Kişi Kendisi İçin Bir Soru Haline Geldiğinde
"kişi kendisi için bir soru haline geldiğinde" ve bir yanıt, kendisine, sadece kendisine ait bir yanıt aradığında , kendini daha açık, daha ayrıntılı anlayabilmek için hayatının akışını tıpkı bir harita gibi serer önüne.
Zindan iki hece Mehmetim lafta! Baba katiliyle baban bir safta! Birde geri adam boynunda yafta... Halimi düşünüp yanma Mehmed' im! Kavuşmak mı? ... Belki... Daha ölmedim! Avlu... Bir uzun yol... Tuğla döşeli, Kırmızı tuğlalar altı köşeli. Bu yolda tutuktur hapse düşeli... Git vegel... yüz adım... Bin yıllık konak. Ne ayak dayanır buna, ne
Reklam
Bu benim öyküümmm :)
Çok severdik biz halka tatlıyı. Hacı amca da sık sık alır, dağıtırdı bize mutlu olalım diye. "Biz" dediğim, mahallenin çocukları işte. Hacı amca ne zaman parkın karşısındaki yoldan geçse -evine giderken mecburen bu yoldan geçerdi- merak ve heyecanla ellerine bakardık poşet var mı yok mu diye hemencik. Elinde poşet görürsek heyecanımız
Sayfa 42
BANA KARIMI GETİRİN
Birkaç gün sonra yaşlı adam yatağında yalnız uyandı. Karısı evdeki tüm ziynet eşyalarıyla kayıplara karışmıştı. Bir süre çaresizce beklemiş, bu bekleyiş esnasında aklını yitirmenin eşiğine gelmişti. Daha sonra evden çıkmış ve saatlerce sokaklarda eşini aramıştı. En sonunda kendini savcı beyin odasında başına gelenleri ağlayarak anlatırken bulmuştu.Durumu anlayan savcı bey, çok soru sormayıp durumu üstelemedi. Karısı hakkında dolandırıcılık suçundan soruşturma başlatacağını söyleyince yaşlı adam sözünü kesti: “Savcı bey, ben eşimin bulunmasını ve bana geri getirilmesini istiyorum. Onun için size geldim. Dolandırdıysa benim param, ben paramın peşinde değilim. Bana karımı geri getirin lütfen.” Savcı bey, bu sözler karşısında derin bir nefes aldı. Dilinin ucuna bir şeyler geldi ancak söylemekten vazgeçti. Masadaki monitöre dönüp, “Tamam amca,” diye geçiştirdi. Tavırlarından yaşlı adamın derdiyle pek oralı olmadığı anlaşılıyordu. Derdinde olmayan deveyi görmezmiş, yaşlı adamın asıl problemi onun meselesi değildi.
"Soru soran insanlar en tehlikeli olanlardır hep. Cevap vermek o kadar tehlikeli sayılmaz. Bazen bir tek soruda bin cevaptan daha fazla patlayıcı madde bulunur."
“Din, o muhteşem kâinatın yaradılışını Allah'a bağlar ve huzura kavuşur, onun için din insanlara huzur ve güven verir, insanoğlunun en çok merak ettiği sorunun cevabını kendince bulmuştur çünkü; felsefe ise, demin de söylediğim gibi dinin huzursuz kardeşidir, o, bulunan hiçbir cevaptan tatmin olmaz, her cevaptan sonra yeni bir soru daha sorar…”
Sayfa 109 - (e-kitap)
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.