Reklam
Kurán, insanlar okuyup anlasınlar da yaratılış nedenlerini, yeryüzünde görevlerinin ne olduğunu, neleri yapıp neleri yapmamaları gerektiğini bilsinler diye indirildi. Tüm insanlara sesleniyor. Fakat anlamalarına mani olan bir husus var: Dil farkı! Başka dillere tercüme etmek gerekiyor. Fakat mümkün mü? Konuyu bilenlerin ortak fikri şu: Kurán tercüme edilemez! Tercüme, ‘bir sözün başka bir dilde dengi bir ifadeyle yeniden söze dökülmesi’ demek. Kurán’ın manası gibi lafzı da ilahî olduğu için ‘dengi bir ifade’ ortaya koymak insan gücünü aşıyor. Yapılacak çalışma ancak ‘sözün kısaca anlamı, lafzın muhtemel manalarından biri’ diye tarif edilen bir ‘meal’ olabilir. Meal ise, Kurán bahçesinin resmidir. Bir resim, bahçedeki çiçeklerin kokusunu, meyvelerin tadını, kuşların cıvıltısını ne kadar yansıtabilirse meal de Kurán’ın mucize güzelliklerini ancak o kadar yansıtabilir. Bir meal ne kadar başarıyla hazırlanmış olursa olsun asla Kurán olamaz. Namazlarda okunmamasının bir sebebi de budur. Kurán’ın meziyetlerini mealinde arama. Bulamaz, hayal kırıklığı yaşarsın. 🍂 Ömer Sevinçgül / Sonra Bir Gün O Geldi
Lastik pabuçlarımı kapının önüne koyacağım. Kim bilir, belki bir mucize olur da içleri armağanla dolar. Biliyor musun Totóca, bir armağan olmayı o kadar isterdim ki. Bir tek armağan. Ama yeni olsun. Benim olsun yalnızca…
Sayfa 49 - Can YayınlarıKitabı okudu
Hayatta hiçbir zaman mücadeleni bırakma insanoğlu!!!
Sana bir sır vereyim mi? Mücadele etmek, mucize beklemekten daha iyi sonuçlar verir. Bırak bu dünya onların olsun. Gel biz seninle daha iyi bir dünya için mücadele edelim. İyiliğin ve güzelliğin kazanması için, mutluluğun kalplere ulaşması için ve her şeyin yoluna gitmesi için korkusuzca ilerleyelim. Evet bugün sayımız az olabilir. Ama unutma ki Allah bizimle ve bu her şeyi değiştirebilir.
165 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kalemin mısralarıdan çok insanın düşlerinde yatan hayal ve gerçekler arasında başladığım #KanunsuzTopraklar kitabında bana her duyguyu tattıran hikâyenin başından tut sonuna kadar kendimi kitabın içerisinde bir karakter olarak görmemi sağlayan yazar #mczftm_inan._ # çok teşekkür ederim Kitabın tasarımı bile okumak için iştah açıcı her cümlesinde birer hayat yatıyor birer yaşanmışlık kimi ağlatıp kimi zaman güldüren bütün duyguları bir arada tattıran ve en önemlisi durmadan umudu maviye çalan göğü ışık eden enjekte eden bir kitap daima umudun olduğunu hatırlatan satırlar barındırıyor Zorbalığa karşı dik durmayı kötüye karşı savaşmayı ne olursa olsun daima iyiden yana bize birer parça bıraktıran bu hikâyeden ötürü yazarın kendisine teşekkürlerimi sunarım bir sonraki aşamlarında buluşmak dileğiyle kalemi güçlü umudu diri başarılarının devamını dilerim kendisine
Kanunsuz Topraklar
Kanunsuz TopraklarMucize Fatma İnan · Sirya Yayınları · 202410 okunma
Reklam
“Bir mucize olsun.” diye diye ömür bitiyor iki gözüm.
Bir mucize olsun.
Bir mucize olsun istemiştim hayatımda. O mucize bir gün yıldızlar altında seni çıkardı karşıma Sonra kayıp gittin ellerimden. Belki de ben tutamadım ellerinden.
Reklam
Bir oğlum olsun babası gibi gözleri olsun, sevdiğine gözlerinin içi ışıl ışıl o sıcacık utanarak bakan gülüşü olsun... Sevdiğim Adam ve ikimizin parçası bir mucize olsun... diye bir duam vardı bir zamanlar... Erkekleri bilmem ama bazı kadınlar zor sever, severse de her zerresiyle ruhuyla sever...Ve çocuk evlilikler için engel değil o
144 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
31 saatte okudu
Küçük Prens Yolculuğum
Çocuk kitabı gibi gözükse de mana olarak bakıldığında çok daha derin bir kitap.Okudukça ne kadar kendimizi kaybettiğimizi farkediyorum. Büyümek demek küçük mutluluklardan vazgeçmek demek değildi ama biz mutluluğu hep sayılarda aramaya başladık.Bir güle sahip olmayı onu yetiştirmeyi bir başarı olarak görmezken ne kadar para kazandıysak,yada ne kadar insana hükmetmeyi başardıysak o kadar mutlu olucağımızı sandık.(Yanıldığımızı yaşlanınca anlayacaz ama geç olmaz umarım). Kitapta Küçük Prensin sorgulamalarıyla aradığı cevapları bulmaya çalışıyor.O cevapları ararken bizde aynı soruları kendimize sorup cevap bulmaya çalışsak belki de mutluluğu çok ta uzakda aramaya gerek olmadığını görebiliriz.Hayat gerçekten çok kısa ve mutlu olmak için paraya,şöhrete yada başka bir şeyi beklemeye gerek yok.Yaşadığımız her gün bizim için mucize bunun tadına vararak hayatı dolu dolu yaşamaya bakmak gerek. Her yaştan insanın okuyup kendince ders çıkarabileceği türden çok güzel bir kitap.Okunmasını tavsiye ederim.Keyifli okumalar dilerim. Kitaptan alıntı: Büyük bir karanlık perdesi var bu olayda. Neresi olursa olsun, bir yerde, hiç görmediğimiz bir koyunun bir gülü yiyip yemediği Küçük Prens'i seven bizler için çok şeyi değiştirir. Gökyüzüne bakın ve sorun kendi kendinize: Evet mi, hayır mı? Koyun çiçeği yedi mi, yemedi mi? Bakın nasıl her şey değişecek... Ve hiç bir büyük, bunun ne denli önemli olduğunu anlayamayacaktır! Yıldızları her seyrettiğimde Küçük Prensi hatırlıcam artık.Gülün ve koyununla birlikte gezegeninde mutlu olmanı dilerim.
Küçük Prens
Küçük PrensAntoine de Saint-Exupéry · Can Çocuk Yayınları · 2020234,5bin okunma
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.