"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Yağmurlu bir Ankara gecesi. Mayıs ayında olmamıza rağmen bu gri şehirde haftalardır yağmur yağıyor. Sanki evren bana ‘başla artık şu efsane kitaba’ diyor çünkü Dostoyevski okumak için her zaman kasvete ihtiyacım var. Aslında sabahtan hazırladım kendimi bu geceye. Çok heyecanlı bir gün geçirdim çünkü bu kitabı tam ik senedir elimde bekletiyorum,
Okur musunuz bilmem lakin yazdım.
İncelemeye başlamadan önce, felsefi bilgileri bu denli basit ve eğlenceli bir üslup ile kaleme alan Nigel Warburton 'a şükranlarımı iletiyorum :)
* Metnin uzunluğu gözünüzü korkutmasın, madde madde elimden geldiği kadar özetlemeye çalıştım.
Kitabımız kronolojik bir sıraya göre dizilmiş, 40 bölümden oluşuyor.
SPOILER SPOILER
Kitap içeriği hakkında bilgi içerir.
Allah’ın indirdiği bir kitapta, kutsal bir kitabın incelemesinde “spoiler” da olur mu diyeceksin biliyorum, ama olur. Nasıl mı olur? Bakalım nasıl olurmuş.
Okumadın ki sen bu kitabı, hem de hiç okumadın, onun için çok güzel olur “spoiler”, hatta en rahatsız edeninden. Sana sorsalar en başta
Burada sizlere hem kitap hakkında, hem o zamana ait, hem sonrasında yaşananlar için az biraz bilgi vereceğim. Umarım konu ile ilgili sizleri çok sık boğaz etmemişimdir? Evet, az uzun oldu ama böylesi bir eser de ancak böyle anlatılabilirdi diye düşünüyorum.
1925 yılında, hiperenflasyonun bitiminden kısa bir süre sonra Almanya'da, o günlerde sağcı
Kitabı okurken Cemil Meriçle sohbet etmiş gibi hissettim. Bu tarz kitapları okumak dinlendirici oluyor.
O, "Gönlüyle muhafazakar, dehasıyla devrimci."
Bu eserde neler anlatmak istediğini size kendi ağzından konuşurmuşçasına özetleyeyim:
Yığın olma!
"Kaderimizi çizen toplum, ama ona teslim olunca yokuz,
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
KAHRAMAN ORDUMUZA
👉1-Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
İstiklal Marşımız "korkma" diye başlar. Biliyorsun ki bu, Resûl-i Ekrem'in Sevr mağarasında Ebû Bekir'e söylediğidir. Bunlar tesadüf değil." (İsmet ÖZEL)
İstiklâl Marşı'nın ilk kelimesi KORKMAdır. Buradaki korku ne can
Ey, Oğul! Gençsin. Uslanmış ömrün 21.yüzyılın ilk çeyreğine denk geldi. Aklını formatlayan, zamanın hakim doğruları. Sen sen ol, alâkalı delillerin bütününe vakıf olmadığında, aklının çıkarımlarına güvenme. Her daim gerekli, velâkin yeterli değildir akıl.
Ey, Oğul! Herşeyi anlamaya kalkan, öfkeden ölmeyi göze alır derler. Bilesin ki, akılla
Hiçbir şeyi erteleme ,hadi dün erteledin ama bugün erteleme .
Hiçbir sorunu çaresiz olarak görme ! Hadi dün gördün ama bugün görme !
Genç yaşlarda karamsarlığa kapılırsan önünü göremezsin!
Işık sensin ,yak ışığı ...
Neye geç kaldıysan ,neye pişmanlık duyuyorsan bir adım at; yenmek için ne kadar geç olursa olsun,ne kadar yaşın geçmiş olursa olsun,hala nefes alıyorsun,hala geç değil!
Nefes aldığın sürece geç değil!
Kendine inandığın sürece geç değil?
Uzun zamandır ne kitap okuma ne de siteye girebilme imkanım oldu. Yaşadığım sağlık sorunları sırasında anladığım tek şey ise hayatımızdaki mucizenin ne olduğu idi.
Neydi mucize?
Kimine göre bir parça ekmek
Kimine göre bir tutam hayal
Kimine göre son model bir araba
Kimine göre bir koltuk kapıp bırakmamak
Benim için ise derin derin alabildiğim
✒ Yandı yandı nöronlar ! Bi' kırık beynim vardı o da kitabı okurken kül oldu. Muazzam bir beyin, bilgiyi ancak bu kadar hiç yormadan, sıkmadan, hissettirmeden sade akıcı ve merak uyandıran bir üslup ile başka bir beyine entegre edebilir.
✒ Pia Mater, Arachnoid Mater ile bağını hiç koparmadan devam edilmiş serinin son kitabına ama bu kitapta çok daha fazla bilimsel gerçeklere yer verilmiş. O kadar ki otuz yedi yıllık ömrü hayatımda hiç bu kadar bilim teorileri ile haşır neşir olmamıştım. Sağ olsun Serkan KARAİSMAİLOĞLU bilim konusunda ki cehaletimi çat çat yüzüme vurdu. Bunu da bilmiyormuşum.. Onu da mı tanımıyorsun güzelim ? " aaaa ".. " waww".. " çok ilginç" diye diye kitap bitti.. Kara cahiliyetim beni utandırdı. Ama yine pozitif yaklaşacağım olaya şükür ki öğrenmenin yaşı yok..
✒ Çok kompleks bir yapıda olan beynimizi anlamaya çalışırken, insan denen canlının aslında ne kadar muazzam bir sistem ile yaratıldığını düşündüm yine. Yaradanın gücünü biz canlılara olan sevgisini iliklerime kadar hissettim. Ve Yaradana tekrar tekrar teşekkür ettim. Ve benim savunduğum cümlemin " Mucizeye ihtiyacım yok bir mucize olduğumu biliyorum " ne kadar haklı kurulmuş olduğunu bir kez daha teyit etmiş oldum.
✒ Velhasıl;
Bilimi ve Teknolojiyi algılamakta çok zorlanan nöronlarım yüklendiği bu kadar bilgiyi ne zaman sindirir bilemiyorum.. Ama şimdi, bu muazzam seriyi okumuş olmanın verdiği mutluluğu bırakayım da uzun süre yaşasın zavallılar ;)